Almanya Alevi Kadınlar Birliği (AAKB) ve Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Kadınlar Birliği Duisburg’ta ortaklaşa düzenledikleri “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde ‘ki panele çok sayıda kadın katılarak Kadın cinayetleri ve Kadına yönelik şiddeti kınadılar.
Duisburg Hamborn Alevi Kültür Merkezi Cemevi’nin ev sahipliği yaptığı panel çoğu kocaları tarafından öldürülen kadınların anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Cemevi başkanı Cemal Şen’in yaptığı selamlama konuşmasının ardından Cemevi Kadınlar Birliği başkanı ve NRW Kadınlar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Nebahat Kurt’ta kısa bir konuşma yaptı.
Tunzule Refikkızın’nın moderatörlüğünü yaptığı etkinliğe Özlem Akgül, AAKB Genel Başkanı, Özgün Kutan Baran, AAKB NRW Bölge Başkanı ve Aysel Ocak, Cumartesi Anneleri konuşmacı olarak katıldılar.
Özlem Akgül şunları konuştu:
Biz Aleviler varoluşa inanıyoruz. Varoluşta evrimleme sürecidir.
Bu süreç her iki cins yani erkek ve kadın için aynıdır.
Alevi toplumunun kadını ve erkeği gizli bir erozyon içindedir. Yok oluşa doğru gidiyoruz. İnancın özünden var olan eşitlik ve ortak paylaşım ne yazık ki pratiğe yansımıyor.
Örneğin:
Kadın konuştuğunda ciddiye alınmıyorsa, dinlenmiyorsa bu kadına saygısızlıktır, değer verilmiyor ve ciddiye alınmıyor demektir.
Biz canız. Bizde ayırım yok biz eşitiz diyoruz fakat erkeğe sağlanan fırsat eşitliği kadına sağlanmıyor.
Hatta kadının hisleri, direngenliği ve öngörüsü daha güçlü.
Eğer Alevi örgütlülüğünde bir dönüşüm olacaksa buda ancak kadının güçlenmesi için üretilecek politikada gizli ve mümkündür.
Toplumsal bilinç düzeyi yükseldikçe kadına da bakış açısı değişecektir.
Aile içinde yaşanan şiddet ve psikolojik sorunlar konuşulmuyor.
Kimseye bağırma hakkımız yok. Hele hele bir insanı öldürmeye veya yaralamaya hiç kimsenin hakkı yok. Bu hakkı kimden alıyoruz bilmiyorum?
Bunları gün yüzüne çıkarmayacağız konuşmayacağız da neleri konuşacağız.
Kadına şiddet var. Bunların aşılması için kadına karşı kullanılan kaba dilin ve üslubun değişmesi lazım.
Biz kadınlar olarak cinsiyet konusunda şiddet ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz.
Alevi kadın hareketi kendi iradesini korumaya, kendi hak alma mücadelesini sürdürmeye ve her zaman doğruları sonuna kadar savunmaya devam edecektir.
Öte yandan hem Almanya’da kadınların yaşadığı sorunlara çözümler üretecek hem de ülkemizde yaşanan her türlü ayrımcılık, sindirim ve ötekileştirme politikalarına mücadele edeceğiz dedi.
Özgün Kutan Baran:
Kadına karşı şiddet, zulüm ve büyük baskı var. Bu inkâr edilemez. Biz kadınlar yoğun baskıya maruz kalıyoruz.
Toplum baskısı yapıldığında şiddet uygulanıyor.
Dini cemaat kadınları kontrol edemesek din elden gider diyor.
Ailelere Önerimiz Çocuklarımızı Eğitelim, Okutalım Ki Bilinçlensinler
Çocuklarımızı özellikle kız evlatlarımızı okutalım eğitelim ki bilinçlensinler.
İlimden, bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. (Hacı Bektaş Veli) dedi.
Aysel Ocak:
Biz Cumartesi Annelerden bir tanesiyiz.
Bizler hak ve hukuk arayan özgürlük talep eden anneleriz.
Göz altında kayıp edilen kayıplarımızın akıbetlerini istiyoruz.
Bir an evvel faillerin cezalandırılmasını istiyoruz.
Rosa Luxemburg Almanya’da ilk gözaltındaki kayıp vakasıdır ve üç ay sonra cenazesi bulundu.
İnsan hakları evrenseldir fakat insan hakları ihlalleri de evrenseldir.
Polisin ilk gaz sıkma olayı cumartesi annelerine yapıldı.
Anneler göz altına alındı, yerlerde süründüler, şiddete maruz kaldılar ve gaz yediler.
Zulüm varsa direnişte vardır. Kadınlar birer annedir, evlatlarına yapılan saldırıya karşı direnir, savaşır ve mücadele eder dedi.
Daha sonra panel Meral Coşkun ve Evin Vural’ın Mezopotamya Ezgileri adı altında sundukları müzik dinletisinden sonra son buldu.
EKONOMİ
Az önceGÜNCEL
Az önceGÜNCEL
Az önceGÜNCEL
Az önceGÜNCEL
Az önceGÜNCEL
22 dakika önceASYA
1 saat önce