BUGÜNÜN MÜCADELESİ NEDİR?

BUGÜNÜN MÜCADELESİ NEDİR?

ABONE OL
12:23 - 11/08/2024 12:23
BUGÜNÜN MÜCADELESİ NEDİR?
4

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

A) Yıllar öncesinden planlanmış ve adım, adım uygulanan büyük bir “proje” olduğu söyleniyor.

. Şu an için ileriye dönük hedefleri olan “global güçler”in çok ciddi bir projesi…

· Türkiye Cumhuriyeti de bu projenin içinde bir hedef adres. Yapılan çalışmalar, uygulamalar, gelişmeler ortada…

· “Aklı başında olan ve de özgür, bağımsız düşünebilen kişilerin görebileceği, anlayıp, araştırıp, izlediği bir gerçek…

·  Bu “tek dünya devletine” doğru gidilen yolda alınması gereken adımlar tek tek gerçekleştiriliyor.

·  Sanıldığının aksine iş sadece parasal güç de değildir.

Yüzlerce yıldır inandıkları ve de sahip çıktıkları kendi dinsel inançları için çalışıyorlar.

·  Asıl hedefleri dünya çapında kurguladıkları bir “yeni dünyadır” kendilerine göre.

·  Bunun için neler istendiği ve nedenleri, hangi güç gruplarının bunları ortaya koyduğunu araştırdığınızda bulabileceğiniz çok sayıda kaynak vardır.

·  Uygulamalarda açıkça görülen yöntemleri var:

Ve bu yöntemler ile o “bölgeyi”, o “ülkeyi” rahatça “istedikleri düzeye” getirebiliyorlar.

Örneklerini yakın tarih içerisinde görebilirsiniz.

B) İlk adımlarda Neler Yapılıyor?

. Kısaca ilk gözlemlenen yöntemler şunlardır:

– Ülkede insanların “temel değerleri”ni alt üst ediyorlar.

– Yok edilenlerin yerine “yeni değerler”konuluyor.

– Yeni uygulamalar ile “algı” yönetimini ele geçiriyorlar. (TV. basın, müzik, moda..)

– Ülkenin bağımsızlığına ve özgürlüğüne dair var olan temel değerlerini alt üst edip, yok etmeğe çalışıyorlar.

– Global, emperyalist güçlerin olanakları ve gücü ile “bu” ülkelerde yeni örgütler, parti, dernek ve vakıflar kuruyorlar.

Buralara kendilerini dinleyecek kişileri iş başına getiriyorlar.

– Halkın içinde gruplaşmalara, ayrıştırmalara hız vererek kutuplaşmaları ve böylece de “ulusal gücün” zayıflamasına yol açıyorlar.

– Bu amaç için çok “açık projeler” geliştiriyorlar.

– Var olan yerleşik ve güçlenmiş, kabul görmüş ve de aslında ülke için çalışır görülen kurumların içerisine hiç durmadan ve bazen gizli, bazen de açık, açık kendi yandaşlarını, “kendileri için” çalışacak olanları yerleştiriyorlar. (Siyasi partiler, vakıflar..)

– Algı yönetimi ile değişik “kavramları” kendi amaçlarına yönelik ele alıp, değiştiriyorlar: Örneğin: Özgürlük, demokrasi, halkların karar verme hakkı, örgütlenme hakkı, eşitlik, çağdaşlık, moda, bireysel haklar, bağımsızlık, feminizm, sendika ve vakıf kurma… gibi.

– Birçok kişi tüm bu olguları görüp, kavrayıp, anlamasına, okur, yazar olmalarına, tahsilli olmalarına rağmen, yine de “proje”nin esaretinden kurtulamayarak günlük haberlerle, günlük “gözüken gelişmelerle” ve “tartışmalarla” kendi “fikir alanlarında” mücadeleler vermek durumunda kalabiliyorlar.

– Halk, dar gelirliler çok büyük geçim sıkıntısı çekiyor; millete acı çektiriyorlar.

– İlle de günlük sığ politikaların, tartışmaların içinde kendilerine bir yer edinmek, beğenilmek, yükselmek… isteyenler “ne yazık ki” projenin istediği yoldadırlar artık.

C) Bugünün mücadelesi ve geleceğin kurtuluşu için neler yapılmalıdır?

– Ülkenin temel değerlerine, kurucu mücadelesine sahip çıkılmalıdır.

