TÜRKİYE NASIL KURTULUR?

TÜRKİYE NASIL KURTULUR?

ABONE OL
00:19 - 15/06/2025 00:19
TÜRKİYE NASIL KURTULUR?
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti, bölgesel ve küresel dinamiklerin etkisiyle çeşitli sorunlarla mücadele etmektedir. Bu durum hepimizi üzmekte ve ilgilendirmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti içine düştüğü “ekonomik, siyasal, toplumsal ve ahlaksal” çöküşten nasıl kurtulabilir?

Türkiye, yüksek enflasyon, işsizlik, cari açık ve döviz kuru dalgalanmaları gibi ekonomik sorunlarla karşı karşıyadır. Küresel ekonomik gelişmeler, enerji fiyatları ve iç ekonomik politikalar bu sorunların temelini oluşturmaktadır.

Türkiye, güney sınırındaki Suriye iç savaşından doğrudan etkilenmiş ve büyük bir sığınmacı akınına uğramıştır. Bu durum, demografik, sosyal ve ekonomik “yükler” getirmiştir.

PKK, DEAŞ/IŞİD ve FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadele, Türkiye’nin en önemli güvenlik sorunlarından biridir. Bu mücadele, hem yurt içinde hem de sınır ötesinde devam etmektedir. Terörü besleyen güçler ve kaynaklar yok edilmelidir

Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları, Ege Denizi’ndeki sorunlar, Kıbrıs meselesi ve Kafkasya’daki gelişmeler gibi konular, Türkiye’nin komşu ülkelerle ve “uluslararası” aktörlerle jeopolitik gerilimler yaşamasına neden olmaktadır.

Ülke içinde siyasi “kutuplaşma”, ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve demokrasi kalitesi üzerine tartışmalar da önemli sorun başlıkları arasındadır.

Ayrımcı ve bölücü fikirlerin yayılması ise üniter, bütüncül devlet yapısı için bir tehdittir.

Türkiye’nin günümüzde karşılaştığı sorunların temelinde birden fazla ve karmaşık neden yatmaktadır:

Türkiye, Orta Doğu, Kafkasya, Balkanlar ve Karadeniz gibi stratejik ve jeopolitik açıdan kritik bir bölgede yer almaktadır. Bu konum, komşu ülkelerdeki istikrarsızlıklar, çatışmalar ve büyük güç rekabetlerinden doğrudan etkilenmesine yol açmaktadır.

Türkiye ekonomisi, enerji ve bazı ham maddelerde dışa bağımlı olması nedeniyle küresel “ekonomik şoklara” karşı “kırılgan” olabilmektedir. Gelişmekte olan bir ekonomi olması, küresel sermaye hareketlerinden ve faiz oranlarından daha fazla “etkilenmesine” neden olmaktadır.

Siyasi istikrarsızlıklar, kurumsal kapasite eksiklikleri, “hukukun üstünlüğü” ilkesindeki zaaflar ve “popülist” politikalar, ekonomik ve sosyal sorunların derinleşmesine zemin hazırlayabilir. Uzun vadeli stratejiler yerine kısa vadeli çözümlerin tercih edilmesi de sorunları büyütebilir.

Türkiye’nin son dönemdeki dış politikasında yaşanan dönüşümler ve bazı geleneksel müttefikleriyle ilişkilerdeki gerilimler, ülkenin bölgesel ve uluslararası alandaki manevra alanını etkileyebilir ve yeni sorunlara yol açabilir.

Türkiye, bu sorunların üstesinden gelmek için iç anlaşma (konsolidasyonu) sağlama, ekonomik reformları sürdürme, dış ilişkilerde “dengeli” bir politika izleme ve “demokrasi” standartlarını güçlendirme çabası içindedir.

Yani toplumsal ve siyasi birlikteliğin sağlanması, farklı kesimlerin “ortak” bir vizyon etrafında birleşmesi, reformların tabana yayılması ve kalıcı olması için temel bir ön koşuldur

Günümüz Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik, siyasal, toplumsal ve ahlaksal alanda karşı karşıya kaldığı sorunlar karmaşık ve çok boyutludur.

Bu sorunlardan kurtulabilmek için kapsayıcı, uzun vadeli ve kararlı bir yaklaşım gereklidir.

Merkez Bankası’nın “bağımsızlığını” güvence altına alarak, enflasyon hedeflemesi çerçevesinde “sıkı” para politikaları uygulamak (faiz artırımları, likidite sıkılaşması).

Kamu harcamalarında şeffaflık ve “denetimi” artırmak, israfı önlemek, bütçe açıklarını sürdürülebilir seviyelere çekmek.

