Berlin CHP Birliği’ne güç kazandıran genç kadın

Berlin CHP Birliği’ne güç kazandıran genç kadın

ABONE OL
17:51 - 16/06/2019 17:51
Berlin CHP Birliği’ne güç kazandıran genç kadın
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

Berlin CHP Birliği’ne güç kazandıran genç kadın

Siyaset denilince aklıma sadece erkeklerin dünyası geliyor nedense. Belki de dünya siyaseti bu yüzden bu kadar çetin. Hele hele Türkiye gibi sorunları çok olan bir ülkede daha da çetin.

Çoğunlukla erkeklerin arenası ve bu arena zorlu savaşlara bazen hiç de ahlaki görünmeyen skandallara sahne oluyor.

Bana göre bir toplumda kadın mutsuzsa, herkes mutsuzdur. O zaman kadınları mutsuz eden sistemi değiştirmek gerek. Bu değişimi de kadınlar gerçekleştirebilir. Ama bunun yolu evde oturup söylenmek ya da mutsuzluğa ağlamak değil. Kadınlara ait örgütlerde çalışmak da yetmez. Hâlihazırda içinde yer almaya çabaladığımız çalışma yaşamının içinde var olmaya devam etmek de değil.

Erkeklerin dünyasında mücadele vermeli, toplum yaşamını etkileyen o siyasi arenada mümkünse en az onlar kadar var olabilmeli. Ancak toplumu bir bütün olarak ele alarak, ayırmadan, kadın-erkek diye bölmeden… Uçmaya çalışan bir kuşu tek kanatlı bırakmadan ikinci kanadı olduğunu hatırlayarak. Ama arkasında ya da yanında olarak değil sadece bazen de önünde, erkeklerin önünde olarak. Kolay mı? Çok ama çok zor. Herhangi bir şirkette çalışmaya, işyeri kurmaya, öğretmen olmaya, doktor olmaya vs. hiç benzemiyor… Cesaret, özgüven, bilgi, donanım belki de tek başına yetmiyor. Öfke ve sabır kontrolünüzü de en üst düzeyde çantanıza koyup o arenaya çıkacaksınız. “Neden?” diye sorarlarsa, “Çünkü kadınlar olmazsa hayat da olmaz”

Hele birde bu arenada lider, öncü olmak… Berlin’in çiçeği burnunda CHP Birliği’nin, hiç de çiçeği burnunda olmayan deneyimli, genç ve güzel “leydisi” Sonay Ataç`a sormalıyım bu soruyu…

Sonay Hanım, CHP Berlin Birliği üç yıldır etkinlik gösteriyor. Siz de nerdeyse bir yıldır başkansınız. Dünya metropolleri arasında önemli bir yere sahip başkent Berlin`de hiç de azımsanmayacak bir Türk olgusu var. Hem de çok geniş bir yelpaze, Türkiye`nin her yöresinden ve farklı sosyal kökenden insanlarımız var. Bu bir güzellik, ama aynı zamanda zorlu bir düzen. Siz böyle bir sosyal yapıda CHP Birliği’nde sadece üye olarak mücadele vermekle kalmadınız, çıtayı yukarı çektiniz ve başkan oldunuz. Neden siyaset? Neden başkanlık?

Sonay Ataç: Merhaba demek isterim önce. Güzel bir fırsat bu. Herkesle birebir buradan buluşabilmek, kendimi anlatabilmek. Teşekkür ederim. Siyaseti neden seçtim sorusuna gelince, benim için böyle bir seçim durumu hiç olmadı aslında. Zaten benim yaşamımda siyaset hep vardı. Ailemde, eğitim yaşamımda, yakın çevremde… Temelde tüm insanların yaşamında aslında siyaset vardır. Ailemde siyasetle aktif olarak yakından ilgisi olan birçok kişi var. Amcam üç dönem Tunceli Belediye Başkanlığı yaptı. Dedem de Tunceli’nin Pülümür ilçesinde Belediye Başkanlığı yaptı. Babam siyasal bilimler okumuş, çalışma hayatının yanı sıra yıllarca Berlin`de başarılı dernek çalışmalarıyla tanınmış ve sevilmiş. Sürekli siyasetin konuşulduğu ve yaşandığı bir evde büyüdüm ve babam sayesinde küçük yaşlarımdan itibaren değişik çevrelerden farklı insanlar tanıdım. Her şeyden önemlisi siyasetin vatandaşa hizmet olduğunu ta o zaman öğrendim. Bu arada, sevilen bir aileden gelmenin avantajların yanında dezavantajlar da olduğunu fark ettim. Yani kendinizi kanıtlamanız için daha çok çalmalısınız hep. Ama bu beni daha çok motive etti sanki. Eğitim yaşamımda ilk siyasi deneyimim sınıf başkanlığı ile başlamıştı (gülümsüyor Sonay Başkan).

