-Ata Yurdumuz-
“Dinle siyaset arasında ve dinle şeriat arasında bir ayrım yapmak şarttır. Din bütün peygamberlere hiç değişmeden vahiy yoluyla tekrarlanan şeyin adıdır. Şeriat ise peygamberden peygambere değişen uygulamalardır. Çünkü şartlar değişmiştir.”
Özbekistan’ın yüzölçümü 447.400 km karedir. Nüfusu 30 milyona yaklaşmıştır. Jeostratejik konumu, köklü tarihi, zengin kültürel değerleri ve ekonomik potansiyeli ile bölgesel barış ve istikrar için önemli bir konumda bulunmaktadır.
Özbekistan 14. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Timur’un hakimiyeti altına girmiştir. Timur döneminde şehirler yeniden imar edilmiş, ticarî hayat canlanmış, farklı coğrafyalardan bölgeye getirilen sanatçılar ve âlimler sayesinde kültürel yaşam zenginleşmiştir.
Timur’un vefatı ile bölgede taht kavgaları başlamıştır. 16. ve 17. yüzyıllarda devlette bölünmeler meydana gelmiş ve “Üç Özbek Hanlığı” doğmuştur. Hive Hanlığı, Buhara Hanlığı ve Hokand Hanlığı.
19. yüzyılın ortalarında Türkistan coğrafyası Ruslar tarafından işgal edilmiş ve Çarlık Rusyası, bölgenin doğal zenginliklerine el koymuş ve halk yoksullaşmıştır.
70 yıl kadar Sovyet rejimi tarafından yönetilen Özbekistan, Sovyetler Birliği’nin dağılması ile 1 Eylül 1991 tarihinde bağımsızlığını ilân etmiştir ve Türkiye Aralık 1991 tarihinde Özbekistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olmuştur. 20 Aralık’taki referandumda Özbekistan Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olarak İslam Kerimov seçilmiştir. Kerimov 25 yıl o koltukta oturmuştur. İslam Kerimov döneminde Müslümanlar ülke çapında çok sıkıntılar çekmişlerdir. Adının İslam olması ve soyadının da Kerim olması zulme engel olamamıştır. Halk, inançlarından dolayı baskı altında tutulmuşlardır. Bu durum 25 yıl sürmüştür.
Öyle ki; Müslümanlar günlük hayat içerisindeki temel pratikleri dahi yerine getiremez hale gelmişlerdir; sakal bırakmak, başörtüsü takmak ve camiye gitmek gibi sebeplerle insanlar gözaltına alınmışlardır. Müslümanlara potansiyel terörist muamelesi yapılmıştır. Adı İslâm soyadı Kerim olan bir cumhur başkanı tarafından yapılmıştır bunlar.
İslam Kerimov sonrası başlayan yeni dönemde, diğer alanlarda olduğu gibi dinî yaşam ve inanç hürriyeti alanında da iyileşmeler olmaya başlamıştır.
Bugün Cumhurbaşkanlığı görevini Şevket Mirziyoyev sürdürmektedir.
Özbekistan bünyesinde; sahip olduğu doğal kaynaklar ve genç işgücü potansiyeli ile önemli bir ekonomik potansiyel barındırmaktadır. Altın ve uranyum rezervleri bakımından dünyada sayılı ülkeler arasındadır. Doğalgaz üretimi bakımından da dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir.
Öte yandan Özbekistan dünyanın en büyük pamuk üreticisi ve ihracatçısıdır. Türkiye ile Özbekistan arasındaki ticaret hacmi, 2024 itibariyle 14,8 milyar dolar civarındadır.
Bugün Özbekistan’da faaliyet gösteren 500 kadar Türk sermayeli firma bulunmaktadır.
