Biden’ın ekibi Kasım’daki başkanlık seçimi öncesinde basına yönelik tavrını sertleştiriyor

Biden’ın ekibi Kasım’daki başkanlık seçimi öncesinde basına yönelik tavrını sertleştiriyor

ABONE OL
21:02 - 21/02/2024 21:02
Biden’ın ekibi Kasım’daki başkanlık seçimi öncesinde basına yönelik tavrını sertleştiriyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ABD’de 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimi öncesinde yakın çevresindekilerin ve ekibinin, Başkan Joe Biden’ın kamuoyuna yansıtılma biçimi konusunda basına karşı giderek daha agresif bir tavır takındıkları gözleniyor.

Biden yönetiminden bir danışman, bir süre önce, Beyaz Saray Muhabirleri Derneği’ne olağandışı bir mektup göndererek Biden’ın gizli belgeleri ele almasıyla ilgili özel danışman raporunun haberleştirilme şeklinden şikayet etti. Buna ek olarak, Başkan’ın kampanya yetkilileri, Biden’ın yaşıyla ilgili olumsuz haberlerin Donald Trump’ın NATO ittifakı hakkındaki sözlerinden daha fazla dikkat çektiği algısına itiraz etti.

Biden yönetimi basını toplum düşmanı kategorisine sokmasa da basına yönelik söylem değişikliği dikkatlerden kaçmıyor.

George Washington Üniversitesi profesörü ve CNN Washington eski büro şefi Frank Sesno, bunun bir strateji olduğunu söylüyor ve “Aynı anda birkaç şey yapıyor. Basını bir tezat unsuru haline getiriyor ki bu da her türden politikacı için popüler bir model” diyor.

Bu taktik aynı zamanda seçmenlerin dikkatini kötü haberlerden uzaklaştırabilir. Frank Sesno, bazı haber merkezlerinin eleştirileri hızla göz ardı ederken, diğerlerinin durup yazdıkları hakkında iki kez düşünebileceğini söylüyor.

Beyaz Saray Biden hakkındaki haberlerin yapılış biçimine itiraz ediyor

Beyaz Saray hukuk danışmanlığı sözcüsü Ian Sams tarafından gönderilen mektupta, muhabirlerin Özel Yetkili Savcı Robert Hur’un raporunun 8 Şubat’ta açıklanmasıyla ilgili haberleri uygunsuz bir şekilde çerçeveledikleri öne sürüldü. Sams; CBS News, Wall Street Journal, Associated Press ve diğer basın kuruluşlarının, Özel Yetkili Savcı Hur’un Biden’ın kasıtlı olarak gizli belgeleri sakladığına ve ifşa ettiğine dair kanıtlar bulduğunu vurgulayan haberlerine işaret etti. Sams, bu sözde kanıtların çoğunun dayanaksız olduğunu ve Hur’un suç duyurusunda bulunmama kararıyla zaten boşa çıktığını yazdı.

Sams, bir başkan hakkındaki federal soruşturmanın bulgu ve sonuçlarını yanlış ifade etmek gibi “önemli hatalar” ortaya çıktığında bunun ele alınmasının kritik olduğunu söyledi.

Bu Sams’in birkaç ay içinde basına yönelik ikinci eleştirisi oldu. Sams, geçen sonbaharda gazetecileri, Cumhuriyetçi Partili Temsilciler Meclisi üyelerini ve Biden hakkındaki azil soruşturmalarının arkasındaki nedenleri daha fazla incelemeye çağırmıştı.

Sams, Associated Press’e verdiği demeçte “Herkes hata yapar ve kimse mükemmel değildir. Ancak haberin tamamının ne olduğu konusunda sağlıklı bir iletişim, hem basının hem de hükümetin, ülkenin ve dünyanın duyması gereken haberleri nasıl alacağı konusunda daha derin bir anlayışa sahip olmasına yardımcı olur” şeklinde konuştu.

Muhabirler Birliği Başkanı ve NBC Haber muhabiri Kelly O’Donnell, Sams’in endişelerinin yanlış yönlendirildiğini ve tek tek haber kuruluşlarına yöneltilmesi gerektiğini öne sürdü.

O’Donnell, “Beyaz Saray’ın, lojistik ve bilinmesi gereken bilgilerin hızlı paylaşımı için dahili dağıtım kanallarını, haberlerin genelleştirilmiş eleştirilerini yaymak için kullanması uygun değildir” dedi.

Biden’ın kampanya sözcüsü T.J. Ducklo da yaptığı ayrı bir açıklamada, medya kuruluşlarını 81 yaşındaki Biden’ın yaşı ve zihinsel kapasitesini tartışmak için harcadıkları zaman nedeniyle eleştirdi. Bu konu, Biden’ın gazetecilerle Hur’ün raporunu ele aldığı sırada yeniden gündeme gelmişti. Bir muhabiri tehdit ettiği için 2021 yılında Beyaz Saray’dan istifa eden Ducklo, Amerikalılar’ın Trump’la ilgili haberleri “ciddiyet ve şiddetle” ele alan bir basın ordusunu hak ettiğini söyledi.