– Aile kavramına ve gücüne yeniden sahip çıkılmalıdır.

– Misak-ı milli diye kabul edilen ulusal sınırlara sıkı sıkı sarılmalıdır.

– Global hareketlerde, dünya politikasında ve de komşu devletlerle ilişkilerde “bağımsız” ve “özgürlükçü” politikalar uygulanmalıdır.

– Ülkenin doğal zenginlik kaynakları çok sağlam kurallarla koruma altına alınmalıdır.

– Bu alandaki tüm uygulamalarda özel yatırımdan ziyade ulusal çıkarları koruyucu önlemler alınmalıdır.

– Ziraat ve hayvancılık milletin yararlanabileceği, ülkenin gücünü artırabileceği bir biçimde devlet tarafından desteklenmeli ve koruma altına alınmalıdır.

– Milli burjuvazi olarak değerlendirebileceğimiz özel sektöre destek ve güç verilmelidir.

– Yabancı sermayenin ve buna bağlı kuruluşların Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaptığı her türlü girişim ve hareketler çok sıkı “denetlenmeli” ve şeffaf bir şekilde “kamuoyuna” sunulmalıdır.

– “Kara para” ve bunun ile ilgili olabilecek her türlü girişim ve oyunlara karşı sıkı önlemler alınmalıdır.

– “Çağdaş hukuk devleti” her yönü ile ve her bir alanda gerçekleştirilmelidir.

– Hukukun üstünlüğü ilkesi en tepede tutulmalıdır.

– Ülkenin güvenliği için “ulusal” savunma güçlendirilmeli ve bağımsız, özgürlükçü bir yapıya kavuşturulmalıdır.

– Ülke içerisinde “para militer” odakların oluşmasına izin verilmemelidir.

– Gayri safi milli gelirin dağılımı için adil ve çözümsel ekonomik bir model geliştirilmelidir.

– Her alandaki emek-üretim ilişkisi çağdaş bir güvence altına alınacak biçimde geliştirilmelidir.

– Üniversiteler özel kurumların eline “olmamalı”dır. Üniversiteler devletin desteği ve garantisi altında çalışan birer özgür ve bağımsız “eğitim ve araştırma” kurumları olmalıdır.

– Anadili Türkçe çok daha güçlendirilmelidir ve ona sahip çıkılmalıdır, bilim kişilerinin tüm araştırma ve düşüncelenmelerinde “anadili” Türkçe’de güçlü olmaları istenmelidir.

– Eğitimin temel ilkesi çağdaş, laik ve özgürlükçü ve bağımsız olmalıdır.

– Özel-paralı eğitim kaldırılmalıdır. Milli eğitime, devlet okullarına “rakip” olacak ve iyi bir alternatif gibi gösterilebilecek “kar”, çıkar amaçlı “özel” okullara, dershanelere yer verilmemelidir.

– Temel eğitim okullarında çağdaş bir eğitim verilirken sanat, felsefe, spor ve yabancı dil öğrenimine yer ve önem verilmelidir.

– Temel okullardan yüksek öğrenime geçişte uygulanılacak yöntemler ve alınacak kararlar “milli eğitim” ana ilkesi çerçevesinde olmalıdır.

– Her türlü yatırım ve destek, geliştirme ve modernizasyon devlet -okullarının kalkındırılmasında kullanılmalıdır.

– Fikir ve vicdan özgürlüğü çerçevesinde anladığımız “dinsel inanç ve uygulamalar” çağdaş ve hukuk devleti çerçevesinde yer almalıdır.

– Karanlık ve yer altı örgütlenmeleri çok sıkı takip edilmelidir.

– Ülkenin ulusal bağımsızlığını hedef almış olan “terör” örgütleri ile açık ve güçlü bir mücadele verilmelidir.

– Yaşamın her alanında ve hukuksal uygulamalarda “çağdaş demokrasinin ana ilkeleri” geçerli olmalıdır.

– Ülkenin huzuru için gerek devlet kurumlarının gerekse de mahalli yönetimlerin çok daha iyi ve de partiler üstü bir çalışma içinde olması gerekmektedir.

– Yurttaşların kendilerine olan “özgüven”lerinin artırılması ve bireysel “yurttaşlık bilinci”nin geliştirilmesi gerekmektedir.

.    Öğretmen Gönen Çıbıkcı

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP