2024’te insanlık, büyük acılar yaşadı. Büyük insan kıyımlarına tanık olduk içimiz yanarak. Ne yazık ki bu kıyımlar karşısında birçok ülkenin yöneticisi ve insanların çoğu duyarsız kaldı. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” atasözündeki anlama uygun davrandı dünyadaşlarımızın çoğu. Bu durum hem insanlık hem de insanlığın binlerce yılda oluşturduğu uygarlık açsından utanç verici.
Başta Filistin ve Lübnan’da olmak üzere dünyanın birçok yerinde herkesin gözü önünde insanlar öldürüldü sistemli bir biçimde. Ne yazık ki insanların bir kısmı bu insanlık suçunu duygusuzca izledi. Oysa insanlık bir bütün.
Atatürk: “Bugün bütün dünya ulusları aşağı yukarı akraba olmuşlardır ve olmakla meşguldüler. Bu nedenle insan mensup olduğu milletin varlığını ve saadetini düşündüğü kadar, bütün dünya milletlerinin huzur ve refahını düşünmeli ve kendi milletinin saadetine ne kadar önem veriyorsa bütün dünya milletlerinin saadetine katkıda bulunmak için elinden geldiği kadar çalışmalıdır. Bütün akıllı adamlar takdir ederler ki, bu yolda çalışmakla hiçbir şey kaybedilmez. Çünkü dünya milletlerinin mutluluğuna çalışmak, diğer bir yoldan kendi huzur ve mutluluğumuzu temine çalışmak demektir. Dünyada ve dünya milletleri arasında barış, dayanışma ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendi kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan mahrumdur. Onun için ben sevdiklerime şunu tavsiye ederim: Milletleri sevk ve idare eden adamlar, tabii önce kendi milletinin varlığını ve mutluluğunu sağlamak isterler. Fakat aynı zamanda bütün milletler için aynı şeyi istemek lazımdır. Bütün dünya olayları bize bunu açıktan açığa ispat eder. En uzakta zannettiğimiz bir olayın bir gün bizi etkilemeyeceğini bilemeyiz. Bunun için insanlığın hepsini bir vücut ve bir milleti bunun uzvu kabul etmek gerekir. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün organlar müteessir olur. (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt II, 324)” 1937’de böyle demekte.
Dünyanın neresinde olursa olsun insanlığın çektiği acıyı içselleştirmeyen, onlarla duygudaşlık yapamayanların insanlıktan uzak olduklarını söyleyebiliriz.
Yıllardır dünyada yaşanan savaşların, insan kırımlarının, düşmanlıkların en büyük nedeni, 20. Yüzyıl öncesinde sömürgecilik düşüncesiydi. Son yüz yıldır da emperyalizmin doymak bilmeyen kâr hırsı. Ne yazık ki emperyalist amaçlar uğruna insanlar öldürülüyor, uluslara soykırım uygulanıyor, dünyanın maddi ve manevi varlıkları hunharca yok ediliyor. Emperyalizm ve işbirlikçileri, büyük bir açlıkla dünyamızı talan etmekte. Hiç kimse bu acımasız vahşeti görmezden gelemez. Bir gün sıranın kendisine geleceğini düşünmeli. İnsanlığın bu vahşetten kurtulması için topyekûn bir savaşa girmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Günümüzde emperyalizmle savaş, insanlığın var olma savaşıdır. Bundan kaçmak olur mu hiç?
“Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı geçecektir. (Atatürk’ün Kendi Kaleminden 7 Emperyalizm ve Tam Bağımsızlık, Kaynak Yayınları, 1. Basım: Nisan 2018, s. 230)” Atatürk’ün dediği gibi dünyadaki tüm ulusların, insanların uyum ve işbirliği içinde kardeşçe yaşaması için emperyalizmin yok olması gerekir.
Yeni bir yıla girerken tüm insanlık adına dileğim, emperyalizmin dünya üzerinden yok olmasıdır. Erinç, barış, dostluk içinde savaşsız, insan kanının dökülmediği bir dünyayı düşlemek kadar güzel bir dilek olur mu yeni yıl için. Bu nedenle her alanda umudumuzu çoğaltacağımız bir yıl olsun 2025.
Adil Hacıömeroğlu
AVRUPA
Az önceGÜNCEL
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceGÜNCEL
21 dakika önceGÜNCEL
22 dakika önceALMANYA
35 dakika önce