Türkiye, son yıllarda sadece ekonomik sarsılmalarla değil, aynı zamanda demokratik değerlerin aşındığı, toplumsal kutuplaşmanın derinleştiği, siyasi şiddetin “olağan” hale getirildiği bir süreçten geçiyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik yapılan fiziki saldırı ve ailesine yönelik tehditler, bu karanlık tablonun müzayedeye çıkışıdır.
Nasıl okunmalı?
Siyaset dili olarak ortaya çıkan “telef olacaklar” sözü, retorik bir sertlik mi? Muhalefete ve farklı düşünenlere yönelik üstü kapalı bir tehdit mi?
Saldırganlar aynı çöplükten!
Saldırganların kimliği oldukça dikkat çekici. Hiçbiri “öfkeli vatandaşlar” değil. Aksine sabıkalı, sicili bozuk, organize suç bağlantılarıyla gündeme gelmiş, çöplüklerden seçilen yaratıklar. Toplumda ortak görüş: Bu yaratıklar hukuken korunuyor, siyasi olarak cesaretlendiriliyorlar. Görevlendirilerek, lojistik destek verilerek hedefe gönderiliyorlar.
Şiddet normalize ediliyor
Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan saldırı, Selçuk Özdağ’a yapılan organize saldırı ve Sinan Ateş suikastı… Her biri, Türkiye siyasetinde şiddetin adım adım nasıl normalize edildiğini gösteriyor.
Çıkmazın buhranı mı?
Bu olayların yaşandığı zemine bakarsak, en güçlü belirleyici olan ekonomidir. Enflasyon can yakıyor, geçim derdi milyonları kıskacına almış. İşte bu ortamda, dikkat dağıtacak “şoklar” gerekiyor. Bazen bir siyasi lidere yapılan saldırı, bazen gündeme sürülen yapay krizler, yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik, gölgede bırakılıyor.
Kutuplaşma ve gerginlik herkesi etkiler
Bu saldırılarla birlikte “siyasete şiddet yakışır” algısı yavaş yavaş normalleştiriliyor. Mafyatik yöntemlerin “milliyetçilik” diye yutturulduğu, sokak kabadayılıklarının “devlet refleksi” diye sunulduğu bir atmosfer inşa ediliyor.
Dün toplumsal refleks hayata geçirilerek güçlü bir karşı koyuş ortaya çıkmadığı için: Sebahattin Ali’den Taylan Özgül’e, Taylan Özgül’den Ekrem Ekşiye, Ekrem Ekşi’den Berkin Elvan’a uzanan suikastler ve saldırılar kalıcı hale geldi. Bugün Özgür Özel’e yapılanlar, yarın bir gazeteciye, bir akademisyene, bir öğrenciye reva görülebilir. Bu yüzden mesele sadece bir parti ya da lider meselesi değil; Türkiye, hukuka mı yoksa organize karanlığa mı teslim olacak meselesidir.
Sonuç olarak!
Türkiye halkları nerede duracak?
Hadi hayırlısı…
ALMANYA
56 dakika önceALMANYA
1 saat önceALMANYA
3 saat önceDÜNYA
5 saat önceDÜNYA
5 saat önceALMANYA
5 saat önceAVRUPA
6 saat önce