YAZMAYALIM, YAZMAYALIM DİYORUM AMA…

19.09.2023 00:45

“Yazsan olmuyor, yazmasan olmaz. Söylesen olmuyor, söylemesen olmaz...”

Kalem dursa, akıl durmuyor. Dile kilit vurulmuyor. Hele yaşadığın şeyler hep önüne çıkıyor ve olaylar karşısında şaşkınlık yaşıyorsan yazmadan olmuyor.

Bugün size 101 yaşında hayata gözlerini yuman, Türk atletizmine hizmet etmiş. Fenerbahçeli, hatta Fenerbahçe’nin divan kurulu üyesi ve onur üyesi, İstanbul Yelken Kulübünün en yaşlı üyesi ve Türk İzciliğine yaklaşık 79 yıl hizmetten geri kalmamış, demokratik biçimde en son seçilmiş Türkiye Baş izcisi, eskilerin değimi ile bir “Bedenci”den,  sevgili Ali POLAT’dan dem vurmak istiyorum.

İzmir’in Menemen ilçesinde geçtiğimiz hafta yaşama sessiz-sedasız veda etti.

Yaşam ve ölüm arasındaki çizgide bu kadar uzun süre kalmışsanız pek çok şeye şahitlik etmişsiniz demektir.

Sevgili Ali POLAT’ı son günlerinde ziyaret etme, şakalaşma, güldürme, sevgimizi gösterme ve tabutunun başında tüm izci arkadaşlar ile yürüme, saygı nöbetini tutma şansını bulduk.

Bağımsız izcilik teşkilatlarından oluşan yaklaşık bir Konfederasyon, üç federasyon, 20 dernek temsilcisi, iki yurt dışı teşkilat temsilcisi ve izci lideri cenazede hazır bulundular. Gelemeyen teşkilatların başkanları ile dernek başkanlarından da yaklaşık 22 çelenk vardı.

Farklı teşkilatların, farklı renk ve biçimlerdeki izci üniformaları cami avlusunu doldurdu. Yaşlısı genci, yıllardır görüşmemiş olanlar bir araya gelip acı-tatlı birlikte yaşadıklarını ve anıları paylaştılar.

Ne güzel değil mi? Yurdun dört bir yanından gelenler onun huzurunda kucaklaşıp hasretlerini ve Türk izciliğinin duayeni Ali POLAT ile yaptıklarını dile getirdiler.

İzciliğin içine düştüğü durumu, geleceğinden duydukları endişeleri konuştular.  Toplumun izciliğe bakış açısının nasıl değiştiğinden dem vurdular.

Buraya kadar her şey olması gerektiği gibiydi.

Sadece biri hariç…

***

Türk İzciliğinin bölünmesine, dini argümanlar ile yönetilmesine, kişilerin mensup oldukları tarikat ve cemaatlerine göre sınıflandırılmasına, gençlerin eğitiminde önemli bir yap taşı olan Türkiye İzcileri Teşkilatını temsil ettiğini söyleyen, her geçen gün izciliğin ayrışmasına neden olan Türkiye İzcilik Federasyonunun başındakiler çevrelerindekilere bizzat talimat vererek federasyona bağlı izcilerin cenazeye katılmasına, cevaz vermediler. Türk İzcilik tarihinde önemli bir yeri ve hizmetleri olan kişiye son görevin yapılmasını bile çok gördüler.    Türk İzciliğindeki bölünmüşlüğü ve ayrımın ardındaki gerçek yüzlerini sergilediler.

Devletin tepesi bu konuda ne düşünür bilemem ama, benim düşüncem son derece net ve kesin. Geride 100 yıllık bir mazisi olan teşkilatın başına yakışmadığı, İzcilik gibi uluslararası bir gençlik teşkilatını yıllardır ayrımcılık yaparak yönettiği, gençler arasına nifak sokmayı başardığı, kendisini yetiştirenlere bile gerekli saygıyı göstermekten uzak bir kişiliğe sahip olanların derhal bu yapıdan uzaklaşmaları gerekiyor.

“O bizden değildi. Zaten İzcide değildi. Bizden başkası izci değildir, bunlar kanunsuz kişilerdir.” Şeklindeki ifadeleri kullanan, kendi ülkesindeki izcilerle bile dost olamayan, son yapılan Dünya izcilik toplantısına bile katılmayan, Türkiyeyi uluslararası platformda temsil etmeyen yapının bize yakışmadığı ve bu nedenle Türk izciliğinin peşinden gitmediği bir gerçek.

Ülkedeki  yasal dernek ve federasyonları kapatmaya çalışması ve her seferinde yargı önünde mağlup olması ile, görevi ülkede bölünmüş izci gençlik organizasyonunu birleştirmek olan sözde bir sportif yapının başındaki kişinin böyle bir davranış içinde olmadığı ortadadır.

Kendisi aklını başına almıyorsa, bu ülkenin yönetim erki,  savcıları, yargıçları, bu davranış bozukluğunu gidermeyi bilirler.

Ortamı germeyi sürdüren, kimden ve nereden güç aldığı belli olmayan bu kişilerden Türk İzciliği en kısa zamanda kurtulmalıdır. Uluslararası saygınlığını abartılı sayılar ile ödediği aidatlardan alanlar evrensel izcilik anlayışını, yapıcı ve yaratıcı, birleştirici davranış biçimini yıllardır terketmişler, kendilerinden olmayan –ne demekse- kişi ve kurumları düşman ilan etmişlerdir.

Bundan sonrası bizi değil, federasyonun bağlı bulunduğu  Gençlik ve Spor bakanlığının ilgi alanındadır. Hoş,

Özür bile dilese Türk İzcilik tarihi ve Türkiye izcileri kendisini affetmeyecektir.

Yaradan affeder mi orasını bilemem…

Taner TÜMERDİRİM

[email protected]

 

 

 

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları