Karadeniz, doğasıyla olduğu kadar yetiştirdiği insanlarla da farklı bir ruha sahiptir. Hırçın dalgalarıyla, inatçı rüzgarlarıyla, sert mizaçlı ama bir o kadar da sevdalı insanlarıyla Karadeniz, her zaman asi ruhların yurdudur. İşte bu topraklardan çıkan iki büyük sanatçı, Volkan Konak ve Kazım Koyuncu, yalnızca müziğin değil, düşüncenin, direnişin, umudun ve sevdanın da sesi olmuşlardır.
Volkan Konak: Dik Duruşlu, Toplumsal Vicdanın Sesi
Volkan Konak, sadece bir müzisyen değil, aynı zamanda toplumsal olaylara duyarlı, sert mizacıyla bilinen ama vicdanı hep ön planda olan bir halk adamıydı. O, Karadeniz’in asi çocuğuydu ama aynı zamanda insanın içini ısıtan bir dosttu. Sol tandanslı duruşu, haksızlığa karşı yükselttiği sesi, her daim barışı ve toplumsal huzuru savunmasıyla Türkiye’de farklı kesimlerden insanları etrafında toplamayı başardı. O, protest bir ruha sahipti ama asla bölücü değildi. Eleştirirken bile birleştirici bir dil kullanırdı.
Sahneye çıktığında yalnızca şarkı söylemezdi; konuşur, anlatır, güldürür ve düşündürürdü. Gündemi takip eden, adaletsizliklere kayıtsız kalmayan, sanatı sadece eğlence aracı olarak görmeyen bir entelektüeldi. Sahneye çıktığında kimi zaman politik göndermeler yapar, kimi zaman Karadeniz’in horonuyla halkı coştururdu. Ama en çok da duygulara dokunurdu.
Konserlerinde “Cerrahpaşa” gibi şarkıları söylerken, gözleri dolan binlerce insanın sessizliğini sadece onun sesi doldururdu. O, sahneye çıktığında seyircisini de içine alan bir hikâye anlatırdı. Konserlerinde şarkılar kadar anlattığı fıkralar, hayata dair söylediği özlü sözler de hafızalara kazınırdı.
Kazım Koyuncu: Yeşile Aşık, Temiz Bir Toplumun Peşinde
Kazım Koyuncu ise Volkan Konak’tan farklı bir müzikal yolda yürüdü ama ruh olarak çok benzerdi. Kazım, doğaya aşıktı. Onun için Karadeniz sadece bir coğrafya değil, bir kimlikti. Yeşili savunmak, doğaya sahip çıkmak onun için bir sanatçının en büyük görevi gibiydi. “Ben müziğimi yapıyorum ama bunu yaparken doğaya, insana, hayata zarar vermemeye çalışıyorum” diyerek sadece sanatıyla değil, hayat tarzıyla da örnek olmuştu.
Kazım, temiz bir toplumun peşindeydi. Adaletsizliğe, ranta, doğanın talan edilmesine karşıydı. Volkan Konak gibi protest bir ruha sahipti ama o, sahneye çıktığında daha çok gülümseyerek, neşeyle insanlara mesaj verirdi. Mücadelesi ne kadar sertse, duruşu o kadar zarifti.
Kazım ve Volkan, Karadeniz’in iki yakasından aynı dalganın sesiydi. İkisi de halkın sanatçısıydı. İkisi de müziği bir silah değil, bir kucaklaşma aracı olarak kullandı. Şimdi Kazım Koyuncu, Volkan Konak’ı karşılamak için bir yerlerde tulumunu çalmaya başlamış olmalı…
Kuzey artık daha yalnız Kuzeyin Çocukları Sustu…
ALMANYA
6 saat önceGÜNCEL
6 saat önceAVRUPA
11 saat önceGÜNCEL
12 saat önceGÜNCEL
13 saat önceGÜNCEL
14 saat önceALMANYA
15 saat önce
Kalemine zihnine sağlık dostum.Iki güzel dostunda ve kaybettiğimiz diğer var olanlarında ruhlari sad olsun.
Okan bey olmus bir kisi hakkinda yazdiginizi anlamamistim gazetede olum haberini okuyuncaya kadar. Olen bir kisi icin ne denir sizin geleneklerinizde?