Bildiğim kadarıyla; Pedagoji, sosyoloji ve psikoloji eğitimi aldınız üniversitede. Sonra, BTBTM (Berlin Türk Bilim ve Teknoloji Merkezi ), TBB (Berlin Brandenburg Türkiye Toplumu), AABF (Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu ) gibi derneklerde 10 yılı aşkın bir süre çalıştınız. Daha sonra CHP Berlin Temsilcisi, CHP Berlin Birliği Genel Sekreteri gibi görevlerde bulundunuz. Ve yaklaşık bir yıl önce de CHP Berlin Birliği Başkanlığına seçilerek sivil toplum kuruluşlarında edindiğiniz deneyimlerle siyaset yapıyorsunuz.

Sonay Ataç: Evet, haklısınız. Ayrıca, Berlin Hür Üniversitesi’nden(FU) mezun olduktan sonra. CHP Berlin Birliği deneyimimden önce Almanya Federal Parlamentosu’nda Türk kökenli bir milletvekilinin bir dönem asistanlığını yaptım. Bu görev sırasında bir siyasinin konuşmalarını hazırlamak, basın bildirilerini yazmak, buluşmalarını düzenlemek, toplantılarda onun adına not tutmak, toplantı düzenlemek, farklı konular hakkında araştırma yapıp rapor hazırlamak bana siyasi deneyim anlamında çok şey kattı.
Ardından Türk vatandaşlarının yoğun olarak yaşadıkları semtlerde sosyal pedagog olarak çalıştım. Bu süreçte ise insanların sorunlarını yakından tanımlayıp, çözümledim. Üniversitede uyum ve göçmenler uzmanlık alanımdı. Böylece teoride eğitimini aldığım uzmanlık alanımda güçlü bir deneyim kazandım.

ALEVİYİM VE DEDE KIZIYIM

Alevi kökenli bir aileden geliyorsunuz değil mi? Yanılmıyorsam, Alevilikte önemli bir makam olan Dede ailesine mensupsunuz.

Sonay Ataç: Evet, Dede kızı olmak da bana çok şey kattı. Dede kızı olduğum için hep örnek davranmak, giyimim, kuşamım ve davranışlarımla daha dikkatli olmak zorundaydım. Bu da bende küçük yaşlardan itibaren otokontrolün daha da güçlenmesini sağladı. Her şeyden önce böyle bir ailede yetişmek; inançlarla, dini değerlerin Cumhuriyet ve Atatürk’ün ilkeleriyle nasıl özgürleştiğini daha iyi anlamanıza neden oluyor. İnandığım en büyük değer: “Vatanı olmayanın dini de olmaz”. Yani diyebilirim ki; demokrasi, sorgulama, çalışma disiplinli ve dürüst olma bilinciyle yetiştim. Kadın olmadan gelen hoşgörü, nezaket, incelik ve şefkat gibi özellikleri de bunlarla harmanlamaya çalışıyorum. Aslında şöyle de denilebilir. Almanya’da doğmuş, yetişmiş bir Türk kadını olarak aslında Türk ve Alman kültürünün güzel taraflarını alıp, harmanlamaya çalıştım. SPD üyesi olarak da tabandan gelen demokrasi anlayışını çok sevdim ve bunu CHP de uygulamayı yani CHP ve SPD arasında köprü vazifesini yürütmek istiyorum. Ve bu açıdan bakınca da Başkent Berlin’in önemli bir konumu var.

Ne güzel anlattınız Sonay Hanım. Size bakınca düzgün teniniz, hoş ama sade giyim tarzınız, yormayan ses tonunuz ve gülümseyen yüz hatlarınız dikkat çeken ölçüde, hiç de Türk standartlarında olmayan uzun boyunuz gerçekten etkileyici. Siz sanki hep sakin ve uyumlusunuz. Sanki itiraz etmez ya da sinirlenmez gibisiniz. Böyle bir havanız var…

Sonay Ataç: Genelde uyumlu ve sakin bir yaradılışım var, doğru. Bunda yengeç burcunun da katkıları var mı, bilemem ama sorunların konuşularak halledilmesi her zaman tercihim olmuştur. Ama biraz inatçıyım galiba. En çok haksızlık ve adaletsizliğe uğramak üzer beni. Ve inatla mücadele veririm böyle bir durumda.

ERKELLER KADININ SİYASETTE OLMASINA PEK ALIŞIK DEĞİLLER

Sohbetin başında dedim ki, daha çok erkeklerin dünyası olan siyasette gönüllülük prensibiyle, kısa sürede hele ki bir kadının başarıya ulaşamayacağı açıktır. Siyasi kariyerinde engelleme, çelme takma, kıskanma gibi girişimlerle karşılaşıyor musunuz?

