5 Soruda Euro’nun Dolara Karşı Düşüşünün Nedenleri

5 Soruda Euro’nun Dolara Karşı Düşüşünün Nedenleri

ABONE OL
13:40 - 24/08/2022 13:40
5 Soruda Euro’nun Dolara Karşı Düşüşünün Nedenleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

Avrupa’nın ekonomisi, Ukrayna’daki savaşa coğrafi yakınlığı ve Rus petrol ve gazına bağımlılığı nedeniyle zayıflıyor.

Avrupa Birliği’ne üye 19 ülkenin kullandığı ortak para birimi Euro, 2002’de dolaşıma girdiği tarihten bu yana ilk kez Dolar karşısında tarihi bir düşüş yaşadı.

Pazartesi ve Salı günü, 20 yıllık tarihinde Euro’nun değeri ilk kez 1 Dolar’ın altına düştü. Avrupa para birimi Euro, 22 Ağustos Pazartesi günü dolar ile parite eşiğinin altıa indi.

Euro yüzde 0,84 oranında değer kaybederek ve 0,9951 dolara gerileyerek 2002 yılında tedavüle çıktığı yıldan beri görülmemiş bir seviyeye geriledi.

Euro bölgesinin ortak para birimi, tüm Avrupa’yı etkileyen büyük bir enerji krizi ile enflasyonu dizginlemek için hala atakta olan Amerikan Merkez Bankası (FED) arasında bir ikilemde kalmış durumda.

Savaşın yarattığı belirsizlik ortamı ve enerji krizi, doların birkaç aydır “güvenli liman” statüsünü yeniden kazanması, Euro karşısında güçlenmesini açıklıyor.

Gerçekte Dolar mı yükseliyor, yoksa Euro mu düşüyor? Bu düşüş sürecek mi? Uzmanlar ne diyor? Bu nasıl açıklanabilir ve sonuçları ne olabilir? İşte 5 maddede, 2002’den bu yana Euro’nun Dolar karşısında en düşük seviyesine gerilemesinin nedenleri:

1- Enerji krizi: Avrupa’da enerji fiyatları en yüksek seviyede. Rus gazına bağımlılıktan kurtulmak için adımlar atan Avrupa, ekonomisi üzerinde birçok sonucu olan bir enerji krizinden etkileniyor. Ekonomi gazetesi La Tribune, Avrupa gazının fiyatının Pazartesi günü bir haftada yüzde 20’den fazla artarak megavat saat (MWh) başına 295 Euro’ya yükseldiğini ve bu artışın Ukrayna’daki savaşın ilk günlerinde kaydedilen rekorlara yakın olduğunu belirtti.

Savaş nedeniyle yaşanan belirsizlik ortamında Rusya, bir kez daha Rus gazının büyük kısmını Avrupa’ya tedarik eden ana hat olan Kuzey Akım-1 boru hattını 31 Ağustos – 2 Eylül tarihleri arasında “bakım nedeniyle” kapatmak zorunda kalacağını duyurdu. AFP’ye konuşan Wells Fargo’da uzman Erik Nelson, “Enerji fiyatlarının evrimi ve arz sorunu, her ikisi de çok endişe verici ve Euro hareketlerinin arkasında yatan da bu” yorumunu yapıyor. Societe Generale analisti Kit Juckes de, “Demokles’in kılıcı Avrupa üzerinde asılı ve orada kalmaya devam edecek” diye uyarıyor.

Euro, bu durumdan etkilenen tek para birimi değil. Pazartesi günü, dolar karşısında, Euro’dan biraz daha iyi bir performans gösterse de, İngiliz Sterlini de bu sarmala yakalanmış durumda. Rus gazına bağımlı Macaristan Forint’i de dolar karşısında 411 Forint ile tarihinin en düşük seviyesini gördü. Ve belirsizliklerin yakın zamanda dağılması da beklenmiyor.

2- AB’nin en büyük ekonomisinin durumu: Avrupa’daki enerji krizi ekonomide durgunluk korkularını körüklüyor. Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Alman ekonomisinde ikinci çeyrekte elde edilen “sıfır” büyümenin, üçüncü çeyreklik dilimde resesyona dönüşeceği endişeleri Alman Merkez Bankası Bundesbank tarafından açıkça dile getirildi. Enerji krizinin, özellikle Almanya gibi ekonomisi Rus petrol ve doğal gazına bağımlı Euro bölgesi ülkelerinde “önemli ekonomik yavaşlama riskini” arttırdığı dile getiriliyor. Enerji arzının azalması, enerji fiyatlarının artmasına neden oluyor.

3- Avrupa’da artan enflasyon: Artan enerji fiyatlarının sonuçlarından biri de Avrupa’da artan enflasyon rakamları. COVID-19 sonrası ekonominin canlanmasıyla tırmanışa geçen enflasyon, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin başlamasıyla birlikte artış gösterdi ve Euro bölgesinde Temmuz 2022’de yüzde 8,9’a ulaştı. İtalya, Yunanistan, İspanya, Portekiz gibi Euro bölgesi ülkelerinde bu rakamlar yüzde 10’a yaklaştı ya da aştı. Fransa’nın en önemli ekonomi gazetesi Les Echos, Almanya’da enflasyon rakamlarının sonbaharda yüzde 10’u da aşabileceğini yazdı.

Güçlü Alman ekonomisi, savaşın neden olduğu enerji fiyat artışlarından derinden etkilendi. Avrupa’nın en büyük ekonomisi Ukrayna’daki savaş ile birlikte, zorlu bir küresel ekonomik ortamda” mücadele ediyor. Alman İstatistik Enstitüsü Destatis’e göre, “ikinci çeyrekte sıfır seviyesinde büyüyen Alman ekonomisinde, Ukrayna savaşının enflasyon üzerindeki baskısı” da devam edecek.

3- Resesyon riski: Kış yaklaşırken, Almanya’yı ve buna bağlı olarak Avrupa’yı resesyon riski bekliyor. Büyüme tahminleri pozitif kalsa da, IMF Dünya ekonomisinin görünümüne ilişkin raporunda, Euro bölgesi için yaptığı tahminlerini aşağı yönlü revize etti. IMF, küresel ekonominin 2022’de yüzde 2,6, 2023’te de yüzde 2 oranında büyümesini öngörüyor.

Euro üzerindeki bellirsizlik yatırımcıları dolara yönelmeye teşvik ediyor. Daha da kötüsü, doların Euro üzerindeki hakimiyeti bir kısır döngü oluşturuyor. Daha az güçlü bir para birimine sahip olan Avrupalılar için, özellikle petrolün dolar cinsinden sabitlenmesi nedeniyle, ithalatın maliyeti artıyor. Le Figaro gazetesi, 6 ayda ham petrol fiyatlarındaki artışın dolar cinsinden yüzde 66’ya, Euro cinsinden ise yüzde 78’e ulaştığını belirtiyor. Bu da, hanehalkı ve işletmeler için enflasyonu daha da arttırıyor.

Japon MUFG bankasından döviz uzmanı Lee Hardman, Le Figaro’ya, “Temmuz ayında dolar paritesine kısaca değen Euro, bu kez kalıcı olarak doların altına yerleşecek ve yıl sonuna kadar 0,95 ile 1 arasında dalgalanma olacak” diyerek, Euro’daki düşüş trendinin kalıcı olduğunu vurguluyor. Üstelik Hardman’a göre, enerji krizinin etkisi altındaki Avrupa ekonomisindeki resesyon, kışın yaklaşmasıyla artacak ve kısa vadede yeniden toparlanamayacak.

4- FED’den faiz oranlarına hızlı müdahale: Enerji krizine bağlı olarak artan enflasyon rakamlarının önünü almak için Amerikan Merkez Bankası FED, Avrupa Merkez Bankası ECB’den daha radikal kararlar aldı. Doların değeri, FED’in para politikası tarafından destekleniyor. FED, enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını yükseltiyor. Ancak Avrupa’daki durgunluk korkuları nedeniyle ECB buna ayak uyduramıyor ve faiz oranlarını bu kadar agresif bir şekilde yükseltemiyor.

