Türkiye’de tam olarak kaç emekli olduğu, sürekli değişen bir nüfus verisi olduğu için kesin bir sayı vermek zordur.
Ancak, son yıllarda yapılan araştırmalara ve resmi verilere göre Türkiye’de milyonlarca emekli bulunmaktadır.
Türkiye’de 1 emekliye 1,5 çalışan düşüyor
Sürekli değişen nüfus ile emekli olanların sayısı her geçen gün artarken, bazı emeklilerin vefat etmesi nedeniyle sayı da azalmaktadır.
SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı gibi farklı emeklilik sistemleri bulunması, toplam emekli sayısının hesaplanmasını karmaşıklaştırmaktadır.
Bir kısım emekli, emekli maaşına ek gelir elde etmek için “kayıt dışı” çalışabilmektedir.
Bu durum, resmi rakamlarda yansımayabilir.
Türkiye’de emekli sayısının milyonları aştığı bilinmektedir.
Bu durum, emeklilerin ülke ekonomisi ve sosyal yapısı üzerindeki önemli etkisini göstermektedir.
31 Mart 2024 seçimlerinin belirleyici gücü büyük ölçüde emekliler olmuştur.
Ülkemizde 10.523.105’i SSK emeklisi, 2.849.668’i BAĞ-KUR emeklisi ve 2.478.471’i Emekli Sandığı emeklisi olmak üzere, toplam 15.851.244 emekli yer almaktadır.
En güncel resmi verilere ulaşmak için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) veya Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) gibi kurumların yayınladığı raporları takip edebilirsiniz. Bu kurumlar, genellikle belirli dönemlerde emekli sayısı hakkında detaylı bilgiler sunar.
Emekli sayısının bilinmesi, birçok alanda önemli kararlar alınmasında etkili olur.
Emekli maaşlarının belirlenmesi ve düzenli olarak güncellenmesi, emeklilerin yaşam standartlarının korunması için önemlidir.
Sosyal politika uygulamaları için sayı önemlidir. Emeklilerin sağlık hizmetlerine erişimi, barınma koşulları gibi konularda yapılacak düzenlemeler için emekli sayısı dikkate alınır.
Mayıs 2024: Türkiye’de 15 milyon 351 bin kişi devletten emeklilik, malullük, ölüm aylığı ile dul ve yetim aylığı alırken, 25 milyon 96 bin kişi sigortalı olarak çalışıyor.
Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) Şubat 2024 verilerine göre, 18 milyon 400 bin 671 SSK (4a) statüsünde, 3 milyon 44 bin 555 Bağ-Kur (4b) statüsünde, 3 milyon 651 bin 374 Emekli Sandığı (4c) statüsünde olmak üzere toplam 25 milyon 96 bin 600 çalışan (aktif sigortalı) bulunuyor.
Buna karşın 10 milyon 331 bin 697 SSK’li, 2 milyon 715 bin 100 Bağ-Kur’lu, 2 milyon 304 bin 714 Emekli Sandığı’ndan olmak üzere toplam 15 milyon 351 bin 511 kişi emeklilik, malullük, ölüm aylığı ile dul ve yetim maaşı (pasif sigortalı) alıyor.
Uluslararası standartlara göre sosyal güvenlik sisteminde “4 çalışana karşı 1 emekli” olması gerekiyor, bizde staj ve çıraklar düşüldüğünde 1 emekliye 1,5 çalışan düşüyor.
Olumsuz bu tabloyu tersine çevirmek için istihdamı artırmamız ve kayıt dışıyla etkin mücadele etmemiz gerekiyor.
Bilhassa özel sektörün istihdam ettiği ve kayıt altına almadığı göçmen ve sığınmacıların kayıt dışılığı beslediğine de dikkat edilerek, kayıt altına alınmış istihdamın artırılması için yoğun çaba harcanması gerekiyor.
Kayıt dışı istihdamla çalınan, bizim geleceğimiz, çocuklarımızın geleceği ve torunlarımızın yarınlarıdır.
Toplumun büyük bölümünü şemsiyesi altına alan “sosyal güvenlik” sistemimize herkes değer verip, sahip çıkması gerekiyor
SGK’nin verilerine göre, Türkiye’de aktif sigortalı ve pasif sigortalı (emeklilik, malullük, ölüm aylığı ile dul ve yetim maaşı alanlar) sayıları ile aktif sigortalıların pasif sigortalılara oranındaki 4 yıllık değişimle emekli sayısı 3 milyona yakın arttı
Emeklilerin harcamaları, ülke ekonomisi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Bu nedenle, emeklilerin gelir düzeyleri ve harcama alışkanlıkları ekonomik politikaların belirlenmesinde göz önünde bulundurulur.
Emekli aylıklarının artırılması ne yazık ki iktidarın belirlemesine kalmış gibidir.
