ANAYASA DEĞİŞSİN Mİ? TÜM SİYASÎ TUTUKLULAR BAĞIŞLANSINLAR MI?

ANAYASA DEĞİŞSİN Mİ? TÜM SİYASÎ TUTUKLULAR BAĞIŞLANSINLAR MI?

ABONE OL
16:00 - 17/03/2025 16:00
ANAYASA DEĞİŞSİN Mİ? TÜM SİYASÎ TUTUKLULAR BAĞIŞLANSINLAR MI?
1

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Anımsayacaksınız; Edirne Kapalı Cezaevi’nde yatan, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,’ın „KORKMA! BARIŞ!“ başlıklı yazısı yer aldı basınımızda.

“Kaybettiğimiz tüm evlatlarımızın, şehit ve gazilerimizin hatıralarına bağlı kalarak birlikte kazanalım.” anafikirli yazısında Demirtaş; CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i de „yeni paradigma “nın ve çözümün bir parçası olarak nitelendiriyordu o yazısında.

Selahattin Demirtaş’ın yazısındaki vurguları önemlidir, kuşkusuz.

Demirtaş’ın ortaya koyduğu demokratikleşme konusundaki duruşu, verdiği destek son derece değerli ve önemlidir. Onda da kuşkumuz yok!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi- AİHM kararı uyarınca Demirtaş’ın özgürlüğüne kavuşması da gerekli değil, zorunludur.

Barış ve demokrasi istemlerinin kişisel siyasi amaç doğrultusunda kullanılmasına izin verilmeyeceğini anımsatmak da bir dik duruştur.

Kurucu ve Kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkesi Yurtta barış, dünyada Barış’tır.

Bu ilke; yurt ve dünya barışına inananların yol göstericisidir.

Cumhuriyetimiz değerlerine tam bağlılık içinde kalarak herkese adalet ve tüm kurum kurallarıyla işleyen gerçek demokrasi savaşımı kesintiye uğratılamaz.

Demirtaş’ın yazısını büyük bir dikkatle okudum ve kendi sosyal medya sayfalarımda da yer verdim bu yazıya.

Son derece önemli noktalara değinilen bu yazının en dikkat çeken yaklaşımı; ‘Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizin devletidir. Bu anlamda Cumhuriyeti demokratikleştirme görevi de hepimizindir. Kaybettiğimiz tüm evlatlarımızın, şehit ve gazilerimizin hatıralarına bağlı kalarak birlikte kazanalım.’  tümceleriyle açıkladığı görüşüdür.

Bu devlet; tüm yurttaşlarının devletidir. Bu gerçek; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahibinin yurttaşlarımız olduğu gerçeğidir.

Bu devlet; her yurttaşının  „Benim de devletimdir.“ diyecekleri bir devlettir.

Ortadoğu’nun içinden geçtiği bu sancılı dönemde, Türkiye’de sorunsuz yaşama ve barışa büyük bir gereksinim olduğu gerçeğinin altını kalın bir çizgiyle çizmeliyim.

Ülkemizde sorunsuz bir yaşamın ve barışın gerçekleşmesi için, Selahattin Demirtaş örneğinde olduğu gibi, deneyimli ve başarılı her siyasetçinin etken katkısı çok değerlidir.

Bu katkının etkin şekilde yerine getirilebilmesi için Demirtaş’ın, sorunsuz yaşam ve barışın egemen olduğu bir Türkiye isteyen etken siyasetçilerin özgürlüklerine kavuşmaları gerekliden de öte, zorunludur.

Adalet Bakanlığı’nın, hiç zaman yitirmeden, en hızlı bir biçimde, AİHM’nin verdiği kararı temel alarak, yeniden yargılama işlemlerini başlatmasını Demirtaş ve sorunsuz yaşam, barış savaşımcısı siyasetçilerin özgürlüklerine ulaşmalarının yasal düzenlemesini yapmasının doğru bir adım olacağını düşünüyor ve öneriyoruz.

Bu sonuç; ülkemizin sorunlu bölgelerinde, tüm ülkemizde sürekliliğe ve demokratikleşmeye katkı için yeni bir başlangıç olacaktır. İnancımız budur.

Ülkemizin tüm sorunlarının çözümü; kurum ve kurallarıyla işleyen demokrasidedir.

Bunun sağlanmadığı bir ortamda aydınların, barış ve demokrasi savaşımcılarının, meslek örgütlerinin, seçilmiş siyasetçilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin hapiste tutulmalarının barış ve demokrasi sürecine yararı olmayacaktır.

Tüm bunlarla birlikte, toplumun barış ve demokrasi istemlerinin, hiçbir kişisel siyasi amaç doğrultusunda kullanılmasına izin verilemez.

Bu amacı taşıyan anayasa değişikliği girişimlerin karşısında durduğumuzu da belirtmek isteriz. Sorunların çözümü; yürürlükteki anayasayı tanımak ve ona uymayan yaklaşımlara son vermek ve demokratikleşme için gerekli yasal düzenlemeleri yaşama geçirmekle olur.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Yurtta barış dünyada barış’ ilkesi yol göstericimiz olmayı sürdürmelidir, sürdürecektir.

Yurttaşlarımızı kul olmaktan çıkarıp eşit vatandaşlık hakkını getiren, ülkemizi çok partili demokrasiye taşıyan bağımsız cumhuriyetimizin değerlerine tam bağlılık içinde, bağımsızlık ve cumhuriyetimizin gerçek sahipleri olarak, onları her koşul ve durumda korumanın ve savunmanın, adalet ve demokrasi savaşımının sürütülmesinin birinci görevimiz olduğunun bilinci ve sorumluluğundayız.

Ülkemizin tüm yurttaşlarını devletten, devleti ülkenin tüm yurttaşlarından ayırmak, ayrıştırmak olanaksızdır.

„Devlet; artık, tekçi resmî ideolojiyi tümden bir kenara atarak, tüm yurttaşlarına, tüm kapıları sonuna kadar açmalı; anadillerine, kültürlerine, kimliklerine saygı duymalı, bunları anayasal ve yasal güvence altına almalı, eşit yurttaşlık temelinde uyuma temel yaratmalıdır. Benim yeni paradigmadan anladığım budur, Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin arkasında durduğu irade de Özel’in ‘Kürtlere devlet vaat ediyorum.’ söylemi de Öcalan’ın çağrısı da budur.” diyor o yazısında Selahattin Demirtaş ve konuyu bir de kendi penceresinden tartışmaya açıyor.

„Tartışmanın sonunda bir uzlaşmaya ulaşılması sorunun çözümü olacaktır. “diyorum ben.

Siz ne dersiniz?

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • Yunus Uslu

    “Siz ne dersiniz?” Soyledilerinizin tum gercekleri yansimadigini ve biraz politika olsun diye yaziyorsunuz derim Hasan bey. Olayin gersindeki gercekleri siz herkesten cok daha iyi biliyorsunuz. Ama hemen soyleyeyim. Son zamanlarda siyasi areneya uymayan olaylar ve deyimler (soylemler) var. Cozum: Yeni agaliklara yer vermemek. Egitim, Egitim, Egitim.

    Yanıtla
    +1
    -0


HIZLI YORUM YAP