Henüz daha vakit olmasına rağmen, televizyonlarda yaklaşan anneler günü nedeniyle çeşitli firmalarla ilgili reklamlar sürekli yayınlanıyor… Telefonlarımıza mesajlar gönderiliyor…
Telefonuma gelen, ilk “Annenize alabileceğiniz en güzel hediye seçenekleri burada” diyen mesajla altüst oldum. Küfür gibi geldi ve acımı katmerledi…
Düşündüm: Evladı şehit olan yüzlerce anne var bu ülkede. Güney Doğudaki depremde, öncesindeki depremlerde, Kartalkayadaki yangında evladını ya da annesini kaybetmiş yüzlerce kişi ve daha pek çok nedenle vefat etmiş olan evlat ve anne var!..
O nedenle anneler günü kutlamalarını hiç doğru bulmuyorum. Hem ne diye Amerikalı bir kızın (Anna Jarvis) annesinin öldüğü günü anneler günü olarak kutluyoruz ki?
İlla ki kutlayacaksak, o kızın annesinin öldüğü günü değil, her birimiz dünyaya geldiğimiz günü anneler günü olarak kutlamalıyız. Çünkü annelerimiz bizim dünyaya gelişimizle anne oluyor!..
Üstelik, annesi sağ olana her gün anneler günü… O yüce sevgi bir tek günle sınırlanabilir mi, sığar mı bir tek güne ve doğru mu? İmkânlarımız ölçüsünde her gün hatırlamak, anmak, arayıp sormak, sevgimizi sunmak gerekmez mi? Zaman zaman pek tabii ki bütçemiz ölçüsünde hediyeler de sunmalıyız ama hediye çok da önemli değil anneler için. Evladının sağ ve sağlıklı oluşu, sevildiğini, düşünüldüğünü hissetmek, aranıp sorulmak her hediyeden daha değerli, daha mutlu edici anneleri…
Çocukluğumda ve henüz annem sağken de sevmezdim anneler gününü. O gün çok kötü hissederdim kendimi. Çok acı verici, hüzünlü bir gündü benim için. Anneleri olmayan çocukları düşünürdüm. Hele de yetiştirme yurtlarında olanları… Çocuğu olmayan anneler gelmezdi aklıma. Çünkü henüz annelik ne demek, çocuğu olmamak ne demek, nasıl bir duygu bilmezdim ama annesizliğin ne olduğunu tüm yüreğimle hissederdim… Anne olduktan sonra da aynı hüzün ve acıyı evladını kaybeden anneler için de duyar oldum…
Allah’ın, annesini kaybetmiş çocuklara da, evladını kaybetmiş annelere de tahammül gücü vermesini ve artık iyiden iyiye alışveriş çılgınlığına dönen bu günlere dur denilmesini temenni ediyorum…
Duyarlı ve empati yapabilen tüm insanların da, bu görüşümü paylaşacağını düşünüyor ve diliyorum…
ALMANYA
9 saat önceGÜNCEL
9 saat önceALMANYA
14 saat önceALMANYA
14 saat önceALMANYA
14 saat önceALMANYA
14 saat önceALMANYA
15 saat önce
Ne kadar haklisiniz. Avrupa’da ve Amerika’da Hz Isa’nin dogum gunu kekleri Agustos ayinda supermarketlerde dag gibi yigilir. Bir Birkac yil once bizin mahlledeki supermarket menagerine saka yaptim. “Hz Isa bana misafir gelirse ve bu kekten ikram edersem “Yunus, bana 6 aylik kek vermeye utanmiyormusun” derse ne diyebilirim dedim. O tarihten beri o supermarket Yikbasi keklerini Kasim Aralik aylarinda satiyor. Yani her sey para icin. Yerden goge kadar haklisiniz.Kutlamanin sekli degisti. Hersey para ile olculur oldu. Ailece veya arkadaslarla ve akrabalarla oturup bir cay icmek bile bir kutlamadir. Yani hal hatir sormak, tatli dille bir muhabbet etmek.
Ne kadar haklisiniz. Avrupa’da ve Amerika’da Hz Isa’nin dogum gunu kekleri Agustos ayinda supermarketlerde dag gibi yigilir. Bir Birkac yil once bizin mahlledeki supermarket menagerine saka yaptim. “Hz Isa bana misafir gelirse ve bu kekten ikram edersem “Yunus, bana 6 aylik kek vermeye utanmiyormusun” derse ne diyebilirim dedim. O tarihten beri o supermarket Yikbasi keklerini Kasim Aralik aylarinda satiyor. Yani her sey para icin. Yerden goge kadar haklisiniz.Kutlamanin sekli degisti. Hersey para ile olculur oldu. Ailece veya arkadaslarla ve akrabalarla oturup bir cay icmek bile bir kutlamadir. Yani hal hatir sormak, tatli dille bir muhabbet etmek.