Tarım ve sanayide yerli üretimi ve katma değerli ihracatı destekleyici politikalar geliştirmek. Yüksek teknolojiye yatırım yaparak “dışa bağımlılığı” azaltmak.

“Yargı bağımsızlığını” oluşturmak, mülkiyet haklarını güvence altına almak ve yatırımcılar için istikrarlı bir hukuk ortamı sağlamak. Yargı üzerinde hiçbir “siyasi veya idari baskıya” izin vermemek, hakim ve savcı güvencesini sağlamak. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyumu zorunlu kılmak….

“Yasama, yürütme ve yargı” erkleri arasındaki denge ve denetim mekanizmalarını güçlendirmek.

Adil, şeffaf ve etkin bir vergi sistemi oluşturmak.

İş gücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun, nitelikli insan kaynağı yetiştirecek bir “temel milli” eğitim sistemi oluşturmalıdır. Mesleki eğitime ağırlık vermek.

Eğitim programlarını bilimsel temellere dayandırmak, eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcılık becerilerini geliştirecek şekilde yeniden düzenlemek.

Eğitimde bölgesel ve sosyal eşitsizlikleri ortadan kaldırmak, her bireyin nitelikli eğitime erişimini sağlamak.

Kara para ile güçlü mücadele..

Esnek ve verimli bir iş gücü piyasası oluşturarak istihdamı güçlendirmek..

Kamu yönetiminde şeffaflığı artırmak, “yolsuzlukla mücadelede” kararlı adımlar atmak ve kamu görevlilerinin “hesap verebilirliğini” sağlamak.

Güçlü bir “parlamenter sisteme” geçişi veya mevcut sistem içinde yasamanın etkinliğini artıracak düzenlemeler yapmak.

Sivil toplum kuruluşlarının (STK) özgürce etkinlik göstermelerine olanak tanımak, karar alma süreçlerine katılımlarını sağlamak.

“Bağımsız ve eleştirel” basının varlığını güvence altına almak, ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak.

Siyasi partiler arasında kutuplaşmayı azaltacak bir diyalog ve uzlaşma zemini oluşturmak.

“Adil” bir gelir dağılımı için politikalar geliştirmek, en alt gelir gruplarına yönelik “sosyal destekleri” artırmak.

Bölgesel kalkınma farklılıklarını azaltmak, kırsal bölgelerde yaşam kalitesini “artırıcı projeler” uygulamak.

Ülkenin zengin kültürel mirasını korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak.

Kamu ve özel sektörde “dürüstlük, şeffaflık ve hesap verebilirlik” ilkelerini yaygınlaştırmak.

Kamuda ve her alanda “liyakat “ilkesini esas almak, “hak ve adaleti” tüm bireyler için eşit sağlamak.

Okul öncesi ve temel eğitimde evrensel ahlaki değerleri (saygı, sorumluluk, dürüstlük, adalet v. b.) çocuklara aşılamak.

Aile kurumunun toplumsal değerlerin aktarılmasındaki rolünü destekleyici politikalar geliştirmek.

Ahlaki değerlerin yaygınlaşmasında ve toplumsal bilincin artırılmasında STK’ların etken rol almasını özendirmek, doğru bilgi aktarma, “sorumlu” yayıncılık yapma ve toplumsal değerlere saygılı olma konusunda “etik” kurallara uymasını sağlamak.

Günlük politikalar yerine, ülkenin “geleceğini” şekillendirecek uzun vadeli, bilimsel temelli stratejiler oluşturmak ve bunları kararlılıkla uygulamak.

Bu reformları hayata geçirmek için toplumun farklı kesimlerinin (siyasi partiler, sivil toplum, akademi, iş dünyası) geniş bir demokratik anlaşma – konsensus sağlaması.

Komşularla ve dünya ile iyi ilişkiler kurarak bölgesel ve küresel barışa katkıda bulunmak, Türkiye’nin uluslar arası itibarını yeniden güçlendirmek.

Türkiye’nin içinde bulunduğu bu “çoklu krizden” çıkış ancak “bütüncül” bir yaklaşımla, kararlılıkla ve toplumsal anlaşmayla mümkündür.

Her konuda ve acilen, kesinlikle “sosyal” hukuk devleti ölçütlerine ve uygulamalarına dönülmelidir.

Bu süreç, kısa vadede sonuç vermese de, “geleceğe” yönelik sağlam temeller atılmasını sağlayacaktır.

Bir yurttaş olarak bu öz ve kısa görüşlerin, önerilerin yararlı olacağına inanıyorum.

. Öğretmen Gönen Çıbıkcı

. (Araştırma, inceleme ve değerlendirme yazım)

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP