Türkiye İnsan Hakları Konusunda Ne Düşünüyor?

Türkiye İnsan Hakları Konusunda Ne Düşünüyor?

ABONE OL
22:36 - 10/12/2019 22:36
Türkiye İnsan Hakları Konusunda Ne Düşünüyor?
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bundan tam 71 yıl önce 10 Aralık 1948’de Paris’te toplanan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni kabul etti. Bildirgeye BM üyesi 58 ülkeden 48’i evet oyu verirken, sekizi çekimser kaldı, ikisi oy kullanmadı. Türkiye, “evet” oyu veren ülkeler arasındaydı.

30 maddelik bildirge, İkinci Dünya Savaşı’nın yıkımını ve acılarını yaşayan insanlığın umutlarını dile getiriyordu. Bütün insanların eşit ve özgür doğduğunu belirten metin, köleliği ve işkenceyi yasaklıyor; inanç, düşünce, ifade ve barışçıl biçimde örgütlenme özgürlüklerini teminat altına alıyor; herkesin ekonomik, sosyal, kültürel ve hukuksal haklarına vurgu yapıyordu. Bu hakların korunması için herkesin zulme ve baskıya direnme hakkı olduğunu söylüyordu.

Peki 2019 Türkiye’sinde insan hakları deyince vatandaşların aklına ne geliyor? İşte bu soruya verilen cevaplar:

İstanbullular’a göre Türkiye’de insan hakları yeterli düzeyde değil

Yusuf Eren: “Biz elimizde olan, cumhuriyetin getirdiği değerleri bile bir noktaya taşıyamıyoruz. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı İngiltere’de, Fransa’da yokken 1926’da Atatürk tarafından verildi. İnsan hakları çok geniş bir kavram. Bu ülkede bunu şu an konuşamazsınız. İnsan haklarından önce insana ne kadar değer veriyoruz? Eğitim alanında ne yapabiliyoruz? Böyle ana konuları halletmeden insan haklarını konuşamazsınız.”

Caner Ertan: “Bir gazeteci, bir aydın bile hapisteyse insan haklarından bahsetmek biraz saçma. Ben Türkiye’de böyle bir hakkın olduğunu düşünmüyorum.”

Rıza Şimşek: “İnsan hakları araştırana, hakkını savunana var. Yasal haklarımıza istedikten sonra ulaşabiliyoruz.”

Nimet Sarı: “İnsan hakları konusunda bana ters gelen bir sürü neden var. Mesela düşünce özgürlüğü. İnsanların düşüncelerini açıkça ortaya koyamaması, koyması durumunda ağır cezalara çarptırılabileceğini düşünmesi gibi nedenler var.”

Metin Kesir: “Türkiye’de insan hakları son zamanlarda biraz kısıtlandı. Kadına yönelik şiddet , hukuksuz uygulamalar istenmeyen boyutta. KHK’larla yüzbinlerce insan işlerinden oldu. Hiç kimse kendisini hukukun üstünde zannetmemeli. Çünkü hukukun olmadığı yerde insan haklarından bahsetmek mümkün değildir.”

Yudum Kardelen: “Her şey ayan beyan ortada. Başımıza bir şey gelse danışabileceğimiz, başvurabileceğimiz bir yerin olmadığını bilmek maalesef çok üzücü bir şey. Durum maalesef bu. İnşallah düzelir.”

Ali Kemal Turan: “Eğer benim ülkemde hakkım, hukukum varsa emekli olarak karnımın doyması gerekir. Ben 20 senedir emekliyim. Cebimde 25 kuruş var. Peki ben bu parayla ne yiyebilirim söyler misiniz? Bir simit alınır mı? Alınmaz. Hangi insan haklarından bahsediyoruz? Bu nasıl hak hukuktur.”

İzmirliler’e göre vatandaşlar haklarını bilmiyor

Ali Çam: İnsan hakları deyince aklıma tüm insanların haklarının eşit olması geliyor. Aklıma Doğu Türkistan geliyor. Garibanı var, zengini var, insanın eşit olması geliyor. Ben şu anda böbrek hastasıyım. Broşür dağıtarak geçimimi sağlıyorum. Daha adil bir dünyada yaşayabilirdik. Aynı zamanda Gazi Üniversitesi’nde imkansızlıklar nedeniyle okuyamadım. Ama herkese hak eşit değil. Bugün insan hakları haftası galiba. Adil olmadığını düşünüyorum insan haklarının.

Elvan Çoban: İnsan hakları deyince, aklıma insanların yaşayamadığı bir ülke geliyor. İnsanların zor şartlarda yaşadığı bir ülke geliyor. Haklarını arayamadığı bir ülke geliyor. Ülkemiz her konuda haklarımızı koruyor savunuyor ama insanlar hakkını aramayı bilmiyor. Bu anlamda insanların kendini yetiştirip geliştirmesi lazım ki haklarına sahip çıkabilsinler. Aslında haklar herkese veriliyor. Ancak insanlar haklarının farkında değiller. Bu bilince varıp insanları önce yetiştirmek lazım ki insan hakları amacına ulaşsın. Hakkını aramayı bilirsen kimse senin hakkını çiğneyemez.

Erdoğan Özciğer: Bizim aklımıza insanlık geliyor. Her insan, insan olsun. Her şeye sahip olsun. İnsanlar şimdi hayatından şikayetçi. Üniversiteyi bitiriyor, iş yok güç yok diyor. Boşuna ben niye okuyayım diyor. İnsanlar burada haklarından yararlanamıyor. Haklı olduğunda mahkemeye veriyor. Mahkemeden ret çıkıyor. İnsan hakları mahkemesine giderse, insanı koruyorlar. Burada ufacık bir şeyle de suçlanıyorsun. Önce başımızdaki hükümetin dürüst olması lazım ki insanlar da dürüst olsun.

Rukiye Karakaya: İnsan hakları deyince, insan haklarından yararlanamadığım aklıma geliyor. Asgari ücretle, 2020 liraya çalışıyorum. Bu kadar yani, özel hayatım yok. Bizim ülkemizde insan haklarından söz etmek mümkün değil. İçerideki insanlara bakın, yargısız infazlara bakın, salıverilen katillere bakın. Kadın hakları, kadına şiddet dendikçe de sanki ‘kadına şiddet yapın’ deniyormuş gibi geliyor bana.

Tunay İrimaltı: İnsanların düşüncelerine, fikirlerine, haklarına saygı duymak, haklarını bilmek geliyor aklıma. İnsanlar devamlı mağdur oluyor, insanların pek Türkiye’de değeri yok. Haklarını kaybediyorlar. Her yönüyle insanlarımıza pek değer verilmiyor, onu söyleyebilirim.

Gaziantepliler’e göre insan haklarına değer verilmiyor

Gaziantep’te ise vatandaşlar Türkiye’de ve dünyada insan haklarının gasp edildiğini belirtti. İşte Gaziantep’te yaşayan vatandaşların insan haklarıyla ilgili soruya verdiği yanıtlar:

Hasan Çolak: “İnsan hakları denince akla insanların hak ve hukukunu savunma gelir. Türkiye’de maalesef öyle bir hak ve adalet göremiyorum. Bir adaletsizlik var. Yargının bağımsızlığı yok. Yargı siyasilerin tekeline geçmiş. İnsanların özlük hakları gasp edilmiş durumda. Memurun, işçinin eskiden olduğu gibi hakları korunmuyor. Ben hakkın, adaletin, hukukun olduğu tam bağımsız bir Türkiye hayal ediyorum.

Esat Kaplan: “Türkiye’de hak falan yok. İnsan hakları denilen şey işine gelenler için vardır. İşine gelmeyenler için ne insan hakkı vardır ne de kul hakkı vardır. Ben dünyanın hiçbir yerinde insan hakkı olduğuna inanmıyorum. İnsan hakkını düşünenlere saygı duyuyorum ama insan hakkının olduğuna inanmıyorum. İnsanlar istediği gibi davranmalı, istediği gibi yaşamalı, içinden geldiği gibi sorabilmeli. İnsanın kendi yorumunu katamadığı hiçbir şey için hak yoktur.’’