New York Times gazetesinin yayıncısı A.G. Sulzberger, Reuters Gazetecilik Çalışmaları Enstitüsü’ne verdiği bir röportajda, Biden’ın ekibinin, son zamanlarda yaptıkları haberlerden dolayı “son derece üzgün” olduğunu belirtti. Sulzberger, “Biz kimsenin muhalefeti değiliz, kimsenin fino köpeği de değiliz” ifadelerini kullandı.

Başkan Biden’a erişim

Eleştiriler, bazı gazetecilerin soruları yanıtlaması için Biden’a erişimin ne kadar mümkün olduğu konusundaki memnuniyetsizliğinin arka planında yer alıyor. Bu, Biden’ın Profesyonel Amerikan Futbolu Ligi’nin finali Super Bowl maçı öncesinde bir röportajda on milyonlarca Amerikalı’nın karşısına çıkma fırsatını geri çevirmesiyle tekrar su yüzüne çıkan bir konu.

Başkanlar ve basın konusunda uzman olan Towson Üniversitesi profesörü Martha Kumar, Biden’ın başkanlığının ilk üç yılında düzenlediği 33 basın toplantısının sayısının, Ronald Reagan’dan bu yana bu süre zarfındaki diğer tüm Amerikan başkanlarından daha az olduğunu söyledi. Benzer şekilde, Biden’ın verdiği 86 röportaj, Martha Kumar’ın Reagan ile kayıtları incelemeye başladığından bu yana herhangi bir başkandan daha düşük. Biden’ın yardımcısı olduğu Barack Obama, başkanlığının ilk üç yılında 422 röportaj vermişti.

Biden bunun yerine, muhabirlerin birkaç soru sorduğu, fikri takip için nispeten daha az fırsatın olduğu, daha gayriresmi ortamlarda gerçekleşen buluşmaları tercih ediyor. Biden’ın basınla gerçekleştirdiği bu tür 535 görüşme, Trump’ın yaptığı 572 görüşmeden sonra ikinci sırada yer aldı.

Bu örneklerden biri, Biden’ın Cuma günü Rus muhalif lider Aleksey Navalni’nin ölümünün ardından yaptığı açıklamalardı. Bir diğeri ise Hur’ün raporunun yayınlanmasının ardından Biden’ın akşam saatlerinde yaptığı ve muhabirlerin birbirlerine üstünlük sağlamaya çalıştığı kaotik bir ortamdı. Başkan’ın performansı ve Hur’ün raporunda Biden’ın unutkanlığı ile ilgili yapılan açıklamalar, ileri yaşının etkileri hakkında daha fazla soruya yol açtı.

Kumar, bu açıklamaların Biden’ın “avantajına olmadığı” yorumu yaptı. Bu arada Biden’ın ekibinden bazıları, Başkan’ın eleştiriler karşısında Amerikan kamuoyunun takdir edeceği bir mücadelecilik sergilediğine inanıyor.

Sesno, Biden ekibinin, tıpkı eski Başkan Gerald Ford’un bocalamalarının beceriksiz biri olduğu algısına yol açması gibi, Biden’ın başkanlık makamına uygunluğu konusunun, kontrolü kaybettikleri bir haber haline gelmesinden duydukları endişeyi anlayabildiğini söyledi. San Diego Üniversitesi’nde medya profesörü Nikki Usher, Biden’ın ekibinin daha önce daha agresif olmamasına şaşırdığını söyledi. Usher, Biden için, “Söylemin önüne geçmesi gerekiyor” dedi.

Trump’ın CNN ve New York Times gibi haber kuruluşlarını kötülemesiyle kıyaslandığında Biden’ın tepkisi hafif kalıyor. Cumhuriyetçi seçmenler genel olarak gazetecileri kötü adam ilan eden çabalara çok daha fazla tepki göstermeye meyilli. Bu arada Usher, Demokratlar’ın basının demokrasideki rolünü daha fazla takdir etme eğiliminde olduğunu, bu nedenle Biden ekibinin saldırılar konusunda daha dikkatli olması gerektiğini söylüyor.

Sesno, özellikle yaş meselesinde, Biden ekibinin söyleyebileceklerinin kısıtlı olduğunu kaydediyor ve “İnsanlar Joe Biden’dan duyduklarına ve gördüklerine göre karar verecekler” diyor.

VOA tarafından geçilen Biden’ın ekibi Kasım’daki başkanlık seçimi öncesinde basına yönelik tavrını sertleştiriyor haberinde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Biden’ın ekibi Kasım’daki başkanlık seçimi öncesinde basına yönelik tavrını sertleştiriyor haberi web sayfamıza otomatik olarak VOA sitesinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan Biden’ın ekibi Kasım’daki başkanlık seçimi öncesinde basına yönelik tavrını sertleştiriyor haberinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.