Savaşın kazananı olmaz. Milyonlarca insanı yerinden eden, şehirleri yıkan, doğayı tahrip eden ve en çok da emekçi halkları vuran savaşlar; emperyalist ve gerici çevrelerin çıkar ürünüdür. Bugün kim savaşa karşıysa, kim barışçıl çözümden yanaysa; o insanlığı savunuyor demektir.
İran’da baskıcı molla rejiminin halk üzerinde kurduğu otoriter denetim; İsrail’de işgalci Siyonist rejimin politikaları, aynı madalyonun iki yüzüdür. Her ikisi de halkları bölen, düşmanlaştıran, sömüren ve susturan sistemlerdir. Oysa ülke halkları karşı düşman karşı düşman değiller. Ülke halklarının ortak çıkarları barıştan yanadır.
Ortak mücadele:
İran ve İsrail Komünist Partilerinden ortak çağrı
İran Tudeh Komünist Partisi ile İsrail Komünist Partisi’nin savaş karşıtı çağrısı, halkların kardeşliğine olan inancın ifadesidir. Bu çağrı; milliyetçiliğin, ırkçılığın ve mezhepçiliğin ötesine geçerek, emekten, özgürlükten, eşitlikten ve barıştan yana bir tutumu temsil etmektedir. Bu tutum bir kez daha emperyalist, kapitalist faşist sistemle komünist düşünce arasındaki farkı bir kez daha açıkça halklar nezdinde ortaya çıkardı.
İki partinin bu ortak tutumu, aynı zamanda dünyadaki tüm ilerici güçlere de ilham kaynağı, aynı zamanda güncel bir çağrıdır: Kim doğayı, insanı, yaşamı seviyorsa; kim halkların kendi kaderini tayin hakkını savunuyorsa; kim baskıya, sömürüye, işgale karşı duruyorsa; bugün tarafını netleştirmelidir.
İnsanlığın bugünkü görevi:
Ortadoğu’da oluşan kan gölünde yüzmek, Filistin halkının yaşadığı trajediye duyarsız kalmak mümkün değildir. Ama aynı şekilde, İran halkının yıllardır molla baskıcı, otorite rejim altında süren yaşam mücadelesi de görmezden gelinemez. Ne molla rejimi İran halkını temsil ediyor, ne de Siyonist rejim Yahudi halkının iradesiyle hareket ediyor. Ayrıca bunların vatan dertleri de yok. Kendi otoriter varlıklarını sürdürerek sermayelerini güçlendirip koruma derdindenler.
Bugünün görevi
Halkların kendi iradeleriyle inşa edeceği özgür, eşit ve barışçıl bir dünyayı savunmaktır. Bu görev, sadece Ortadoğu halklarının değil, tüm dünya emekçilerinin, gençlerinin, kadınlarının ve vicdan sahibi insanların omuzlarındadır.
Barış için birlik, direniş için cesaret
Halklar, savaş istemiyor. Onlar, barış içinde bir arada yaşamak, emeğinin karşılığını almak, özgürce düşünmek ve doğayla uyum içinde yaşamak istiyor. Bu istek, ortak bir gelecek umudunun temelini oluşturuyor.
Bu nedenle İran Tudeh Komünist Partisi ile İsrail Komünist Partisi’nin savaş karşıtı çağrısı yalnızca bir deklarasyon değil; halkların ortak geleceği için yakılan bir umut meşalesidir.
Sonuç olarak!
Bu meşaleyi büyütmek, dayanışmayı yükseltmek, işgale, baskıya ve savaşa karşı ortak bir cephe örmeye ihtiyaç var. Emperyalistlerin yayılmacı ve savaş politikalarına, faşizmin zulmüne karşı; dünya halklarının barış, emek ve özgürlük mücadelesine katılma zamanıdır.
ALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceGÜNCEL
Az önceALMANYA
2 saat önceGÜNCEL
3 saat önceALMANYA
4 saat önceALMANYA
5 saat önce