CUMHURİYET VE DEVRİMLERDEN RAHATSIZLIK DUYANLAR

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bu gün dünyada her devrim, yoksulluğun acıların açlığın çaresizliklerin umutsuzlukların haksızlıkların toplumsal yıkımların yansımalarını, bu adaletsizliklerin oluşmasını, topluma inadına yaşatmaya çalışan bir sisteme karşı yapılır. Atatürk devrimleri çağdaş demokrasinin yaşanması adına çok önemlidir. Ancak bu gün. Türkiye’de çağdaş Atatürk devrimlerinin yansımalarını Türk toplumu ne yazık ki hala yaşayamadı ve bilmiyor.

Adalet ten demokrasi den çağdaşlıktan özde ve dolaysız demokrasiden hala söz edemeyen bir Türkiye, işte böyle bir tıkanmadan uzak bir halde 2011 yılına girecek.2010 yılında Türkiye, her türlü siyasal tıkanmanın içinden çıkamayacağı bir çarkın tamda ortasında kaldı. Sisteme hakim olan iktidar, dinle bilim çatışmasını körükledi, inanç siyasetine ağırlık verdi. Atatürk devrimleri ve onun çağdaş demokrasi anlayışı topluma anlatılmadı.

Sabancı Üniversitesinde bir Prof. Utanç tablosu çizdi ve ona inanılmaz hakaretlerde bulundu ve kimse çıkıpta buna tepki göstermedi. Her geçen yıl onu anmak için yapılan etkinlikler, neredeyse yavaş yavaş yerini başka sergilenmelere bırakarak unutulmaya çalışıldığının kimse farkında bile değil. Bu gün yaşadığımız tarihi ona borçlu olduğumuzu hala kabul edemeyenler var. Ve onlar Atatürk ve devrimlerini yok sayarken, onun bıraktığı devrimlere inanmayarak ve onun miras olarak bıraktığı cumhuriyetten rahatsızlık duymanın öfkesini, başka bir cumhuriyetin kurulması çalışmalarını hızlandırmanın ve bu çalışmanın çabası içindeler. Bunun da adı ”Ilımlı İslam cumhuriyeti”Fakat hedefe çok yakın olduklarını sananlar, bu emellerine nail olamayacaklarını da bilmeliler.