ECB tarafından alınan kararlar, her üye devlet üzerinde farklı etki yaratıyor. Faiz oranlarındaki artış, zaten zor durumda olan ülkeleri zayıflatarak, tıpkı 2008’de Yunanistan’daki borç krizinde olduğu gibi yeni bir borç krizi korkusunu arttırıyor.

Wells Fargo’dan Erik Nelson, “Bu durum ECB’yi çok zor bir durumda bıraktı. ECB’nin 8 Eylül’deki toplantısında kilit faiz oranında yüzde 0.5 puanlık bir artış yapması bekleniyor. Bu Euro’yu biraz destekleyecektir. Ancak Euro bölgesinin ekonomik durumunu kötüleştirme riski büyüyecek” dedi.

ECB, Temmuz ayındaki ilk artışın ardından yarım puan daha arttırmaya cüret etse bile, Eylül ayında faiz oranlarını art arda üçüncü kez yüzde 0,75 puan arttırmaya hazırlanan FED’i yakalayamayacak.

FED ve ECB arasındaki hız farkı, tahvil faizlerine de yansıyor. Aynı vade için üç aylık ABD devlet tahvillerinin getirisi ile Alman tahvilleri arasındaki fark bu hafta başında yaklaşık 3 yılın en yüksek seviyesindeydi. AFP’ye konuşan Scotiabank’tan Shaun Osborne, devam eden sıkılaştırmaya ek olarak, FED Başkanı Jerome Powell’ın “enflasyonun bir süre yüksek kalma olasılığını ve faiz oranların bir süre daha yüksek kalacağını” vurgulayabileceğini dile getirdi.

FED’in 2023’ün ilk aylarında olası bir faiz indirimi kararının piyasalara etkisi ancak yıl sonunda hissedilebilecek. Bu da doların “güvenli liman” olarak kalmasına destek verecek.

5- Euro’nun düşüşünün avantajları: Uzmanlar, Euro’nun dolar karşısında gerilemesinin iki önemli avantajına da dikkat çekiyor. Birincisi, Euro sadece dolar karşısında geriliyor, diğer para birimleri karşısında değil. Euro bölgesinde uzmanlaşmış ekonomist Stéphanie Villers, La Tribune’e, “Euro, dolar karşısında değer kaybediyor, diğer tüm para birimleri karşısında değil. Burada esas olan, özellikle Ukrayna’daki savaşla bağlantılı şoklarla karşılaştırıldığında doların güçlenmesi ve Amerikan ekonomisinin kendini daha sağlam göstermesi” dedi.

Üstelik Rus gazına bağımlı olmayan ABD, Ukrayna’daki savaşın sonuçlarından daha az etkilendi. Aksine, gaz ve petrol ithalatına bağımlı olan Euro bölgesi, fiyatlardaki artıştan doğrudan etkilendi.
Bir para birimi ne kadar değer kaybederse, ithalat maliyetleri o kadar yüksek olur. Avrupa’nın ticaret açığına en çok etki edecek olan detay, dolar cinsinden işleyen enerji faturası olacak. Tüm dolar üzerinden yapılan işlemler Euro bölgesi için daha pahalı hale gelecek. Ayrıca, daha zayıf bir para birimi ile Euro bölgesi yatırımcılara daha az çekici hale gelecek. Fakat, Fransa mallarına ilgi dış pazarlarda daha da artacak. Üstelik, Euro bölgesi içindeki ticaret bundan etkilenmeyecek.

Ekonomist Stephanie Villiers, “Örneğin Fransa’daki ilk üç müşteri Almanlar, İtalyanlar ve Belçikalılar. Dolayısıyla, Euro ister zayıf ister güçlü olsun, buna etki etmez. Üstelik ABD için bile doların Euro karşısında değer kazanması iyi bir haber olmayabilir. Bazı Amerikan ürünleri Euro’ya göre daha pahalı olacak ve bazı ürünlere talepte azalma olabilir” diyor.

VOA tarafından geçilen 5 Soruda Euro’nun Dolara Karşı Düşüşünün Nedenleri haberinde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. 5 Soruda Euro’nun Dolara Karşı Düşüşünün Nedenleri haberi web sayfamıza otomatik olarak VOA sitesinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan 5 Soruda Euro’nun Dolara Karşı Düşüşünün Nedenleri haberinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.