News
Kürt Gazeteci ve Yazar Musa Anter’in 1992 yılında Diyarbakır’da silahlı saldırıda öldürülmesine ilişkin dava sonuçsuz kaldı. 17 yıl süren soruşturmanın ardından açılan ve 13 yıldır devam eden dava, zaman aşımı nedeniyle düşürüldü.
Diyarbakır’a açılan ancak daha sonra güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya nakledilen ve Ayten Öztürk cinayeti davasıyla birleştirilen dava, Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Davaya sanıklardan hiçbiri katılmazken, sanık ve mağdur avukatları hazır bulundu. Davayı HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın da aralarında bulunduğu kalabalık bir grup izledi.
Mahkeme önce avukatlardan Neşat Giresun’un dilekçesini okudu. Giresun dilekçesinde, davanın Türk Ceza Kanunu’nda yer alan 77 ve 78’inci “insanlığa karşı suç” kapsamına alınmasını talep etti.
Benzer bir talep dava avukatlarından ve aynı zamanda İHD Eş Genel Başkanı olan Öztürk Türkdoğan’dan geldi.
Türkdoğan, insanlığa karşı suç kapsamında yargılama yapılması gerektiğini savunarak, “İnsanlığa karşı suç kapsamında ele alınan dosyalarda zamanaşımı kuralı işlememektedir. Türkiye’de hepimizin bildiği bir gerçek var. Devlet içerisindeki çetelerin bizim kontra-gerilla dediğimiz işlediği cinayetler hep devam etti. Bir suç örgütünün devam eden eylemleri söz konusudur. Tekil bir suç açısından süre hesaplanamaz. Sürekli işlenen suçlar bakımından ele alınması gerekir” dedi.
Anter’in öldürüldüğü saldırıdan yaralı olarak kurtulan eski AKP Milletvekili Orhan Miroğlu’nun avukatı Serhat Menzilcioğlu’nun, müvekkilinin mektubu okudu. Mektupta Miroğlu’nun, cinayetin PKK ile bağlantılı olduğunu dile getirmesi gerginliğe neden oldu.
Avukatlar mektubun okunmasına tepki göstererek, “Bildikleri varsa gelip, anlatması gerekir” dedi. Mahkeme heyeti de mektubun okunmasına karşı çıktı. Mektup okunurken avukatlar ve izleyiciler salonu terk ederken Menzilcioğlu, müvekkilinin itham edilmesi nedeniyle devam etmek istediğini söyledi.
Mahkeme heyetinden söz isteyen Anter’in oğlu Dicle Anter, babasının devlet içindeki bazı odaklar tarafından öldürüldüğünü öne sürdü. Tarihi bir karar verileceğini vurgulayan Anter, “Devlet içerisinde suç işlediğini iddia eden devlet görevlileri ve tetikçiler korunup, kollanmaktadır. Hakikat ve adalet için ya insanlığa suç kapsamında ele alacak ya da davayı düşüreceksiniz. Hakikat ve adaletten yana karar verilmesini istiyoruz. Hakikat ve adalet mücadelemiz devam edecek” diye konuştu.
Taraflardan sonra söz alan savcı davanın zaman aşımından düşürülmesini istedi. Sanık avukatları da savcının talebini tekrarlayarak, davanın düşürülmesi talebinde bulundu.
Kısa bir aradan sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, davanın 30 yıllık zaman aşımı süresini doldurduğu için düşürülmesine karar verdi. Mahkeme dosyadaki diğer cinayet olan Ayten Öztürk’ün öldürülmesiyle ilgili davayı da aynı gerekçeyle düşürdü.
Cezasızlık politikasının bir sindirme aracı olduğunu savunan Sancar, “Cezasızlık iktidardaki ve devlet içindeki güçlerin muhalefeti sindirme politikasının etkili bir yöntemidir. Bu iktidar da bu yöntemi her alanda hayata geçirmeye devam ediyor. Bütün gerçeklere rağmen, davanın 30 yılda bitirilememiş olması hukuki gerekçelerle asla açıklanamaz. Politik bir tercihin net bir yansımasıyla karşı karşıyayız. Bu davaların düşürülmesi hakikat ve adalet mücadelesine elbet engel olamayacaktır” dedi.
Davanın ardından VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dicle Anter, hukuki süreci devam ettireceklerini söyledi. Anter, ”Karara İstinaf ve Yargıtay’da itiraz edeceğiz. Sonuç alamazsak Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz. İç hukuk yolları tükendikten sonra AİHM’e başvuracağız” dedi.
Kürtler arasında Ape Musa yani Musa Amca olarak anılan Gazeteci yazar Musa Anter, 20 Eylül 1992 tarihinde, kültür ve sanat festivaline katılmak üzere geldiği Diyarbakır’da öldürüldü.