Devrimlerden söz ederken, dünyada özgürlüklerin adaletsizliklerin haksızlıkların karşısında duran bir sembol isim vardı, adı ERNESTO CHE GUEVARA-(1928-1967) yaşamış bu yürekli insan. Bolivya’da öldürüldüğü anda üzerinde taşıdığı silahında tek bir mermi yoktu, elleri ve ayakları kesilen bu demokrasi şehidinin sırt çantasında. Atatürk’ün nutuk kitabı vardı. Onun resimlerini çekme şansına sahip tek insan olan Alberto Onda’nın şu sözleri, tarih sayfalarına girmedi gizli kaldı belki de. Ama bu gün hala yaşayan bir sembol olarak kalmışsa Che’nin sözleri. Atatürk’ü anlatan tarihe tanıklık eden sözlerdir.”Yaşadığım dünyada tanıdığım tek bir devrimci var adı Atatürk.”işte bu sözler bana göre tarihi bir vesika olarak kalmalı. Bu gün Che Guevara’yı acımasızca katledenler, ellerini ayaklarını kesenler, Atatürk’ün nutuk kitabını orada yaktılar. Peki, bu güne kadar buna kim tepki gösterdi dersiniz? Bu gün onu unutun diyenler, belki de onu anlatan onun adını koyup Türk milletinin var olmasının tarihini milad olarak gösteren Atatürk’ü sevmeyenlerdir.
Şimdi 60 yıldır onun devrimlerine inanmayan bir toplum olma yolundayız. İnançlı kızlarımız arasında Humeyni’yi Atatürk’e bağımsızlığı sömürgeleşmeye tercih edenler çıktı bu toplumda. Bir inanç çıkmazıyla bunu siyasete alet edenler, kendi imtiyazlılıklarını düşünmenin dışında başka bir icraat peşinde olmadılar. Onlara göre Atatürk ve cumhuriyet diye bir değişim anlayışı artık etkileşim dışında kalıyor. Atatürk otomobiliyle Çankaya’daki konutuna giderken ve hatta Büyük Millet Meclisi’nde öldürülmek istenilmiş ve bunun içinde bazı keşifler yapılmıştır. Dönemim mebusları Faik Bey -Rauf bey bu tertibi zamanında öğrenmişler ve onun öldürülmesine engel olmuşlardır. Rauf Bey ”Bu hareket Atatürk ve çağdaş devrimlerine karşı rahatsız olan İslamcıların bir tertibidir”demiştir.
Şimdi 2011 yılına gireceğimiz şu günlerde, geçmişe baktığımızda hala onun çağdaş değişim anlayışının ne olduğunu bu toplum bilmiyor. İstiklal mahkemeleri zaman zaman icrai adalet yerine icrai siyaset yapmış ve rejimi korumak adına kararlar almış olabilir. Ama bu yüzden bile hala Atatürk’e dil uzatmanın haksızlığını kabul edemiyorum.”Justice sommaire”de ”İstiklal Mahkemeleri”gibi olağanüstü bu yargılama sistemi demokrasilerde kaçınılmaz bir sistemdir”diyor. Fransa’da Bolşevik ihtilallerinde olduğu gibi, düzmece yargılamalar ve sorgusuz sualsiz infazlarla suçlu veya suçsuz yüzlerce insanın aydın ve düşünürün hala içerde olduğu unutulmamalı.Atatürk devrimlere adını verdiği zaman,herkesin düşündüğünü serbestçe korkmadan anlatabildiği bir çağdaş demokrasiden söz ediyordu.Ama bu gün toplumun sahip olduğu tek anlayış,evet buna korku anlayışı da desek daha doğru olacak.Marx’ın söylediği gibi inançların hakim olduğu bir anlayıştaki topluma çağdaş demokrasiyi devrimleri anlatamazsınız?
Mustafa Kemal’in ölümünden sonra hızla yıpratılan devrim,yenilgiye uğrattığı taassubun yeni bir saldırısıyla karşı karşıyadır.Dinci ideolojiden güç alan otoriter bir rejime doğru ülkeyi hızla sürükleyenler bunu çok iyi beceriyorlar.Devrimlerle alay edenler ”İleri demokrasi masalını yarattılar”onun kurduğu cumhuriyetin adı yok dediler,onlara göre şimdi 2’nci cumhuriyet safsatasını göstermeye başladılar.Atatürk ”Türkiye bir şeyhler müritler ülkesi olamaz”dediği için onu hiç sevmediler.Basın susturuldu,üniversiteler susturuldu,onun ordusu yıpratıldı,Türk gençliği susturuldu bir bölümü şeriatın piyonu oldu!..Atatürk’e ve onun devrimlerine cumhuriyete açıkça ihanet edildi.Bağımsız yargıya güven azaldı.Kendi anayasasını ve hukuk anlayışını kuran bir sistem oluşuyor Türkiye’de.Bu gün Atatürk’ü anlamayan,anlamak istemeyenler ,onu anmayı bir gösteriden ibaret olarak gelecek yıllara da taşımaya devam edecek.

ATATÜRK VE ABD
”Özgürlükler ve bağımsızlık uğruna savaşan ve tıpkı sizler gibi dünyada ilerleme ve adaleti sağlamak için samimi bir surette mücadele eden Türk halkına kalbinizi açık bulundurunuz”Bu sözleri 1923’te Atatürk Amerikalılara söylemiş. Türkiye’nin bağımsızlığını dünyaya kabul ettiren Lozan Konferansı’nda ABD’nin olumsuz tavrına karşılık Mustafa Kemal. ABD Senatosu’na şu mektubu gönderir.”Sizler kendi özgürlüğünüze verdiğiniz değeri önemi, şimdi kendi özgürlüğünü kazanmak adına mücadele eden Türk halkına karşı da aynı biçimde saygılı olun destek verin”TIME dergisine kapak olan Atatürk. Ve şimdi onun özgürlüğü ve bağımsızlığı adına verdiği bu mücadeleden haberi olmayan ve bunun yalan olduğunu anlatmaya çalışan bir zihniyetin hâkimiyetindeki Türkiye. O yıllarda kendi ulusunun bağımsızlığının yanında, tüm dünyanın özgürce kendi haklarını yaşaması adına haklılığını savunurken, özellikle ABD’nin özgürlüklere verdiği anlayışın farklı olmasını da savunan Atatürk’ü son yolculuğuna uğurlamak için yarışan ülkelere karşılık, bu ABD sadece ona 200 dolarlık bir çelenk yolladı. İşte o günkü ve bu günkü değişmeyen ABD.

