VOLKAN KONAK VE KAZIM KOYUNCU: KUZEYİN ASİ ÇOCUKLARI ŞİMDİ BULUŞUYOR

VOLKAN KONAK VE KAZIM KOYUNCU: KUZEYİN ASİ ÇOCUKLARI ŞİMDİ BULUŞUYOR

ABONE OL
00:52 - 31/03/2025 00:52
VOLKAN KONAK VE KAZIM KOYUNCU: KUZEYİN ASİ ÇOCUKLARI ŞİMDİ BULUŞUYOR
1

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Karadeniz, doğasıyla olduğu kadar yetiştirdiği insanlarla da farklı bir ruha sahiptir. Hırçın dalgalarıyla, inatçı rüzgarlarıyla, sert mizaçlı ama bir o kadar da sevdalı insanlarıyla Karadeniz, her zaman asi ruhların yurdudur. İşte bu topraklardan çıkan iki büyük sanatçı, Volkan Konak ve Kazım Koyuncu, yalnızca müziğin değil, düşüncenin, direnişin, umudun ve sevdanın da sesi olmuşlardır.

Volkan Konak: Dik Duruşlu, Toplumsal Vicdanın Sesi

Volkan Konak, sadece bir müzisyen değil, aynı zamanda toplumsal olaylara duyarlı, sert mizacıyla bilinen ama vicdanı hep ön planda olan bir halk adamıydı. O, Karadeniz’in asi çocuğuydu ama aynı zamanda insanın içini ısıtan bir dosttu. Sol tandanslı duruşu, haksızlığa karşı yükselttiği sesi, her daim barışı ve toplumsal huzuru savunmasıyla Türkiye’de farklı kesimlerden insanları etrafında toplamayı başardı. O, protest bir ruha sahipti ama asla bölücü değildi. Eleştirirken bile birleştirici bir dil kullanırdı.

Sahneye çıktığında yalnızca şarkı söylemezdi; konuşur, anlatır, güldürür ve düşündürürdü. Gündemi takip eden, adaletsizliklere kayıtsız kalmayan, sanatı sadece eğlence aracı olarak görmeyen bir entelektüeldi. Sahneye çıktığında kimi zaman politik göndermeler yapar, kimi zaman Karadeniz’in horonuyla halkı coştururdu. Ama en çok da duygulara dokunurdu.

Konserlerinde “Cerrahpaşa” gibi şarkıları söylerken, gözleri dolan binlerce insanın sessizliğini sadece onun sesi doldururdu. O, sahneye çıktığında seyircisini de içine alan bir hikâye anlatırdı. Konserlerinde şarkılar kadar anlattığı fıkralar, hayata dair söylediği özlü sözler de hafızalara kazınırdı.

Kazım Koyuncu: Yeşile Aşık, Temiz Bir Toplumun Peşinde

Kazım Koyuncu ise Volkan Konak’tan farklı bir müzikal yolda yürüdü ama ruh olarak çok benzerdi. Kazım, doğaya aşıktı. Onun için Karadeniz sadece bir coğrafya değil, bir kimlikti. Yeşili savunmak, doğaya sahip çıkmak onun için bir sanatçının en büyük görevi gibiydi. “Ben müziğimi yapıyorum ama bunu yaparken doğaya, insana, hayata zarar vermemeye çalışıyorum” diyerek sadece sanatıyla değil, hayat tarzıyla da örnek olmuştu.

Kazım, temiz bir toplumun peşindeydi. Adaletsizliğe, ranta, doğanın talan edilmesine karşıydı. Volkan Konak gibi protest bir ruha sahipti ama o, sahneye çıktığında daha çok gülümseyerek, neşeyle insanlara mesaj verirdi. Mücadelesi ne kadar sertse, duruşu o kadar zarifti.

Kazım ve Volkan, Karadeniz’in iki yakasından aynı dalganın sesiydi. İkisi de halkın sanatçısıydı. İkisi de müziği bir silah değil, bir kucaklaşma aracı olarak kullandı. Şimdi Kazım Koyuncu, Volkan Konak’ı karşılamak için bir yerlerde tulumunu çalmaya başlamış olmalı…

Kuzey artık daha yalnız Kuzeyin Çocukları Sustu…

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (2)
  • Alaattin

    Kalemine zihnine sağlık dostum.Iki güzel dostunda ve kaybettiğimiz diğer var olanlarında ruhlari sad olsun.

    Yanıtla
    +0
    -0
  • Yunus Uslu

    Okan bey olmus bir kisi hakkinda yazdiginizi anlamamistim gazetede olum haberini okuyuncaya kadar. Olen bir kisi icin ne denir sizin geleneklerinizde?

    Yanıtla
    +0
    -0


HIZLI YORUM YAP