ZALİMİN DEĞİL, MAZLUMUN YANINDAYIZ

ZALİMİN DEĞİL, MAZLUMUN YANINDAYIZ

ABONE OL
19:15 - 17/06/2025 19:15
ZALİMİN DEĞİL, MAZLUMUN YANINDAYIZ
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Atatürk, 18 Ekim 1921 günü Ankara’da Azerbaycan Elçisi Abilof’un söylevine verdiği yanıtta şunları söylüyor: “(…) Anadolu bu vaziyetiyle bütün zulümlere, hücumlara, taarruzlara maruz bulunuyor. Anadolu yıkılmak, çiğnenmek, parçalanmak isteniliyor; fakat efendiler, bu hücumlara Anadolu’yla kısıtlı ve sınırlı değildir. Bu hücumların genel hedefi bütün Doğu’dur.

Anadolu her türlü tasallutlara, taarruzlara karşı bütün mevcudiyetiyle nefsi müdafaa etmektedir ve bundan muvaffak olacağından emindir. Anadolu bu müdafaasıyla yalnız kendi hayatına ait vazifeyi yapmıyor, belki bütün Doğu’ya yönelik hücumlara bir set çekiyor. Efendiler, bu hücumlar elbette kırılacaktır. Bütün bu tasallutlar mutlaka nihayet bulacaktır. İşte ancak o zaman Batı’da, bütün cihanda hakiki sükûn, hakiki refah ve insaniyet hüküm sürebilecektir. (Emperyalizm ve Tam Bağımsızlık, Kaynak Yayınları, 1. Basım, Nisan 2018, s. 166)” Görüldüğü gibi Atatürk, büyük bir öngörüyle Anadolu’da emperyalizme başkaldırının bütün Doğu’yu (Asya’yı) kurtuluşa götürecek bir savaşım olduğunu vurgulamakta. Onun için baş düşman, kapitalizm ve onun bağrından çıkan emperyalizmdir ona göre.

Atatürk, mazlum milletlerin emperyalizme, yani zalimlere karşı yaptıkları savaşların insanlığın kurtuluşu olduğunu söylüyor. Bu mazlum milletlerin dünya görüşlerine, toplumsal düzenlerine, dinsel inançlarına, etnik kökenlerine bakmıyor Büyük Önder. Onu ilgilendiren yalnızca o milletin mazlum oluşu ve zalimlerce ezilmesi.

İsrail, İran’a saldırıyor ABD emperyalizmi adına. Atatürkçü geçinen kimileri: “İran’ın başında mollalar var.” diyerek içten içe ABD-İsrail’in zulmüne alkış tutmaktalar ne yazık ki. Yani mazluma karşı zalimin (emperyalizmin) safında yer alıyorlar. Bu, emperyalizme işbirlikçilik değil de nedir?

Atatürk, 18 Nisan 1920’de Hâkimiyeti Milliye gazetesindeki başyazısında şunları yazıyor: “Emperyalizm aleyhine mücahede ilan etmek, vicdanı olan bütün insanlara bir vazifedir. Herkes kendi mesleğinde çalışmakla beraber, milletlerarası bir işbirliği ile bu maksadı temin eylemelidir. Lakin dünyayı istila etmek isteyen genişleme ve istila taraftarlarının azgın tehdidinden dünyayı kurtarmak ancak kapitalizmin kaldırılmasıyla mümkün olur. (Kurtuluş Savaşı’nın İdeolojisi/Hâkimiyeti Milliye Yazıları, Kaynak Yayınları, s.136)” Bu sözleriyle Atatürk, günümüzde zalimin zulmü karşısında ne yapmamız gerektiğini açıkça anlatarak bizlere yol gösteriyor.

Emperyalizme karşı ırk, dil, din, mezhep, siyasal görüş, yaşam biçimi ayrımı yapmadan herkesin yanında olmak gerektiğini vurgulamakta Atatürk yukarıdaki sözleriyle. Asıl düşmanın da kapitalizm olduğunu vurgulamakta. Yani asıl savaşın kapitalizmin ortadan kaldırılmasıyla olacağını anlatıyor yoruma gerek kalmadan.

Atatürk, yukarıdaki iki ayrı açıklamasıyla kapitalizm ve emperyalizme karşı durmanın bir vicdan, insanlık savaşı olduğunu belirtiyor. Yüreğindeki insanlık duygusunu yitirmemiş, vicdanı kararmamış herkesin emperyalizmin ve onun piyonu olan İsrail’in saldırısı altında olan İran halkının yanında olması, insanlık ve vicdan savaşıdır.

Türlü gerekçelerle emperyalist saldırıları haklı göstermek; saldırgana, sömürücüye ve insanlık düşmanlarına hizmettir. Böyle bir durumda “Armudun sapı, üzümün çöpü var.” demek emperyalizme hizmetin örtülmesi değil de nedir?

Emperyalizm ve kapitalizmin insanlığı tutsaklaştırıp yok etmek için ördüğü duvardan bir tuğla düşürenlere selam olsun. Her tuğla düştüğünde mazlum milletler daha çok soluklanıp özgürleşecek. Bundan kimler rahatsız olur ki?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP