Kapitalizm, ancak pazar sorunu yaşadığında birbirleriyle savaşmak zorunda kalmıştır.

Birinci Dünya Savaşı; Almanya ile İngiltere arasında ham madde ve Pazar arayışı yanında

Fransa’nın, Almanlara kaptırdığı toprakları geri alma arzusu yanında

Balkanlar’da Avusturya ve Rusya’nın çıkar çatışması ve Rusların, Boğazları ele geçirme hayali ve

Avusturya-Macaristan Veliahdının öldürülmesi sözde nedeni başlatıldı.

Osmanlının,  Almanya hayranlığı yanında kaybedilen toprakları geri alma umuduyla savaşa girerek kendi sonunu hazırlamıştı.

Çanakkale’de İngiliz donanmasına geçit vermeyen Mustafa Kemal’in yarattığı destana rağmen Almanlar yenilince Osmanlı’da yenilmiş sayıldı.

Ülkenin işgal edilmesi biryana, İtilaf Devletleri-özellikle İngiltere- Türkleri sadece Avrupa’dan değil Anadolu’dan da Orta Asya’ya sürmek istiyorlardı.

 Padişah Sarayı karşılığı her şeye razı olmuşken, Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal Anadolu’da halkının önüne düşerek Kurtuluş Savaşını Başlatmıştı.

İngiltere, bu savaşa doğrudan katılmak yerine Yunanistan’ı ve ordusunu kiralık asker olarak kullanmıştı.

İkinci Dünya Savaşı; 1930’lu yıllarda başlayan ekonomik kriz yeni bir savaşın nedeni olacaktı.

İngiltere, Sovyetler Birliği, ABD, Çin ve Fransa Müttefik Devletler, Almanya, İtalya ve Japonya Mihver Devletler arasında başlayan savaşta, 1.Dünya Savaşında Yunanistan’a verilen Kiralık Asker Rolü Türkiye’ye verilmek istenmişti.

2. Dünya Savaşında Turancılar Hitler Almanya’sından yana tavır koyarken, ABD, İngiltere

1. Dünya Savaşında Yunanlılara verilen görevi bu kez Türkiye’ye vererek Türkiye’yi paralı asker olarak kullanmak istiyorlardı.

Birinci Dünya Savaşını yaşamış, Kurtuluş Savaşında Garp Cephesi komutanı olarak 1. ve 2. İnönü Savaşında Mihver Devletlerin kiralık askeri olan Yunan Ordularını yenerek ‘’Türkiye’nin makus talihini yenen (* 1)

Mudanya Ateşkes antlaşmasını, Lozan’da Türkiye Cumhuriyeti’nin senedini alan İsmet İnönü

2. Dünya Savaşında Kapitalizmin Kiralık Askeri olmayı reddederek savaşa katılmadı!

İsmet İnönü, savaşa katılmamanın bedelini Toprak Ağası Adnan Menderes ve Doğudaki Laik Cumhuriyet karşıtı Toprak Ağalarının ittifakı, solcuların ve ABD’nin desteğiyle İktidarı Demokrat Partiye devretmek zorunda kaldı. (**2)

Menderes hükümeti Muhalefeti, Bilim İnsanlarını baskı altına almamakla kalmamış Laik Cumhuriyeti tarikatlara feda etmekle kalmamış

 İnönü’yü, Atatürk’le kurduğu TBMM’ye almama aymazlığını gösterince İnönü, Menderese:

‘’Öyle düşeceksin ki, seni ben bile kurtaramayacağım!’’ Demişti! 

Gerçekten 27 Mayıs İhtilalinde devrilip idam cezası alan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan idam edildiler.

İsmet İnönü idamların olmaması için çok uğraşmış ama onları kurtaramamıştı.

2002’de ABD desteğiyle iktidara getirilen Recep Tayyip Erdoğan Menderes’in kaldığı yerden Atatürk’e, İsmet İnönü’ye nefretini her geçen gün artırırken

Laik Cumhuriyeti İslami Faşizm yönetimine çevirme görevini üstlenerek:

BOP Projesiyle Türkiye’yi ABD’nin ve Kapitalizmin Paralı Askeri konumuna getirmiştir!

Yargı, Bürokrasi, TSK’nın kumanda çoğunluğu iktidarın güdümüne girmiş durumdadır.

Türkiye’nin kiralık asker olmasına karşı olan siyasiler, yurtseverler

Laik, Demokrat, bağımsız bir hukuk devletinden yana olanlar

Demokratik mücadelede birleşmek zorundalar!

Yoksa bu ülke elimizden alınmak üzeredir!

Yıldız AKALIN

(*1)1. 2. İnönü savaşını kazanan Atatürk, İsmet Paşaya: ‘’Siz orada sadece düşmanı değil Milletin Makûs Talihini de yendiniz!’’ Telgrafını çekmişti.

(**2) Ordu İsmet İnönü’ye Cumhurbaşkanlığını bırakmama önerisini ‘’Benim siyasi yenilgim demokrasi zaferimdir!’’ Diyerek reddetmişti.