Adnan Duymaz: “Bence insan hakları yok. Her şeyi görüyoruz, bir tane bile olumlu bir şey yok. İnsanların demokratik, özgür bir ülkede yaşaması lazım ama ben göremiyorum. Adalet yok, hukuk yok. İnsanlar eziyet çekiyor. İnsanların geçim kaynakları yok. Gelir düzeyi düşük ve adaletsiz. Bazıları çok kazanıyor, ama büyük bir kesim ise zorluk içinde yaşıyor.’’

Mehmet Cengiz: “İnsan hakları denilince aklımıza insanların doğru ve huzurlu bir şekilde yaşaması gelir.’’

Mustafa Çalışkan: “İnsan hakkı denilince aklımıza insanların hür ve kendi özgürlüğü içerisinde, kimsenin baskısı altında kalmadan yaşaması geliyor.’’

Fatma Yılmaz: “Çok içtenlikle söylemem gerekirse ülkemizin pürmelal hali geliyor insan hakkı denilince. Umarım hakkın, hukukun, üstün olduğu bir ülke oluruz.’’

Fevzi Şahin: “İnsan hakları denilince aklıma kişi hak ve hürriyetleri gelir. Kişinin düşünce özgürlüğü, kendi istediği gibi giyinebilme, kendini istediği gibi ifade edebilme, kendi yaşam koşullarını kendisinin belirlemesi gelir. Yani herhangi bir sınırın getirilmemesi hatta kişinin önünün açılması gerekiyor.’’

Hasan Hüseyin Öğretici: “İnsan hakları denilince aklımıza herkesin adil, özgür bir şekilde yaşaması gelir. Ben daha çok kapitalizme vurgu yapmak istiyorum. Bir kısmımız çok aç iken bir kısmımız çok fazla zengin. Masala kenar semtlerimizde insanların yaşantıları, evleri, imkanları kısıtlı iken diğer kısımla arasında dağlar kadar fark var. Bu da insan haklarının olmadığını gösteriyor.’’

Umut Yeğin: “İnsan hakları, dil, din, ırk, renk gözetmeksizin insanların eşit ve özgür bir şekilde bu ülkede, bu dünyada yaşamasıdır. Aslında bugün ülkede de insan haklarına yeterince sahip çıkıldığının göstergeleri ne yazık ki görünmüyor. Örneğin mültecilerin hakları bakımından insan haklarına ne derece uygun şartlarda yaşıyorlar? Maalesef sömürüye maruz kalıyorlar, ucuz iş gücü olarak görülüyorlar. İşçiler, emekçiler bakımından da aynı şekilde sıkıntılar var. Antep genelinde 15 günlüğüne eylem etkinlik yasağı ilan edildi. Talepleri dile getirmek üzere her türlü faaliyet valilik tarafından yasaklandı. İşçiler için de bu Aralık ayı sonunda asgari ücret belirlenecek ve bu yönde taleplerinin dillendirildiği bir dönem. Bu yasaklarla bu taleplerin dile getirilmesinin önüne geçilmiş oldu, bu da bir insan hakları gaspıdır. Keza bu ülkede Kürtler’in eşit haklar temelinde yaşamasının önünde büyük insan hakları gaspları var. Daha geçtiğimiz yıllarda sokağa çıkma yasaklarıyla bu gaspı görmüş olduk. İnsanın kendi dilini, kültürünü, kimliğini var edebilmesinin önüne geçen uygulamalar ne yazık ki halen söz konusu. Halen 21’inci yüzyılda Kürt diye bir ulusun olup olmadığını tartışan bir güruh var. Bu içler acısı bir durum. Ne yazık ki ülkemizde insan haklarının yeterince sağlandığından bahsedemeyiz.’’

 

Amerika’nın Sesi tarafından geçilen tüm haberlerde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Haberler web sayfamızda otomatik olarak haber sitelerinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.