Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile işbirliğini askıya almaya yönelik yasa tasarısını kabul etmesinin “yanlış bir sinyal” olduğunu belirterek, Tahran yönetimini bu adımdan vazgeçmeye çağırdı. Kanada Dışişleri Bakanı Anita Anand ile Berlin’de düzenlediği ortak basın toplantısında güncel gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunan Wadephul, Tahran yönetiminin İran’ın nükleer silah peşinde olmadığını açık, net ve şeffaf biçimde açıklaması gerektiğini, bunun E3 ülkeleri olarak bilinen İngiltere, Almanya ve Fransa ile ABD’nin ortak tutumu olduğunu söyledi

Wadephul, “İran Parlamentosunun UAEA ile işbirliğini askıya alma kararı, tamamen yanlış bir sinyaldir. İran hükümetini bu yoldan dönmeye çağırıyorum.” ifadesini kullandı.

Kanada ile ortak denizaltı üretimi konusunda yakın işbirliği kurmak istediklerini dile getiren Wadephul, “Almanya ve Norveç, halihazırda son teknoloji denizaltılarını birlikte geliştirip inşa ediyor. Kanada’yı bu kulübe ortak olarak davet etmekten büyük mutluluk duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bir soru üzerine İran’ın nükleer müzakerelere Avrupa’nın da katılmasını açıkça istediğini söyleyen Wadephul, “Biz buna hazırız ancak şu anda eksik olan ve elbette çok önemli olan şey, İran ile ABD arasında doğrudan görüşmelerin yapılmasıdır. Bu konuda şu anda umut verici işaretler var.” şeklinde konuştu.

“Kanada, ABD’nin 51. eyaleti olmayacak”

Kanada Dışişleri Bakanı Anita Anand da ülkesinin asla ABD’nin 51. eyaleti olmayacağını söyledi.

Anand, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kanada’yı ilhak etmek istemesine ilişkin soru üzerine, “Kanada’nın cevabı, asla ABD’nin 51. eyaleti olmayacağımızdır. Biz her zaman Kanada’nın egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü savunuruz.” dedi.

ABD ile Kanada ilişkilerinin yüzlerce yıldır sürdüğüne dikkati çeken Anand, “Coğrafi olarak 49. enlemde birbirimize bağlıyız. Bu durum böyle kalacak. Gelecekte de birlikte çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Kanada Dışişleri Bakanı, İran ile İsrail’in bir şekilde yeniden müzakere masasına dönmesinin sağlanması gerektiğini belirterek, “Bu, İran’ın nükleer programında şeffaflık sağlanması gerektiği anlamına geliyor. Ayrıca sivillerin her koşulda korunması da güvence altına alınmalı.” ifadelerini kullandı.