DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI YUTTURMACASI

DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI YUTTURMACASI

ABONE OL
22:56 - 09/05/2025 22:56
DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI YUTTURMACASI
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Atatürkçü olduğunu söyleyen bazı arkadaşlarımız, demokratik değerleri yaşatmak, insan haklarını savunmak amacıyla Türkiye’nin Atlantik’ten kopmaması gerektiğini söylemekteler. Gerçekten doğru mu bu düşünce?

ABD, İngiliz ve Fransız devrimlerinin batıya demokrasi ve insan hakları alanında önemli katkılar yaptığı yadsınamaz. Ne yazık ki batı ülkeleri, emperyalizm çağına girdikten sonra devrimci değerler önemini yitirmeye başladı. Bu ülkeler, hızla gericileşti. Kendi çıkarları söz konusu olduğunda demokrasi ve insan hakları hiçe sayıldı. Emperyalizm çağında ABD ve Avrupalı emperyalistlerin döktükleri kan okyanusları doldurur. Kanları dökülen kişiler, insan değil miydi? Bu kişilerin insan hakkı yok muydu?

Günümüzde dünyanın dört bir yanında demokrasi ve insan hakları pazarlayan emperyalistlerce insan kırımı yapmakta. Milyonlarca kişi, para ve çıkar uğruna toprağa düşmekte. Yıllardır yoksul, yurdundan kovulmak istenen Filistin halkını kimler öldürüyor? Bu insan kıyımına göz yumup ses çıkarmayanlar kimler? Üstüne üstlük İsrail’e bu inşan kırımı için silah yardımı ve satışı yapan hangi ülkeler? Boşu boşuna öldürülen Filistinli çocukların, kadınların ve erkeklerin insan haklarından yararlanma hakları yok mu?

Afrika’da, Latin Amerika’da, Asya’da on binlerce insani yok eden ABD ve Avrupa emperyalizmi değil miydi? Bu insanların insan hakları niye kimsenin usuna gelmedi?

Afrikalı, Afganistanlı, Pakistanlı, Suriyeli ve daha birçok ülkeden Avrupa’ya giden göçmenleri Akdeniz’e gömen bu demokrasi ve insan hakları şampiyonları değil miydi? Göçmenleri kara sınırlarında tekmeleyenler, dövenler demokrasi ve insan haklarını niye uslarına getirmediler?

Afganistan, batılıların bombalarıyla Taş Devri’ne döndürülürken demokrasi ve insan haklarını neden unuttu dünyanın baş belası emperyalistler?

Gelelim kendi ülkelerinden demokrasinin ve insan haklarının nasıl uygulandığına… Almanya’da 1968 sonrası RAF içinde örgütlenen Baader-Meinof örgütü için demokrasi ve insan hakları niçin işlemedi? Örgüt üyelerinin hepsi tutukevlerinde kimlerce öldürüldü? Bu örgütün üyeleri, insan değil miydi? Yine aynı dönemde İtalya’da Kızıl Tugayların başına aynı şeylerin gelmesi rastlantı mı?

Avrupa ülkelerinde her türlü sapkın görüşü savunabilirsiniz sistemle çatışmadığınız sürece. Ancak sistemi değiştirmeye çalıştığınızda demokrasi, insan hakları ve düşünce özgürlüğü anında unutulur.

Ülkemizde ne yazık ki Tanzimat sonrası oluşan batıcı bir akım var. Bu kişiler, batıya hayrandır. Bu kişiler, emperyalizmin demokrasi ve insan hakları şekerine sardıkları zehirleri yuta yuta Avrupa zehrine karşı bağışıklık kazanmışlardır. Emperyalizmi açıkça övemediklerinden AB güzellemeleri yapar bu güruh.

Batıyı demokrasinin kalesi olarak görürken gelişmekte olan Çin ve Rusya gibi ülkeleri otoriter görürler. Bu otoriter yaftalaması da ABD ve AB söylemi. Çünkü onların kıblesi emperyalizm…

Günümüzün önemli konusu, Çin’in Kuşak Yol projesi… Kuşak Yol’un metni, ÇKP’ce hazırlandı. Metin, ÇKP’nin ülke çapındaki tüm mahalle, köy birimlerine gönderildi. Buralarda konu tartışıldı. Metne eklemler, çıkarmalar yapıldı. Sonrasında ilçe örgütlerine geldi sıra. Aşağıdan yukarı bir tartışma ve sonrasında metnin olgunlaşması sağlandı. Ardından binlerce delegenin katıldığı genel kurultayda tartışılıp son biçimi verildi Kuşak Yol’a. Böylece katılımcı demokrasi dediğimiz halkın düşünsel katılımıyla Çin önemli bir projeyle çıktı dünya sahnesine. Bu tartışmalar bir yıldan fazla sürdü. ÇKP’nin bu yaptığı uygulama, Atatürk’ün ölümüne dek CHP’nin düzenlediği kurultaylara ne denli çok benziyor değil mi? Bu arada Çin’i yalnızca ÇKP yönetmiyor. İktidarı farklı görüşten partilerle paylaşıyor.

Şimdi soralım batıcı sözde demokrasi havarilerine… AB ülkelerinin hangisinde, ülkelerinin önemli bir kararı aşağıdan yukarı bir tartışma ve görüş alışverişiyle tartışılıp karara bağlanıyor? Bu ülkelerin halkları Filistin’deki insan kıyımına karşı çıkarken yönetimleri niye halkın sesine kulak asmıyor? Bu durum, sözde batı demokrasilerinin ve göstermelik insan hakları savunuculuğunun bir gereği olsa gerek.

AB’yi Türkiye’ye amaç ve örnek olarak gösterenler, emperyalizme bağımlılıklarını böyle göstermekteler.

Not: Konunun iyi anlaşılması için BİZE İNSANLIK ÖĞRETENLERE BAK https://adiladalet.blogspot.com/2009/10/bize-insanlik-ogretenlere-bak.html ve IRKÇILIK VE ATRIMCILIK KİMLERİN İŞİDİR https://adiladalet.blogspot.com/2009/10/irkcilik-ayrimcilik-kimlerin-isidir.html yazılarımın okunması yararlı olur.

Adil Hacıömeroğlu

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP