0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

ABD basını iki iktisatçının ortaya koyduğu gerçeği konuşuyor: Süper zenginlerin ödediği vergi oran olarak ilk kez 2018’de işçilerin ödediği verginin altına düştü! Trump takıntılı liberallerin haberi böyle verirken yayınladıkları grafikse zenginlerin uzun süredir kazandığını gösteriyor. Bütün bu hikayeyi 2004 tarihinde yaşanan bir olay (‘zengin gribi’) çok güzel özetliyor.

Amerika Birleşik Devletleri tarihinde ilk defa multimilyarderlerin ödediği vergi, nüfusun en yoksul yüzde 50’sinin ödediği verginin altına indi. California Üniversitesinden iki iktisatçı, Emmanuel Saez ve Gabriel Zucman’ın yaptıkları çalışmaya göre, 2018’de ABD’nin en zengin 400 ailesinin ödediği efektif vergi oranı bir önceki yıla göre yüzde 1,2 azalarak yüzde 23’e düştü.

Saez ve Zucman’ın 1960-2018 yıllarını kapsayan araştırmaları, Ekim ayında kitaplaştırıldıktan sonra Batı’nın ana akım basınında geniş yer buldu. Çalışmanın özellikle son birkaç yıla ilişkin verilerini ön plana çıkaran New York Times, Washington Post, The Guardian gibi gazeteler, vergi adaletsizliğindeki artışla Trump yönetiminin 2017’de geçirdiği Vergi İndirimleri ve İstihdam Yasası arasındaki ilişkiyi vurguladı.

Her yıl ABD’nin en zengin 400 kişisi hakkında veri yayımlayan Forbes’a göre, 2018’de multimilyarderlerin serveti yüzde 2,2 artarak 2,96 trilyon dolara çıktı. Bu artışın kabaca en zengin 400 ailenin servetindeki değişimi yansıttığını söylemek mümkün. Dolayısıyla en zenginler daha çok kazandılar ve daha az vergi ödediler denilebilir.

Washington Post’un Saez ve Zucman’ın çalışmasından yola çıkarak hazırladığı haberden…

FİLİ NERESİNDEN TUTUYORLAR?

Sadece bu verilere ve yukarıdaki grafiğe bakıldığında bile hemen göze çarpan bazı hususların Saez ve Zucman’ın çalışmasını konu eden haberlerde yer almamasıysa başlı başına dikkat çekici.

Bu kadar az sayıda kişinin böylesine büyük bir servete sahip olmalarıyla ödedikleri vergi oranının sürekli düşmesi arasında gayet doğrudan ve tutarlı bir ilişki var. 2018’de nominal dünya hasılası kabaca 83,8 trilyon dolardı. Yani 400, yazıyla dört yüz, kişi ya da dünya nüfusunun yüzde 0,0000005’i tüm zenginliğin yüzde 3’üne sahip olabiliyorsa ödediği verginin ne olacağını belirleyebilecek nüfuza da sahip olacağı gayet açık.

Üstelik yukarıdaki grafiğe bakınca bu tutarlılık hemen görülebiliyor. Mesele Trump’ın zaten servetlerinin önemli bir kısmı için vergi ödemeyen zenginlere yeni vergi indirimi getirmiş olmasıysa, bunun köpeğin adamı ısırması misali haber değeri kalmadı. Zira bu köpek bu adamı 1980’den beri ısırıyor. Hatta 1980’de neredeyse bir bacağını koparmış.

ZENGİN GRİBİ

Konu eşitsizlik, adaletsizlik gibi hassas başlıklara geldiğinde batılı akademisyenlerin de gazetelerin de tadı tuzu kalmıyor. Oysa daha renkli hikayeler var. Bir tanesini de ben anlatayım.

Yıl 2004.

24 yaşındaki genç bir kadın, Brianna Mitchell, Teksas Burleson kırsalında giderken arabası bozuluyor. Evlerinin önünde yolda kalan Mitchell’ı gören 52 yaşındaki Holllie Boyles ve 21 yaşındaki kızı Shelby, yardıma gidiyor. Yine o sırada arabasıyla yoldan geçmekte olan 41 yaşındaki Brian Jennings de insanlık namına durup yardım için yanlarına gidiyor.

Başlarına geleceklerden habersizler.

Onlar arızalanmış arabayla uğraşırken arkadan gelen lüks bir kamyonet önce Mitchell’ın sonra Jennings’in aracına çarpıyor. Mitchell, Boyleslar ve Jennings ölüyor. Polis raporlarına göre parçalarını 100 metre ileriden topluyorlar. Ford marka kamyonetin arkasından gelen aracı kullanan Sergio Molina’nın da boynu kırılıyor; artık yalnızca göz kırparak iletişim kurabilmekte.

Çarpan aracı kullanan kişi Ethan Couch. O sırada 16 yaşında, henüz ehliyeti yok. Ayrıca alkol ve uyuşturucu almış olduğu da saptanıyor. Araba babasının, babası da zengin. Hem de çok…

ŞIMARIK ZENGİN ÇOCUĞU OLMAK SALIVERİLME GEREKÇESİ OLUYOR!

Haliyle olay mahkemeye taşınıyor. Couch’ın avukatları müvekkillerinin “affluenza” denilen bir hastalıktan mustarip olduğunu iddia ediyor ve duruşmaya bir de psikolog getirerek bu “rahatsızlığın” bilimsel izahını yaptırıyorlar: bu genç çocukken ne istediyse almışlar, o yüzden eylemlerinin sonuçlarının ne olabileceğini düşünemiyor diyor uzman.

“Affluenza” zengin, varlıklı anlamına gelen affluent’la grip anlamına gelen influenza kelimelerinden türetilmiş. Psikolog da böyle anlatıyor. Bağımsız ABD yargısı Couch’ın “rahatsız” olduğuna ikna oluyor tabi ve dört kişiyi öldürüp bir kişiyi de sakat bırakan genci bağımlılık tedavisi alma ve 10 yıl boyunca alkol ve uyuşturucudan uzak durma şartıyla salıveriyor.

Ama rahatsız genç rahat duramıyor ve 2015’de alkol alırken çekilen bir videosu sosyal medyaya düşünce şartlı tahliyesini yakıyor. Sonra annesiyle birlikte Meksika’ya kaçıyor ama bir şekilde yakalanıyor ve hapse giriyor. Dört kişiyi öldürüp bir kişinin hayatını kaydırdığı için değil, ağzıyla içmesini bilmediği için 2 yıl yatıp çıkıyor.

5 kişiden her birinin hayatının karşılığı 180 gün. Adalet böyle tecelli ediyor. Bu defa sayı gayet anlaşılabilir; yazıyla yüz seksen. Sebep: zengin gribi… Gribe neden olan zenginliği rakama döksek muhtemelen anlamakta zorlanacağız.

Dönelim vergi vermeyen zenginlere.

Batılı akademisyenler ve gazeteciler eşitsizlikten ve adaletsizlikten bahsetmeye kalkıştıkları anda yavanlaşıyorlar. Oysa bir psikoloğa mikrofon uzatıp çağımızın hastalığı zengin gribi yüzünden çekilen ıstırabı anlatsalar, yazdıklarını okumaya doyum olmaz.

soL haber portalı tarafından geçilen tüm haberlerde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Haberler web sayfamızda otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.