Merkel’den Erdoğan’a ‘Kıbrıs’ Eleştirisi

Merkel’den Erdoğan’a ‘Kıbrıs’ Eleştirisi

ABONE OL
00:50 - 23/07/2021 00:50
Merkel’den Erdoğan’a ‘Kıbrıs’ Eleştirisi
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Almanya Başbakanı Angela Merkel, geleneksel olarak yaz tatiline çıkmadan düzenlediği yıllık basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC’yi ziyareti sırasında yaptığı açıklamaları eleştirdi. Merkel, “iki devletli çözüm” önerisinin görüşmeleri zorlaştıracağını söyledi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC ziyareti sırasında yaptığı açıklamaları eleştirdi. Geleneksel olarak yaz tatiline çıkmadan düzenlediği yıllık basın toplantısında konuyla ilgili gelen bir soruyu yanıtlayan Merkel, Doğu Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan gerilimde Almanya‘nın arabuluculuk rolüne atıfta bulunarak, iki tarafın masa başında biraraya gelmesine ve diplomatik kanalların açık kalmasına çaba gösterdiklerini ifade etti. Merkel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “iki devletli çözüm” önerisini tekrarlamasının ise görüşmeleri zorlaştıracağını ifade etti. “Erdoğan’ın Kıbrıs konusunda BM kararlarını ihlal eden ve sadece iki devletli bir çözüm öngören önerisi, Güney Kıbrıs ve Yunanistan tarafından kabul edilmiyor. Bu açıklama tabii bizim beklentilerimizin tersine bir gelişme. Burada yapmamız gereken, bu aşılması zor sorunu sabırla ve BM’nin çatısı altında doğru yöne çevirmek ve cesareti kaybetmemek” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin AB üyeliğini öngörmüyorum”

Yaklaşan genel seçimler için partisi Hıristiyan Demokrat CDU ve ortağı Hırıstiyan Sosyal Birlik CSU’nun hazırladığı programda Türkiye’nin AB üyeliğinin toptan reddedilmesi sonrasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’deki göçmenleri Avrupa’ya gönderebileceği yönündeki tehditleriyle ilgili görüşü sorulan Merkel, kendisinin de CDU lideri ve başbakanlığı döneminde Türkiye’nin AB üyesi olmasına karşı tavır aldığını hatırlattı. “Türkiye’yi AB içinde üye olarak görmedim, ileriye yönelik olarak da görmüyorum” diyen Merkel, buna rağmen ikili ilişkilerin iyileşmesi için çaba gösterdiğini belirtti. AB ile Türkiye arasında yürürlükte bulunan mülteci anlaşması kapsamında, Türkiye ile Gümrük Birliği’nin genişletilmesinin hedeflendiğini anımsatan başbakan, “Ayrıca göçmenler için 3 milyar Euro ek yardım yapılmasına karar verdik. Bu konularda Erdoğan ile iletişim içindeyiz. Mültecilerin siyasi silah olarak kullanılmaması konusunda hemfikir olduğumuza inanıyorum. Türkiye, özellikle Suriye’den kaçan sığınmacılara olağanüstü bir şekilde ev sahipliği yapıyor. Türkiye ile bu anlaşmanın sürmesini istiyorum” görüşünü ifade etti.

Kuzey Akım 2 uzlaşısı

Yaklaşık 1,5 saat Berlin’deki basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Angela Merkel, Kuzey Akım 2 konusundaki uzlaşıyı da yorumladı. ABD Başkanı Biden ile varılan anlaşmayı savunan Merkel, tüm tarafları memnun edebilecek bir uzlaşı aradıklarını, bunun yaşama geçirilebilmesi için de tarafların özveride bulunması gerektiğini kaydetti. Merkel, Rusya’nın enerji olanaklarını özellikle Ukrayna ve diğer Doğu Avrupa ülkelerine karşı siyasi baskı aracı olarak kullanması durumunda, yaptırımların sözkonusu olacağını vurguladı. Uzlaşı kapsamında, ABD yönetimi Rus gazını Almanya üzerinden Avrupa’ya taşıyacak boru hattı projesine yönelik uygulayacağını söylediği yaptırımları rafa kaldırdığını açıkladı, Berlin de bundan olumsuz etkilenecek Ukrayna’ya mali destek sözünü verdi.