Müslümanların Durumu
Özbekistan, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri açısından zengin olduğu gibi; aynı zamanda dinî geleneğin oldukça güçlü olduğu bir bölgedir. İslam dini ve medeniyeti açısından son derece önemli birçok şehir, Özbekistan sınırları içerisinde yer almaktadır. En önemli hadis kaynağı kabul edilen Sahih-i Buhari adlı eserin sahibi İmam Buhari ve Türkiye başta olmak üzere Sünnî Müslümanların çok önemli bir kısmının itikatta mezhep olarak benimsedikleri Maturidiyye mezhebinin kurucusu İmam Mâtürîdî bu topraklarda yetişen büyük din alimlerindendir. İmam Mâtürîdî 852 yılı dolaylarında Semerkant şehrinin Mâtürîd köyünde dünyaya geldiği için kendisine Mâtürîdî ismi verilmiştir.
Amelde Hanefî Mezhebinin mensubu olanlar, itikatta Mâtürîdî mezhebini takip ederler.
İmam Mâtürîdî’nin Görüşlerinden Bazı Örnekler
Allah Peygamber göndermese bile, insanın Allah’ı bilmesi aklen gereklidir.
İnsan her fiilini özgür iradesiyle seçer ve bu seçimden sonra Allah o fiilleri yaratır.
Allah, bir şeyi güzel olduğu için emreder; çirkin olduğu için ise yasaklar.
Allah insana gücünün yettiğinden fazlasını yüklemez.
“Sahabe, yıldızlar gibidir, hangisine tabi olursanız doğru yola gidersiniz.” Hadisi doğru değildir. Sahabe de insandır onların da hata yapabileceği ihtimal dâhilindedir. Doğru olan konularda sahabenin örnek alınması gerekir, yanlış yapmışlarsa yanlış örnek olamaz.
Sorunlara sürekli geçmişten çözüm bulmak yerine, bugünün sorunlarına kendi inisiyatifimizi kullanarak çözmemiz gerekir. Bundan dolayı, tefsirle tevili ayırmak gerekir. Tevil(yorum) yolu açık olduğu sürece, sorunların çözümü kolaylaşır. Tevili yasakladığınız zaman, sorunların üstesinden gelmek imkansızlaşır ve önceki nesillerin sorunları günümüzün de sorunları olmaya devam eder. Hâlbuki dinin bizden gerçekleştirmemizi istediği görevler vardır, ki bunlar beş olarak sayılır: Can, din, akıl, mal ve nesil güvenliğidir.
İnsan hakları evrensel beyannamesinin özü, bu hususlardan oluşur.
Dinle siyaset arasında ve dinle şeriat arasında bir ayrım yapmak şarttır. Din bütün peygamberlere hiç değişmeden vahiy yoluyla tekrarlanan şeyin adıdır. Şeriat ise peygamberden peygambere değişen uygulamalardır. Çünkü şartlar değişmiştir.
Mâturîdiyye Mezhebi, Türkiye, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya ülkelerinde yaygındır.
Özbekistan’ın, Taşkent, Semerkant ve Buhara gibi şehirleri de İslâm kültür ve medeniyetinin en önemli şehirleri arasındadır. Dolayısıyla Özbekistan tarih boyunca Orta Asya coğrafyasında İslamiyet’in merkezi konumunda yer alan bir bölge olarak öne çıkmaktadır. Nüfusun %90’ı Sünnî Müslüman, %6 kadarı Hristiyan, geri kalanı ise farklı dinlere mensupturlar.
Devam edecek ,
Rüştü KAM
ALMANYA
3 saat önceDÜNYA
3 saat önceAFRİKA
3 saat önceGÜNCEL
3 saat önceALMANYA
15 saat önceALMANYA
16 saat önceALMANYA
16 saat önce
Sayin Rustu Kam,Baska bir ulkenin devlet baskaninin, ve ozellikle merhum kisilerin, hakkinda boyle kotu seyleri nasil, kendiniz sahsen sahit olmus gibi soyluyorsunuz? Bunu sizin mezhebinizmi tavsiye ediyor. Islam’da mezhep yoktur. Kur’an mezhepler icin ne diyor? Bilmeniz gerekir. Turkiye’ Cumhuriyeti Kimlik Kartlarinda neden mezhep yazilmaz, bilirmisiniz? Hemen Hem tarihci hem dini lider hemde doktormus gibi atip tutmayin lutfen. Yerini ve haddini bil. Aman haa!