Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamalarına, Almanya’dan tepkiler var 

Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamalarına, Almanya’dan tepkiler var 

ABONE OL
14:41 - 02/05/2020 14:41
Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamalarına, Almanya’dan tepkiler var 
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Koronavirüsün çıkış nedenlerini” Eşcinselliğe ve nikahsız birlikte yaşama bağlayan” sözleri ile açıklayan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın bu son derece tehlikeli, ayrıştırıcı ve tartışmalı açıklamaları ve ona Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sahip çıkması, açıklamaları eleştiren Ankara Barosuna soruşturma açılması Almanya’ da büyük yankı yaptı,

Türkiye’nin geleceğiyle ilgili endişeleri artırdı. Yeşillerden CDU, Hristiyan Demokrat partiye kadar birçok Siyasetçi, Müsteşar, Aydın Diyanet Başkanının açıklamalarını kınadılar.

Hatta Sosyal Demokrat Avrupa Bakanı Michael Roth” AKP Türkiye’yi bir hukuk devleti olmaktan uzaklaştırıyor. Azınlıklar, LGBTI liler artık orada korumasızlar” dedi. Yine Merkel’in Partisi olan CDU, Hristiyan Demokratlar Almanya’daki Diyanetten yani DİTİB ten bir açıklama istedi. Almanya bir eşcinsel olan yıllarca Guido Westerwelle’ nin Dışişleri Bakanlığı, Klaus Woworeit`in de başarıyla Berlin Belediye başkanlığı yaptığı bir coğrafya.

Almanya’daki Federal mecliste ve Eyalet Parlamentolarında birçok eşcinsel politikacı, yine sanatta, sporda, medya, kültür alanlarında çok önemli, tanınmış başarılı, demokrat eşcinsel şahsiyet bulunuyor. Onların cinsel tercihleri özel yaşamları hemen hemen hiçbir zaman gündeme gelmiyor, konuşulmuyor. Çünkü konu yapmak hem ayıp hem de hoş karşılanmıyor, halkta kabul görmüyor.

Bizde konuyla ilgili görüşlerini din ve devlet işlerinin tamamen ayrıldığı seküler bir devlet olan Almanya’ da yaşayan Türkiyeli Kanaat önderlerine, gazetecilere ve vatandaşlarımıza sorduk.

İşte alınan yanıtlar:

Hüseyin Mat, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABF) Başkanı

” Diyanet Osmanlı dönemindeki Şeyhülislamın bugünkü versiyonu olan bir miras almış, çağdışı bir misyon yüklenmiş bir kurumdur. Diyanet Tekçidir, inkarcıdır. Eşcinselleri ve nikahsız yaşayan çiftleri Korona Virüsün kaynağı olarak gösteren Ali Erbaş’ a sormak lazım. Osmanlı dönemindeki sübyancılık, çok eşlilik neydi? İmparatorluğu yönetenlerin bile bu işlere bulaştığı iddiaları var. Biz Aleviler bizden ve diğer muhalif inançlardan ve gruplardan vergi alıp ama bize karşı fetva verdiren diyanet gibi bir makamın, kurumun olmasını istemiyor o kurumu kabul etmiyoruz ve kapatılmasını istiyoruz.

Diyaneti cesaretlendiren AKP zihniyeti de zaten tarikatların, en gerici unsurların bir bileşimidir. 30 Kasım 1925 tarih ve 677 sayılı kanunla tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kabul edilmiş ve birtakım unvanların kullanılması yasaklanmıştır. Ama sonradan biz Alevilerin inanç merkezi Cemevleri resmi olarak hala tanınmazken onlara müsaade verilmiş, sınırsız özgürlükler tanınmıştır. Bugün tarikatların girmediği, yerleşmediği kurum kalmamıştır. Bu nasıl adalettir? Bizim için insan önemlidir. İnsanların cinsel tercihleri değil. Bu hedef gösteren tehlikeli açıklamaları kınıyoruz. Adalet dağıtacağız diyerek iktidara gelenler bugün hak, hukuk bırakmamışlardır. Diyanet toplumu kutuplaştıran, ayrıştıran bu tip açıklamalardan vazgeçmelidir. Bu zihniyete karşı tüm vicdan sahibi, seküler demokrat insanların yan yana gelip mücadele vermesi gerekiyor. Yoksa Türkiye uygar dünyadan adım adım koparılacak.”

Cafer Kaplan Dede, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu İnanç Kurulu Başkanı

” Diyanet İşleri başkanının yaptığı açıklamalar ne tesadüf nede kendiliğinden yapılan açıklamalardır. Diyanet birçok bakanlıktan daha büyük bir bütçeye sahip özel misyonu, işlevi olan bir kurumdur. Diyanet, Türkiye’nin çok kültürlü, inançlı, mezhepli, dilli olduğunu unutuyor. Sadece bir kesimin sözcülüğünü yapıyor. Bu normal bir durum değil. Böylesi krizli dönemlerde sağcı, muhafazakâr iktidarlar sıkıştıklarında gündemi de değiştirmek için kendi söyleyemediklerini dini kurumları devreye sokarak onlara, din adamlarına söyletirler. Ali Erbaş’ın açıklamalarının inançla alakası yok bu salgının önlenmesi yine bilimle, bilim insanlarının çabalarıyla aşılacaktır. Hünkâr Hacı Bektaşi Veli ilimden gitmeyenlerin yolu karanlıktır demiş ve ne kadar haklıymış. Alevi inancının merkezinde insan ve sevgi vardır onların yaşam biçimi ya da cinsel tercihi değildir. Kınıyoruz bu açıklamaları.”

