Yeşilin adı ot, otun adı sağlık

Yeşilin adı ot, otun adı sağlık

ABONE OL
12:09 - 03/03/2022 12:09
Yeşilin adı ot, otun adı sağlık
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

Yeşilin her tonunun şekillendiği, adına festivallerin düzenlendiği sağlık deposu otlarla bahar bir başka güzel gelir Ege’ye.

İzmir, doğal, kültürel ve tarihi zenginlikleri kadar yemekleriyle de meşhur. İzmir ve Ege mutfağının önemli bir parçasını ise doğada kendiliğinden yetişen  ‘OT’lar oluşturuyor. Mezopotamya, Eski Mısır, Hitit, Yunan, Roma, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetler de birçok amaç için bu yabani bitkilerden faydalanarak kendi beslenme kültürlerine dahil etmişler. İklimi ve toprağının zenginliği sayesinde Ege’de yabani olarak yaklaşık 600 çeşit ot yetişir, 70 civarı ot ile de çeşitli yemekler, salatalar, mezeler, hamur işleri yapılır. Yeşilin her tonuna, acının, tatlının, ekşinin, baharlının her aromasına sahip olan bu otlar, sağlıklı, doğal ve doğru beslenmenin öne çıktığı Ege ve İzmir mutfağına ayrı bir zenginlik katar. İzmir’in bahar mutfağı da ağırlıklı olarak bu sağlık deposu otların etrafında şekillenir. Ege’nin ot kültürü öylesine zengindir ki, her menüde farklı şekillerde sunulur. Bunların kimi haşlanır salatası yapılır, üzerine zeytinyağı, limon suyu, sarımsak ve tuzdan oluşan bir sos ile servis edilir. (çobandüdüğü, turp otu, radika), kimi yumurtayla kavrulur (tilkişen, gelincik, körmen), kimi kuzu etiyle pişirilir yemeği yapılır (şevketi bostan, arapsaçı), kimi de zeytinyağlı borani yemeği yapılır (peygamber seccadesi, mis otu, çağla otu). Kıymalı ebegümeci, karışık otlu börek, ısırgan salatası, arapsaçlı kuru fasulye, mücver de çokça yapılan ot lezzetleri arasında.

 

YEŞİLİN HER TONUNUN ŞEKİLLENDİĞİ SAĞLIK DEPOSU OTLARLA

Ege ikliminin ve toprağının kattığı lezzetle yetişen otlar, içlerinde barındırdıkları vitamin ve minerallerle bin bir derde deva olmalarıyla da ünlüdürler. Lezzetlerinin yanında sağlığa faydaları da anlatmakla bitmez. Çoğu ot yüksek oranda C, B1, B2, A vitamini, demir, kalsiyum, bakır gibi mineraller, antioksidanlar içeriyor ve kansere karşı koruyucu etkileri barındırıyor. Sindirim sistemini güçlendiren, cildi güzelleştiren, kolestrolü düşüren,  karaciğeri temizleyen ve kalp damar, hipertansiyon gibi hastalıkların gerilemesinde etkisi olan Ege otlarıyla ilgili Urla’da Mart Dokuzu Ot Festivali, Çeşme’de Alaçatı Ot Festivali, Bodrum’da da Acı Ot Festivali düzenleniyor. Festivallerde açılan stantlarda salatadan ot kavurmasına, otlu kekten böreklere kadar ota dair birçok lezzet sunulur. Ayrıca otları tanıma, toplama ve sağlıklı beslenme söyleşileri ve yemek atölyeleri düzenlenir, müzik dinletileriyle keyifli zamanlar geçirilir. En çok çeşit otu toplama ve ot yemekleri Yeşilin her tonunun şekillendiği, adına festivallerin düzenlendiği sağlık deposu otlarla bahar bir başka güzel gelir Ege’ye,.

KEÇİNİN YEDİĞİ HER OT YENİR

İzmir’in Urla ilçesinde yaşayan 75 yaşındaki Şenay İnceoğlu Ege sofralarının olmazsa olmazı lezzetlerinin başında şifa deposu otlarla pişirilen yemeklerinin geldiğini belirterek, “Yıllarca aynı coğrafyada yaşadığımız ve aynı kültürü paylaştığımız Yunanlı dostlarımızdan Giritliler şöyle dermiş;’ Keçinin yediği her ot yenir’. Ben de kendimi bildim bileli ot mevsimlerinde soframızdan haşlanıp salatası yapılmış kavrulup yumurta kırılmış, etli ve zeytinyağlı yemeği pişiriliş otlar eksik olmaz. Yüzlerce yıllık deneyim ve bilgi birikimiile büyük annelerimizden annelerimize, bizlerden evlatlarımıza, kısaca kuşaktan kuşağa aktarılan yabani otlardan yaklaşık 30 çeşit biliyorum. Isırgan otu, Şevketi bostan, Arapsaçı, Gelincik, Labada, Radika, Turp otu, Yabani pazı, Deve tabanı, Eşek dikeni, İğnelik, Keklik ayağı, Mis otu, Susamlık, Karaturp, Keçi memesi, Ebe gümeci, Kıllı kamina, Acımık, Enginar dikeni, Çoban düdüğü, Peygamber seccadesi, Leylek gagası, Eşek semirten, Düğmelik, Çiriş (yabani pırasa), Şeker otu, Saçak otu, Çağla otu, Tilkişen (yabani kuşkonmaz), Sarmaşık, Hardal otu, Kenger, Teke sakalı, Kuzu kulağı, Gavur acımığı, Madımak, Kırkdipli otu İzmir ve Ege kıyılarının en çok tüketilen otlarından sadece bir kısmı.” diye konuştu.

 

FAZLA PİŞİRİLMEMELİ

Ege mutfağının temelini oluşturan otların,besin olarak yendiği gibi hastalıkların iyileşmesi ya da hastalıklardan korunma amacıyla da kullanıldığını vurgulayan Şenay İnceoğlu otları pişirirken nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında şu bilgileri verdi:

”Sofralarımızı körpe sürgünleri, yaprakları ve lezzetleriyle süsleyen sağlık deposu otlar hazırlık aşamasında renk ve besin değerlerinin kaybolmaması için mümkün olduğunca doğramadan bütün olarak yıkanmalı, fazla pişirilmemeli. Ot yemeklerinde, baharat ve katkı maddesi pek tercih edilmez, saf ve doğal halleriyle pişirilir. Kimi otların sadece haşlayarak salatası yapılır. Kimisi hem salata hem yemek hem börek, hem de kavurma yapmaya uygundur. Doğada kendiliğinden çıkan bu otlar mutlaka bilenler, tanıyanlar tarafından toplanıp pişirilmelidir. Toplarken de dikkat edilmesi gereken ilk kural; bitki asla kökünden kopartılmamalı. Ve tüketilecek kadar toplanmalı ki kalanlar tohum yapsın, çoğalsın. Bu şekilde gelecek yıllara ve nesillere de bir şeyler kalsın. Pazarda satın alırken de taze, canlı ve sanki yeni toplanmış gibi görünenler alınmalıdır.”

Haber ve fotoğraflar: Fulya OMAÇ / İzmir

 

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.