Sonay Ataç: Bir kadın olarak uzun boylu olmak aslında sanki bir avantaj gibi. Ciddiye alınmak için önemli bir unsur galiba, çünkü daha güçlü görünüyorsunuz. Dış görüntü tabii ki çok önemli, ama bence alçakgönüllü olmak, insanları sevmek ve samimi olmak, yani olduğun gibi olmak, rol yapmamak çok daha önemli. Ancak zaman zaman önyargılı insanların kıskançlıklarını hissediyorum. Başarılı insanların biyografilerini okuma merakım bana bu konuda aslında yol gösterici oldu. Bekâr olmam, çocuklu olmamam, ya da para kazanmak için çalışmak zorunda kalmamam, şimdiye dek tüm dikkatim ve zamanımla görevime odaklanmamı sağladı. Bu konuda aileme gerçekten müteşekkirim. Beni sadece manevi anlamda değil maddi anlamda da çok desteklediler. Kendimi şanslı hissediyorum. Diğer taraftan bir kadın siyasetçi olarak tepedeki yöneticilerin destek verdiğini söyleyebilirim. Çalışma arkadaşlarım, CHP Berlin Birliği’nde yönetim kurulundaki arkadaşlarımın özverili çalışmaları ve destekleri yadsınamaz. Sonuçta ekip olarak çelişirsiniz siyasette. Ve sizinle olan herkes çok önemlidir. Ama rakiplerimle tabii ki zorlu bir rekabet yaşıyorum ve kadın siyasetçiler eşit şartlarda yarışmıyor. Bu bir gerçek. Kadınların siyasette daha çok yer almaları için kadınlara verilen kadın kotası milletvekili adaylığı için çok fazla bir şey sağlamaz diye düşünüyorum. Bana göre bu kota yasalarla güvenceye alınsa daha verimli olabilir. Bunun yanı sıra kadınların siyasete girmesinde, yaşamı ya da yetiştiği çevre de çok önemli. Aile ve eş desteği, para ve zaman faktörü de bunu etkileyen nedenler arasında sayılabilir. Ben siyasetin genç yaşta başlamasından yanayım. Partilerin gençlik örgütleri ya da kadın kollarında görev alarak çekirdekten hazırlanması ve tabandan yetişerek gelmelerinin faydasına inanıyorum. Erkeklerde kadınların siyasette olmalarına çok alışık değiller. Mesela beni tanımayan bazı erkek meslektaşlarıma bana e-posta gönderirken “Sonay bey” diye hitap edebiliyor. Buda onların bakış acısını gösteriyor aslında. Siyasi lider eşittir “erkek”. Üstelik eğitiminiz yoksa ciddiye alınmanız daha da zorlaşıyor. Oysa kadın halka erkeklere göre daha yakın olabilir, daha çabuk kabul görebilir. Bir ev ziyareti yaptığınızda kadınsanız evin kapısı daha kolay açılır size. Siyasette bu da önemli bir avantajdır.

KADINA ŞİDDETE HAYIR

Sonay Hanım çok canımızı yakan bir konuya da değinmek istiyorum. Biliyorsunuz kadına şiddet dünyanın her tarafında öyle veya böyle var ne yazık ki. Ama Türkiye’de son yıllarda dorukta. Gün geçmiyor, kadın cinayeti duymayalım. Bana göre bunda siyasilerin rolü fazla. Bazen diyorum ki mümkünse bu siyasiler kadınlarla ilgili bir cümle dahi kurmasın. Çünkü onlar konuştukça Türkiye’de kadın cinayetleri tırmandı.

Sonay Ataç: Çok haklısınız üzgünüm ki bu doğru. 13 yılda Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ne kadar arttığı hepimizin malumu. Bir sosyal pedagog olarak şiddet gören kadınlara yönelik projelerde çalıştığım süreçte bu sorunun çözümünün öncelikle iyi bir aile eğitiminden geçtiğini fark ettim. Özellikle Anneler özgüveni tam ve eğitimine önem verilmiş çocuklar yetiştirmeli. Çünkü özgüveni tam bir kadın şiddeti kader olarak görmez ve çare arar, özgüveni yüksek bir erkek de kadına şiddet uygulamaz. Tabii ki yasalarla alınan önlemler de kesinlikle caydırıcı olmalı.

Hazır aile demişken ben yine sizin eve dönmek istiyorum. Çocukluğunuza yani. Nasıl bir çocukluk yaşadınız? Birçok aile yurt dışında iki kültür arasında çocuk yetiştirmenin zorluklarından şikâyetçidir. Bu uyumsuzluk çocukların ilerideki yaşamlarını da etkiliyor. Sizde nasıldı durum?