Işın Ertürk Toymaz, Gazeteci-Yazar, Almanya Türk Gazetecileri Birliği (ATGB) Başkanı

” Ali Erbaş’ın nefret açıklamaları Almanya’da DİTİB’i vurdu. Vatandaşın vergisiyle vatandaşa hakaret eden, nefret saçan bir kamu kuruluşu olan Diyanet İşleri’nin başındaki isim Ali Erbaş’ı anlamak lazım.

Türkiye’de haksızlıklara, hukuksuzluklara, ayrımcılığa, adil olmayan, ötekileştirici sisteme bakarak fikir yürütmüş olmalı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu da unutmuş olmalı.

Bilimden, akıldan uzak eğitim, birçok alanda neredeyse şeriat kanunlarının işlediği bu düzende kendini Şeyhülislam mertebesinde sanmış olabilir. Ancak şu bir gerçek ki, Türkiye’nin hâlâ bir anayasası vardır. Hukuk sistemini istedikleri kadar eğip büksünler. Bu böyledir ve bu yasalara göre her vatandaş eşittir. Erbaş nefret suçu işlemiştir. Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmiştir, homoseksüelleri hedef göstermiştir.

Nafiye Aydın-Körber, Emekli Öğretmen

” Diyanetin başındaki adam hayata dair doğruları anlatamıyor.  O ”cahil ‘ insanlara hitap ediyor. Cahilliğin okuma yazma ya da diplomayla alakası yoktur. Ali Erbaş artık kontrolden çıkmış bir insan. Durdurulması mümkün değil. Ama yaptığı açıklamlar da çok ayrımcı bir dil kullanıyor bunlar toplumsal barış için hiç iyi değil. ”.

Çağdaş Gökbel, Gazeteci-Yazar/İrlanda

” Ülke olarak aşmamız gereken bazı şeyler var; bunlar sadece kurumları bağlayan konular değil. Kültürümüzle ve bu kültürün yarattığı olumsuz davranışlarla da yüzleşmeliyiz. Bir ülkede dinle ilgilenen kurum toplumsal yaşama bu ölçüde müdahale ediyorsa orada laiklikten söz edemeyiz. İrlanda üzerinden anlatayım bu durumu. Bakın Katolik dininin yıllarca toplumsal yaşama, siyasete katıldığı ülkede bugün kilise sadece kiliselerin sınırına çekilmiş durumda. Siyasi yaşamda kilisenin etkisi yok. LGBTİ bireylerin yasal evlilikleri ve yıllardır tartışılan kürtaj sorunu tamamıyla çözülmüş durumda. Tüm bunları aşmadan ileri bir ülke olmanın bir şeyleri çözmenin imkânsız olduğunu kabul etmeliyiz. Diyanetin açıklamaları buradaki Türkleri olumsuz etkiliyor. Her anlamda olumsuz etkiliyor. Bunları bulunduğumuz ülkenin insanlarına açıklamakta zorlanıyoruz. Diğer yandan bu açıklamaları ciddiye alan ve burada yaşayan vatandaşlarımız var. Gelecekte bu kişilerin bulundukları ülkede LGBTİ bireylere saldırması ve suç işlemesi söz konusu olabilir. Türkiye’de insanların yüzleşmesi gereken kültürel bir ırkçılık ve nefret problemi var. Toplum sürekli mülteci, Kürt, Ermeni ya da LGBTİ korkusuyla paralize ediliyor. Bunun ülkenin geleceğine yönelik büyük bir cinayet girişimi olduğunu kabul etmeliyiz. LGBTİ bireyleri hasta ya da sapık insanlar olarak asla düşünemeyiz. Bunun Avrupa’da çok açık bir suç olduğunu belirteyim. Türkiye’nin görünümü büyük yara alıyor. Özellikle yurtdışında yaşayan eğitimli vatandaşlarımız bunun sıkıntısını giderek daha fazla hissediyor. Tüm bu meseleleri tartışmak dahi çağ dışı Türkiye’nin bu meseleleri derhal aşması gerekiyor.”

Almanya’da 900’e yakın Camii ve 1000 İmama sahip çalışmalarında ve yönetimlerinde bölge bölge farklılık gösteren, geçmişte buradaki bazı İmamların Türkiyeli muhalifleri ihbar etmesi ve yine bazılarının kışkırtıcı vaazler vermesinin tespiti ve bu Ankara’dan yapılan son açıklamalar nedeniyle Almanya’daki en büyük Sünni İslami bir kurum olan DİTİB’ i (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) ve yöneticilerini zor günler beklemektedir. Devletin onları daha sıkı kontrol ve takip etmesi bekleniyor.

ha-ber.com/Mehmet Tanlı/Almanya
Inal

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.