Yeğeni ve eski AKP Milletvekili Orhan Miroğlu, olay gecesi Anter’i alıp evinde yemeğe götürmek üzere, kaldığı otele gitti. Ancak Anter, bir arazi ihtilafını çözmek için ihtilaflılarla görüşmeye gideceğini söyledi.
Anter’i ihtilaflıların bulunduğu eve götürmek üzere bir kişi geldi. Miroğlu da Anter’le birlikte görüşmenin gerçekleşeceği eve doğru yola çıktı.
Silvan yolunda bir mahalleye geldiklerinde, refakatçi şahıs Miroğlu ve Anter’e ateş açtı. Anter olay yerinde hayatını kaybederken, Miroğlu ağır yaralandı.
Dönemin Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin olayın ardından başlattığı soruşturma uzun yıllar “faili meçhul” kaldı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2005 yılında Anter ailesinin yaptığı başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verdi ve davayı esastan incelemeye başladı.
Türkiye, Anter ailesine 15 bin Euro tazminat ile dostane çözüm önerdi. Ancak aile tazminatı ve dostane çözüm teklifini kabul etmedi.
AİHM 2006 yılında, Musa Anter cinayetinin devlet görevlilerince işlendiğini, en azından devlet görevlilerinin bilgisi dahilinde işlendiğini ortaya koyan ciddi delillerin varlığı ve cinayet devlet tarafından etkili bir biçimde araştırılmadığı için, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkını koruyan 2. maddesinin Türkiye tarafından esastan ve usulden ihlal edildiğine karar verdi.
Başvuru sahiplerinin “mahkemeye etkin başvuru haklarının” da engellendiğini vurgulayan mahkeme Türkiye’yi 28 bin 500 Euro tazminat cezasına çarptırdı.
Bu sırada Türkiye’den kaçarak İsveç’e sığınan eski PKK İtirafçısı Abdulkadir Aygan, bir gazeteye yaptığı açıklamalarda Musa Anter cinayetiyle ilgili bilgiler verdi.
Aygan’ın açıklamalarını ihbar kabul eden Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı 2009 yılında yani 17 yıl sonra, dosyanın zamanaşımına uğramasına 3 yıl kala soruşturmayı yeniden başlattı.
PKK itirafçıları Cemil Işık, Ali Ozansoy, Abdulkadir Aygan, Hamit Yıldırım, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Olayda silahı kullandığı öne sürülen Hamit Yıldırım Şırnak’ta gözaltına alındı.
Soruşturmanın ardından hazırlanan iddianamede şüpheliler Mahmut Yıldırım, Aziz Turan (Abdülkadir Aygan), Savaş Gevrekçi ve Hamit Yıldırım hakkında, tasarlayarak insan öldürmek ve bu suça iştirak etmek, halkı silahlı isyana teşvik etmek iddialarıyla, ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 20 yıl hapis cezaları istendi.
İddianame 5 Temmuz 2013 tarihinde Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilerek dava açıldı.
Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşması 31 Temmuz 2013’te görüldü. Davanın tek tutuklu sanığı Hamit Yıldırım hakkındaki iddiaları reddetti.
Dava, 16 Ocak 2015’te ‘güvenlik’ gerekçesiyle Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledildi. Dava, sanıklardan Mahmut Yıldırım’ın yargılandığı Ayten Öztürk’ün öldürülmesine ilişkin davayla birleştirildi.
Ankara’daki duruşmalarda da cinayeti aydınlatacak herhangi bir gelişme kaydedilmedi.
MİT ve Jandarma’dan Musa Anter cinayetiyle ilgili istenilen belgeler yetersiz kaldı. Yeşil olarak bilinen Yıldırım hakkında “kırmızı bülten” çıkartılırken, iade edilemeyen Aygan’ın İsveç’te sorgulanabilmesi için Adalet Bakanlığı’na yapılan başvuru sonuçsuz kaldı.
Duruşmalarda Veli Küçük, eski Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, emekli MİT’çi Eymür gibi isimler tanık olarak dinlendi. Davanın tek tutuklu sanığı Hamit Yıldırım, 28 Haziran 2017’de 5 yıllık tutukluluk süresi dolduğu gerekçesiyle tahliye edildi.
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta Anter’in oğlu Dicle Anter ile görüşmüştü.
Görüşmenin ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “30 yıl önce katledilen Musa Anter’in oğlu Dicle Anter ile bir araya geldik. Cinayetin zaman aşımı olmaz. Helalleşmenin bir şartı da açık yaraları kapamaktır. Kapamak için de; ucu nereye gidecekse gitsin, gerçekleri ortaya çıkarmalıyız. “
VOA tarafından geçilen Musa Anter Cinayeti Zaman Aşımına Uğradı haberinde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Musa Anter Cinayeti Zaman Aşımına Uğradı haberi web sayfamıza otomatik olarak VOA sitesinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan Musa Anter Cinayeti Zaman Aşımına Uğradı haberinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.
ALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceASYA
Az önceGÜNCEL
1 saat önceASYA
3 saat önceDÜNYA
3 saat önce