Sonay Ataç: Çok doğru. Entegrasyon sorunu hala hissedilir derecede fazla. Ama ben kesinlikle bu konuda da şanslıydım. Mutlu, güven veren ve geleneklerine bağlı ama aynı zamanda modern bir yaşam tarzını benimsemiş bir ailede büyüdüm. Meslek seçimi ve evlilik gibi konularda baskı yaşamadım. Dört kardeşin ben üçüncüsüyüm. Annem ve babam özellikle aile içinde birbirimize karşı saygılı ilişkiler kurmamıza ve mutlaka eğitim yapmamıza dikkat etti. Eğitim yaşamımda hep çalışkan ve uyumlu bir öğrenci oldum. Berlin gibi kozmopolit bir şehirde yaşamam da dünyayı daha geniş bir perspektiften görmemin önünü açtı diye düşünüyorum.

HEDEFİM TÜRK VE ALMAN PARTİLERİ ARASINDA KÖPRÜ KURMAK

Akıllara söyle bir soru gelebilir. Hani Türkiye’den uzakta yabancı bir ülkede ve bu ülkenin şartlarında yetişmiş bir birey olarak Türk siyasetinin içindesiniz. Buradaki amacınız nedir. Ya da Türk siyasi partilerinin yurtdışı örgütlenmeleri gerekli midir sizce?

Sonay Ataç: Kesinlikle gereklidir, Türk ve Alman siyasi partileri arasında köprü kurabilmek aslında ilk hedefim. Siyasetin bana göre en heyecan veren yönü, günlük yaşamda karşılaştığınız sorunların çözülmesinde gerekli yasaların ya da uygulamaların belirlenmesinde şansınız olabilmesi. Yurt dışındaki insanimizin sorunlarını Türkiye parlamentosunda daha iyi dile getirebilmek, çözülmesinde etkili olabilmek ve CHP`yi Almanya dolayısıyla Avrupa’da daha ileriye taşımak ilk aklıma gelenler. Bunu da ancak bizim gibi bu iki kültür içinde yasayan, iki ülkenin kültürünü iyi derecede tanıyan iyi yetişmiş gençler başarabilir.
Ayrıca birçok genç arkadaşım Türk siyasetine yakın bakmıyor, “siyaset yapacaksam o zaman gider bir Alman siyasi partisinde yaparım” şeklinde düşünüyor. Bana göre bu da bir yenilgidir çünkü CHP Berlin Örgütü olarak biz hem kardeş parti SPD hem Türkiye CHP nezdinde birebir sorunlarımızı anlatarak her iki ülke parlamentosunda bu sorunların taşınmasına ve yasaların çıkarılmasında vesile olabiliyoruz. Türkiye`yi ileriye, Avrupa standartlarına partilerin yurtdışı örgütlerinin taşıyacağına emin olabilirsiniz. Hem 50 yıldan uzun bir süredir yurt dışında yasamış ve hayatında bir kere oy kullanmamış insanların ilk kez oy kullanırken yaşadıkları heyecanı görmek bizi çok duygulandırdı, ama aynı zamanda ne kadar ihmal edildiklerini de gösterdi. Emeklilik, boşanma, askerlik, diploma tanınması gibi birçok sorunlar halen beklenilen çözümlere kavuşmadı. Ve bunlar ciddi bir şekilde birinci elden parlamentoya taşınabilir.

CHP´YE GÖNÜL VERMİŞ İNSANLARIMIZ CHP´YE ÜYE OLSUN

Sayın Ataç sizi daha yakından tanımamız acısından zaman ayırıp bizimle sohbet ettiğiniz için teşekkür ederim. Son olarak CHP Berlin Birliği adına neler söylemek istersiniz?

Sonay Ataç: Bakın CHP Berlin Birliği, Berlin`de yaşayan CHP sempatizanlarını CHP ile daha da yakınlaştırdı. Türkiye`de yapılan son üç seçimde (Cumhurbaşkanlığı, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri ) biz de buradan yadsınmayacak bir destek verdik. Ayrıca CHP`nin yurtdışındaki seçimlerde en çok oyu Berlin de alması bizi çok gururlandırdı.
Son seçimde Berlin`deki oylarımızı daha da arttırdık ve şehrimizde 11 bin kişilik bir CHP seçmeni olduğunu belirledik. Üç yıldır seçimler dışında birçok etkinlik düzenlediğimiz Birliğimize tüm CHP’ye gönül vermiş vatandaşlarımızın üye olmasını, kurulacak gençlik ve kadın örgütlerinde görev almalarını yürekten arzuluyoruz.

CHP BÜROSU VAR
Artık Berlin`de de bir CHP bürosu var. Bu vesileyle bunu da duyurmak isterim. CHP Berlin Birliği`nin ofisi Osloer Str.104,13359 Berlin adresinde vatandaşlarımıza daha iyi hizmet vermeyi hedeflemektedir.

Röportaj: Hülya Yazıcı

ha-ber.com

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.