Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim

akar suyun

Meyve çağında ağacın

Serilip gelişen hayatın düşmanı

Sana düşman, bana düşman

Düşünen insan düşman

Vatan ki; bu insanların evidir

Sevgilim onlar vatana düşman

Nazım Hikmet

 

Hiç sevmem şu düşman sözcüğünü.

Ne kimseye düşman olmak isterim, ne de herhangi bir insanın bana düşman olmasını.

Ancak o denli inanılmaz şeyler yaşıyoruz, o denli inanılmaz şeyler yaşatılıyor ki bize; yaşadıklarımıza ve bize yaşatılanlara bakınca şöyle bir, duygularımı anlatabilecek başka bir sözcük de bulamıyorum ne yazık ki!

T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü’nün Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezi adında iki eğitim merkezi varmış.

“Varmış” diyorum, çünkü artık yoklar.

İzmir’deki eğitim merkezini kapatmış bu kifayetsizler, Antalya’dakini de çalışamaz, âtıl duruma düşürmüşler.

Bu merkezlerde işçiler önleme, söndürme ve rehabilitasyon eğitimi alıyorlarmış.

Adana’da 20, Osmaniye’de 4, Mersin’de 7, Muğla’da 4, Kayseri’de 1, Manisa’da 1, Kütahya’da 1, Balıkesir’de 1, Kilis’te 2, Kahraman Maraş’ta 1, Kastamonu’da 2, Kocaeli’nde 2, Sakarya’da 1, İstanbul’da 1, Hatay’da 1, Bursa’da 1, İzmir’de 1, Diyarbakır’da 1, Karaman’da 1 yerde olmak üzere ülke genelinde 107 yerde ormanlar yanıyor.

İnsanlar bu yangınlarda canlarını veriyorlar.

Hayvanlar telef oluyorlar.

Evler yanıyorlar.

Orman köyleri yok oluyorlar.

Ökosistem katlediliyor.

Kifayetsiz muktedir, kifayetsizliğine ve muktedirsizliğne kılıf uydurmaya çalışıyor.

Şu rakamlara bir bakın, ne olur!

Yunanistan’ın 39 yangın söndürme uçağı var.

Fransa’nın 32, İspanya’nı 74, İtalya’nın 88 yangın uçağı var.

Biz de mi?

Sıfır. Rakamla 0…

Rusya’dan 3 yangın uçağını, 153 gün için, 203 000 000, 00 TL karşılığında kiralamış T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı.

O üç uçakla ülkenin dört bir yanında çıkan 107 orman yangınını söndürmeye çalışıyor ve söndüremiyor.

Bu yazının yazıldığı saatlerde bakanlık 98 yangının kontrol altına alındığını söylüyordu.

O söylüyordu da, oradan haber ulaştıran muhabirler ve bölgede yaşayan yurttaşlarımız bu haberi doğrulamıyor, doğrulayamıyorlardı bu açıklamayı.

Partili cumhura başkanın 13 makam uçağı var.

Son aldığı makam uçağının benzeri ABD başkanında bile yok.

1 150 odalı sarayı var, 300 odalı yazlık sarayı var, Ahlat’ta göle nazır sarayı var. Vahdettin Köşkü, Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Huber Köşkü, Yıldız Sarayı, Mabeyn Sarayı, Beykoz Kasrı var partili cumhura başkanın.

Savarona Yatı onun, Abdülaziz’in altın varaklı padişah koltuğunda oturuyor.

Ayranı da var içmeye, taht-ı revanı da var def-i hacetini yapmaya gidebileceği.

Ama; ülkenin yangın söndürme uçağı yok!

Katar’dan alınan makam uçağı, bugünkü kurla 295 000 000, 00 Dolar.

Rusya’dan kiralanan BERIEV BE 200 tipi yangın uçaklarının fiyatı 70 000 000, 00 Dolar.

O makam uçağının ederiyle 4 adet alınabiliyor bu uçaklardan.

Gökova’daki yazlık saraya ödenen parayla 1 adet Savar ona daha bu uçaklardan.

THK’nun hangarlarında çürümeye terkedilen yangın söndürme uçaklarının eksiklerin tamamlanarak göreve hazır duruma getirilebilmeleri için geren paranın 4 500 000, 00 Dolar olduğunu açıkladı kurumun eski başkanı. Bu kadarcık parayı bile esirgediler kurumdan.

Kurumu kayyuma teslim ettiler.

Kurumun kayyum başkanı, ülke cayır cayır yanarken bir yakının düğününde çiftetelli oynuyormuş.

Köprülere, yollara, şehir hastanelerine harcanan paralarla kim bilir kaç yangın söndürme uçağı alabilirdi bakanlık.

Daha bir hafta önce Artvin ve Rize’de felaketi yaşadılar insanlarımız.

Neden?

HESleri yaparken, taşocaklarını açarken, çıkan hafriyatı, molozu, hoyratça dere yataklarına dökenler ülkeyi yönetenler seyirci kaldıkları için.

Yolu kapanan dereler yollarını ararlar ve bulurlarken önlerine ne geldiyse birlikte alıp götürdüler.

Ateş nasıl Türkiye’nin dört yanına düştüyse, oralarda da ocaklara düştü.

Canlarından oldular insanlar, mallarından oldular.

Neleri varsa verdiler ateşe ve sele.

İşin en utanılacak en can yakan, en yürek sızlatan yanı da ne biliyor musunuz?

Buraları ziyarete giden partili cumhura başkan insanların kafalarına 200 gramlık çay torbaları fırlattı.

Sabahın bir sahibi var!

Sorarlar bir gün sorarlar.

Biter bu dertler, acılar!

Sararlar bir gün sararlar…

Ünlü düşünür JEAN PAUL SARTRE’ın şu sözleriyel noktalayalım yazımızı:

“Umutsuzluk; insanın kendisine karşı hazırladığı suikastların en korkuncudur.

Umutsuzluk manevî bir intihardır.”