Ne büyük bir medeniyetiz ki, bin yıllık zeytin ağaçlarını kesip yerine maden sahası açıyoruz. Üstelik bunu bir “kalkınma hamlesi” diye pazarlıyoruz. Ne ileri görüşlüyüz ki, doğayı yok ederek geleceği inşa ettiğimizi zannediyoruz. Tebrikler! Artık bereketli Anadolu topraklarında zeytin değil, cehennem çukuru yetişiyor.
Hükümet yine şaşırtmadı. Ne zaman bir şey güzelse, yaşanabilirse, halka faydalıysa, hemen göz dikiyor. Gözünü topraktan, ağaçtan, sudan ayırmayan bir rant zihniyetiyle karşı karşıyayız. Doğa düşmanı değil, adeta doğa celladı olmuş bir yönetimle karşı karşıyayız. Zeytinlikleri maden şirketlerine peşkeş çekerken, bir yandan da utanmadan “yerli ve milli” diyebiliyorlar. Yerli olan zeytin, milli olan toprak ama dertleri ne yerli, ne milli. Dertleri sadece yandaşlara yer açmak.
Bu iktidarın doğayla kişisel bir husumeti var. Ağaç görünce kesmek, toprak görünce satmak, dağ görünce delmek istiyorlar. Zeytin ağacını görüp de “Buraya bir maden ocağı açsak nasıl olur?” diyen bir akıl, bu ülkenin doğasını değil, yalnızca cüzdanını düşünüyor demektir. Ve ne yazık ki bu akıl, bugün devleti yönetiyor.
Zeytin ağaçlarını koruyan yasalar mı var? Hiç sorun değil. Yönetmelik değiştirirler. Mahkeme iptal mi etti? Bir daha ihale açarlar. Halk mı karşı çıkıyor? Jandarma gönderirler. Yeter ki bir yandaş daha ihale alsın, bir holding daha zenginleşsin, doğa batarsa batsın.
Bu ülkenin tarım politikası çökmüş. Gıda fiyatları tavan yapmış. İnsanlar pazardan zeytin alamaz hale gelmiş. Ama hükümetin derdi halkın sofrasındaki zeytin değil, zeytinliğin altındaki maden. Çünkü onların halkla işi yok. Onlar holdinglerin hükümeti. Onlar, ihalelerle beslenen bir çıkar düzeninin bekçiliğini yapıyorlar.
Akbelen’de, Kazdağları’nda, Soma’da, İkizdere’de halk direniyor. Ama devlet kimi koruyor? Şirketleri. Kimlere barikat kuruyor? Köylülere. Kimlerin önünü açıyor? Taşeronlara, rantçılara, maden baronlarına. Bu halkın vergisiyle maaş alan memurlar, bu halkı ezmekle görevli artık. Bu halkın askerini, polisini doğa nöbetçilerine karşı kullanmak… İşte çürümüşlüğün resmi budur.
Bu ülkede doğayı savunmak suç, zeytini savunmak düşmanlık. “Zeytinlikleri kesmeyin” diyorsan seni yaftalıyorlar: “Yatırıma karşısın”, “Devlet düşmanısın”, “Gelişmeye karşısın.” Hayır efendiler, siz gelişme değil, gericiliğin makine versiyonunu temsil ediyorsunuz. Siz doğayı kalkınmanın önünde bir engel sanan köhnemiş bir zihniyetsiniz.
Siz ne doğayı anlıyorsunuz, ne tarımı, ne halkı. Zeytinin ne olduğunu bilmeyen, ama altındaki altını gözüne kestiren bir görgüsüzlükle yönetiliyorsunuz. Sizin gözünüzde toprak para, su kaynak, ağaç odun. O yüzden de zeytini değil, talanı büyütüyorsunuz.
Unutmayın, doğa intikamını geciktirir ama unutmaz. Bugün zeytinlikleri maden için kesenler, yarın o madenin tozunda boğulacak. Bugün ağacı kesip “enerji” diyenler, yarın susuzluktan feryat edecek. Bu ülkenin ormanlarını, dağlarını, zeytinliklerini yok ettikçe; sadece doğayı değil, geleceği de satıyorsunuz.
Sizin vizyonunuz beton, misyonunuz rant, hedefiniz ise toprağın değil cebin büyümesi. Ama bilin ki; zeytinlik kesilince altından petrol değil, halkın öfkesi fışkıracak. Bu halk, size sadece sandıkta değil, tarihin vicdanında da hesap soracak.
Zeytin ağacı kutsaldır. Çünkü o halkındır, topraktır, barıştır. Ona kıyanlar sadece ağacı değil, bu halkın geleceğini kesmektedir. Bu zulüm, bu yağma, bu doğa düşmanlığı elbet bitecek. Ve o gün geldiğinde, ağaçların gölgesinde halk toplanacak. Bu talan düzeni tarihe “zeytin düşmanları” olarak geçecek.
Zeytine kıyanlar, tarihin lanetiyle anılacak. Çünkü doğa affetmez. Ve bu halk, hiçbir şeyi unutmaz.
ALMANYA
3 saat önceALMANYA
5 saat önceALMANYA
5 saat önceALMANYA
5 saat önceAVRUPA
6 saat önceDÜNYA
6 saat önceDÜNYA
6 saat önce
Bir zettin agaci yetistirmek bir evlat yetistirmek gibi denir. Zeytin agaci 40 senede normal uretim seviyesine ulasir. Yaklasik 250 -300 sene zeytin verdigi soylenir. Bizim zetinlerimizin cogunu egedeki Yunan’lilarin diktigi soylenir. Zeytin , incir ve nar; butun kutsal kitaplarda ismi gecen meyve agaclaridir cunku insan sagligi icin cok onemli olan besinlerdir. Soma’daki zeytin agaclarnin katliami cok aci bir olay. birkac ay bekleyip agaclari baska mevikiye tasiyip dikebilirlerdi. Cam agaci bitti oksijen gitti. Zeytin agaci bitti, kalb ilaci gitti. Incir agaci bitti bagirsaklar bitti. Doktorlar artik yardim edemezler dogru beslenemeyenlere. Allahim bize yatak azabi verme diye dua ederdi eskiler. Bu kadar tahribattan sonra dualarimiz kabul olurmu acaba?