Asgari ücretin belirlenmesi ile yeni güncelleme 22.140 TL’de kalmıştır ve bu da yaşam koşullarına göre çok düşüktür.
Aylıklı, ücretli olarak çalışanlar ve emekli aylığı alanlar lu an çok büyük geçim sıkıntısı çekmektedir.
Siyasi partiler, STK ve sendikalar bu alanda istenilen çalışmaya ve başarıya ne yazık ki ulaşamamıştır.
Bilgi alabileceğimiz kurumlar varsa da bunların ne denli güncel ve yeterli çalışabildiği konusunda bir fikir üretmek zordur:
Sosyal Güvenlik Kurumu SGK’nın resmi web sitesinde emeklilik ile ilgili güncel istatistiklere ulaşabilirsiniz.
Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK, ülke genelindeki nüfus ve sosyal yapı hakkında detaylı veriler yayınlar.
Ekonomik ve sosyal konularla ilgili haberlerde emekli sayısı ve emeklilerin durumu hakkında bilgiler bulunabilir.
Emekli derneklerinin web siteleri veya sosyal medya hesapları üzerinden de emeklilikle ilgili güncel gelişmeleri takip edebilirsiniz.
Her ne kadar çok açık ve güvenilir bir medya olmasa da TV haberlerinden günlük durumları, olayları, bildirileri, gelişmeleri izleyebiliriz.
Gerçek bir hukuk devletinin ilkeleri, uygulamaları ve sisteminin yerleşmesi ile Türkiye’de aylıklar çok daha adil olarak hesaplanacak ve ulusal gelirden payını alabilecektir.
Bugün için ise bu rejime, bu iktidar modeline bakıldığında işçi sınıfının, emekçilerin, küçük esnafın durumu, çiftçilerin sorunları çok yüksek boyutlardadır.
Ortaya atılan yapay gündemlerin peşinde koşan ve genellikle de çözüm odaklı olamayan siyasiler ne yazık ki ülkeyi daha da büyük bir çöküşe gitmekten kurtaramamaktadır.
Halk ise son derece yetersiz yurttaşlık bilinci ve kültürel eksiklikler nedeni ile “nasıl” düşünmesi” gerektiğini bilememekte ve düşünce ve tutumları ülke sorunlarına yönelik olmamaktadır.
Ülkenin toplam gelirinden, gayri safi milli hasıladan en büyük payı alanlar, kayıtlı, kayıtsız büyük şirketler ve ulusalar arası finans gruplarıdır.
Kayıt dışı ekonomi, kara para, adil olmayan vergi sistemi… gibi temel sorunlar en büyük sorun, en büyük eksiklik olan “hukuk devletinin” gerçekleştirilmemesinin ortaya çıkardığı “görünen” sorunlardır.
İş gücünü satarak yaşamını sağlamaya, geçinmeye çalışan kesimin onların emeklilerinin üstte görünen sorunu temel gereksinimlerini bile karşılayamamaktır.
Geçim sıkıntısı enflasyon oranının artmasıyla gittikçe çoğalmaktadır.
Dar gelirli, yoksul bir çok geniş taban bugünden ve geleceklerinden çok endişelidir.
Çocuklarının “temel gereksinimleri”, gelecekleri, beslenme, barınma, ısınma, giyinme, öğretim ve meslek edinme… konularında son derece sıkıntılıdır.
Günlük “fiyat artışlarına” dar gelirlinin, emeklinin yetişmesi artık “olanak dışı” olmuştur.
Komşu ülkelerin siyasal sorunları ve dalgalanmalar ülkemizi daha da çok etkileyip, toplumsal dinginliği ve huzuru “bozabilir”.
Yarın bu “toplumsal çalkantı, sıkıntılı dönem, ekonomik, finansal çöküş” acil çözümlere, “adil” değişikliklere ulaşamazsa ülkenin iç huzuru “tehlikeye” girebilir.
Bu nedenle de kendine güvenen, adalete ve hukuka inanan, sosyal-ekonomik sıkıntı çekmeyen, birlik ve beraberlikten ulus devletten, üniter yapıdan yana GÜÇLÜ bir halk olmamız gereklidir.
Halk, dar gelirliler, emekliler her şeye rağmen “ekonomik sıkıntıya” sürüklenmemelidir; ülkesini ve birliğini koruyabilecek bir “güç sahibi” olmalıdırlar.
Bu da devletin, iktidarın görevidir; halkını dar durumda, muhtaç ve yoksul, güçsüz bırakmamalıdır.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2024.12.28
GÜNCEL
Az önceASYA
Az önceALMANYA
3 saat önceDÜNYA
4 saat önceAFRİKA
4 saat önceGÜNCEL
4 saat önceALMANYA
16 saat önce