Basın toplantısında gelen sorular üzerine sıklıkla 16 yıllık başbakanlık döneminin bilançosunu çıkaran Merkel, bu görevi büyük bir heyecan ve özveriyle yapmaya çalıştığını ifade ederken, Almanya ve dünyanın bu sürede bir dizi krizle de karşı karşı kaldığını anımsattı. Son olarak Almanya’da yaşanan sel felaketinde 170 kişinin yaşamını yitirdiğini ve büyük oranda mali zarar oluştuğunu söyleyen başbakan, görev başındayken en zorlayıcı sınavlarından birinin de Corona krizi olduğunu kaydetti. “Almanya bu bunalımda her şeyi doğru yaptı demek yanlış olur, ama diğer başka ülkelerle kıyasladığımızda biraz daha iyi durumda olduğumuzu unutmamalıyız” diyen Merkel, ülkede Delta varyantı nedeniyle yeniden artan Corona virüsü vakaları nedeniyle yeni kısıtlamaların hayata geçirilebileceğini, bunun engellemenin tek yolunun da aşılama oranının hızlandırılması olduğunu söyledi. Halkı aşı olmaya çağıran Merkel, “Ne kadar aşı yapılırsa o kadar özgür olacağız” açıklamasında bulundu.

İklim değişikliğiyle mücadele

Almanya Başbakanı, ileriye yönelik olarak insanlığı bekleyen en büyük sorunlardan biri olarak tanımladığı iklim değişikliğiyle mücadelede arzuladığı kadar başarılı olamadığı şeklinde özeleştiri de yaptı.2011’de Japonya’da deprem sonrası yaşanan tsunami nedeniyle Fukuşima Nükleer Santrali’nden atmosfere radyoaktif madde sızması sonrası Almanya’da faaliyet gösteren 17 nükleer santralin 2022 yılı sonuna kadar kapatılmasına karar verdiğini anımsatan Merkel, sera gazı emisyonlarının azaltılarak, küresel ortalama sıcaklık artışının 2 derece altına düşürülmesi konusunda ise hedeflediği amaca ulaşamadığını söyledi. Yenilenebilir enerjiye geçiş konusunda koyduğu hedefler nedeniyle Alman medyası tarafından “İklim Başbakanı” lakabı takılan Merkel, Biden yönetiminin iklim konusundaki politikalarının bu konuda önümüzdeki yıllarda daha hızlı adımlar atılmasının önünü açacağına inandığı değerlendirmesini yaptı.

Başbakanlık dönemi sonrasında ne yapmayı planladığı şeklinde gelen bir soruyu yanıtlayan Merkel, seçimlerin 26 Eylül’de yapılacağını hatırlatarak, “Şu anda o güne kadar çalışacağımdan ve muhtemelen son zamanlarda karşılaştığımız gibi yeni sorunlarla karşı karşıya kalacağımızdan yola çıkıyorum. 26 Eylül’de seçim sonuçlarını üyesi olduğum parti ile birlikte izleyeceğim. Ondan sonra oturup, yeni yaşamımı planlayacağım” ifadesini kullandı.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • Mert

    Avrupa’nın Afgancı mülteci endişesi Türkiye, İran ve Pakistan için mali yardım paketi hazırlığı. Merkel’in türkiyenin suriye mülteci politikasını övgüyle bahsederken Erdoğan’ın kıbrısta yapmış olduğu konuşmasını yerden yere vurdu.
    https://www.google.com/amp/s/www.amerikaninsesi.com/amp/merkeleden-erdogana-kibris-elestirisi/5975289.html
    Benim ülkem dünyadır, tüm insanlar benim kardeşimdir, iyiyi ve doğruyu yapmak benim dinimdir demiş (Thomas Paine)
    Eğer Allah dualara cevap verseydi sizce dünyanın durumu, özellikle biz İslam ülkelerin durumu böyle olur muydu?
    Pek çok din vardır ama ahlak tekdir. Din tesellidir. Din; gerçek ile aranızdaki ilişkiye zarar verir.
    İşte türkiye ve suriye ile geldiğimiz durum açık seçik ortada.