KONUŞAMAYAN TÜRKİYE
Bu gün demokrasiyi özgürlükleri çağdaşlığı Atatürk’ü bilimi her türlü değişimi konuşamayan bir Türkiye gerçeği var, geçmiş yıllardan gelecek yıllara yansıyan. Parlamento da sadece tek bir partinin elinde tuttuğu sayısal çoğunlukla istediği kararı aldığı bir uygulamaya demokrasi demek mümkün müdür? Ve sadece Başbakanın konuştuğu bir parlamento, her eleştiriye kızan öfkelenen bağıran korkutan bir başbakan.
Bu gün 179 ülkede yapılan bir araştırmada, Türkiye gelişen demokrasinin oluşumunda birçok ülkenin gerisinde 76 sıralarda kaldı. Sizin ileri demokrasi adını verdiğiniz demokrasi bumu? Her şeyden korkan bir toplumun demokrasinin anlamını görmesi mümkün mü dersiniz? Medyanın suskun kaldığı, halkın yaşanan gerçekleri görmesinin engellendiği, kendi medyasını yaratan bir sistem anlayışının ülkeye verdiği zararın, yarın tamirinin mümkün olamayacağı bir çarkın içine sürüklenen Türkiye gerçeği. Kimse demokrasinin kıymetlerinden korkmasın konuşsun düşündüğünü söylesin, konuşan bir Türkiye savsatalarıyla açıklamalar yapmak, sonra da konuşana eleştirene haksızlığı adaletsizliği yanlışları anlatmaya yazmaya çalışanlara korku vermek, bu nasıl bir demokrasi adıdır acaba? Ben yazmaktan korkmuyorum, ama yinede başıma bir gün nelerin gelebileceğini de biliyorum. Şu anda Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal tablo, gelecek için bana hiçte umut vermiyor. Sadece Başbakan konuşuyor, eğitim ve kültür değerlerinin kısıtlı olduğu bir halk kesimi de bunu sessizce dinliyor. Değişen Türkiye diyorlar, ama hala açlık ve yoksulluğu yaşayan insan sayısı 30 milyon sınırında. Satılmadık milli değerlerimiz kalmadı, zenginin daha zengin, ama fakirinde daha yoksul kaldığı bir Türkiye. Hala 700 milyar dolar iç ve dış borcu olan bir ülke. İşsizliği düşürdüklerini söylüyorlar ama her on kişiden sekizi hala işsiz.160 üniversite kurulmuş, ama eğitim veremeyen hocası olmayan bilimsel makale üretemeyen üniversitelerimiz.
Gittikçe kaybolan Turizm değerlerimiz, ülkeye gelen turist sayısında abartılı oranlar göstermekte bu kaybolmayı kapatamayacak. Polise geniş yetkiler vermenin vatandaş üzerinde yaratıldığı olumsuzluğu görmemek. İnanç tarikatlarının medreselerin bunları oluşturan cemaatlerin inanılmaz zengin kaynaklara sahip olmaları ve Batı’dan koparak Ortadoğu’nun kabile demokrasisine teslim edilen bir Türkiye. Dahası da kendini Arap dünyasının Cemal Abdulnasırı olarak gören bir Başbakan.
Başbakan iyi bir hatip, etkileyici konuşmaları var bunu iyi kullanıyor, peki muhalefet ne yapıyor? CHP hala kendi içinde saplandığı çukurdan bir türlü çıkamıyor ve her geçen günde iyice batıyor, değişik düşüncelerin ve kendi imtiyazlılıklarının kaybolmaması adına konuşanların elinde kan kaybediyor. Bu da AKP’nin her dönem işine yarıyor ve bu fırsatı da iyi kullanıyor. Diğer partilerde de bir takım farklı düşüncelerin çağrışımların yanlış politikaların oturmaması bu partinin işine yarıyor. Yani çağdaş demokrasinin Atatürk devrimlerinin yansımasını Türkiye, seçimlerden sonra da yine göremeyecek bana göre.
AKP istediği İnanç cumhuriyetine Başbakan Erdoğan’ın geçmişte dediği gibi ”sindire sindir geliyoruz”sözlerinin bu günler için söylendiğinin açık bir yansımasıdır. Burada yazamadığım çok şey var, ama bu yılın son yazısında ancak bunlara değinebildim. Yeni bir yıl Dilerim Atatürk devrimlerinin yaşanası bir yıl olur. Her şeye rağmen şu gerçek unutulmamalı. Türkiye laik demokratik dolaysız özde bir demokrasiden ve çağdaş cumhuriyetten başka bir rejime asla teslim olmayacaktır. Tüm okurlarımın yeni yılını içten duygularımla kutluyorum.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…

Prof. Dr. Levent Seçer

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.