    Yalvarıyorum kardeşlerim, yeryüzüne sadık kalın ve size doğaüstü umutlardan söz edenlere inanmayın! Zehir saçar onlar, farkında olsalar da olmasalar da.
    Kur’an’ı anlamak için Taliban’lı mı olmak lazım. Yoksa arapça aslını okumak, arapça bilmek gerek diyenlere sormak istiyorum. Sen tevratın değiştirilmiş ilahi bir kitap olduğuna karar verirken ibranice mi okudun?

    Teknoloji geliştikçe insanlar yağmurun ödül veya ceza olmadığını anladılar. Sen yıllardır bu kitabı okuyorsun ama hiç bir şey anlamadın, Nedense kafan basmıyor bir türlü basmadı.

    Papa’nın buyruğu üzerine, yerin döndüğünü söyleyen bütün kitaplar yasak edildi.
    Peki neden?

    Felsefe, insana her şeyden önce disiplinli düşünmeyi öğretir. Çevresinde olan bitenlere eleştirel gözle bakabilmeyi, neyin, nasıl, niçin değerlendirilebileceği konusunda sistemli çalışma ve araştırma yapma yollarını da gösterebilir. Felsefe insana düşünmeyi öğreten bir sanattır.

    Anlama açlık duyuyoruz. Kişisel varlığımızın evrende bir anlam ifade ettiğine dair işaretler arıyoruz. İşte bu yüzden, kendimizi ve diğerlerini kandırmaya ızgara peynirli sandviçte kutsal şekiller görmeye ya da bir rüyada uyarı aramaya çok hevesliyiz.

    Çoğunluğun aynı yalana inanıyor olması, o yalanın gerçek olduğu anlamına gelmez.
    Cehaletin hızla büyüdüğü bir memlekette önce akıl sonra insanlık ölür.
    Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’tan alıp tebliğ ettiği) sözüdür. (Hâkka Suresi 40) Parentez içinde yazanı okusan farklı, okumasan bir başka farklı.

    “Özgür irade” diyeceksiniz lakin bu ayetlerde herşeyin önceden yazıldığını, Allah istemezse insana ne zarar ne yarar hiçbir müsibetin insana uğramayacağı yazıyor? Kısacası bu ayetlere göre kaderimi yazan Allah, ben ise bir robotum. O zaman benim suçum ne? Asıl suçlu Allah değil mi?

    Kur’an’a göre yapacaklarımız önceden yazılmış, Allah tarafından belirlenmiş ise sadece soruyorum, tecavüze uğrayan çocuklar, açlıktan ölen bebekler, zulüm ile savaşta öldürülecek olan Müslümanlar acaba neden yaratıldılar?
    Allah, bir insanın kaderine niye bir bebeğe, çocuğa tecavüz etmesini yazmıştır, Müslümana müslümanın zulümüne, Din kardeşinin kanını akıtmak için onun takdirine bırakmıştır?

    Şu ülkemizin geldiği duruma bir bakarmısınız. Dünya’da 200’den fazla ülke var. Hiç bir ülkede yaşanmayan bütün kötülükler bizim ülkemizde yaşanmakta. İnsan insanı darp etmek, cinayet, bilhassa kendi anasını öldüren boğazını kesenler, şiddet, kendi çocuğunu ve Din adı altında din adamlarının çocuklara taciz etmesi ve buna benzer bir çok olaylar Türkiye’de yaşanıyor. En doğru hakiki tarikat ahlâk medeniyeti, akıl nimeti tarikatıdır.

    Yanıtla
    +0
    -0