TAŞKIŞLA- CUMHURİYET ANITI- GEZİ PARKI HESAPLAŞMASI

ABONE OL
23:23 - 01/05/2022 23:23
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Pek çok din vardır, ama ahlak tektir. Ahlaksız insanların dinleri olsa ne olur? Olmasa ne olur? (* 1)

31 Mart 1909 yılında Abdülhamit’in ilan etmek zorunda kaldığı Meşrutiyete karşı İngiliz Hükümeti ve Abdülhamit’in desteklediği bir gerici ayaklanma başlatılmıştı.

Abdülhamit’in oluşturduğu, Arap ve Arnavut asıllı Zuhaf Alayı denilen başıbozuklar, askerlik yapmaya karşı olan Medrese Mollaları, Volkan Gazetesi Baş Yazarı Derviş Vahdeti öncülüğünde başlatılan gerici isyan hareketiyle Taşkışla’ya saldırarak oradaki okullu askerleri katlettiler.

Bu gerici mollalar, ‘’Şeriat İsteriz, padişahım çok yaşa!’’ Çığlıkları atarak, sokaktaki kadınlara saldırdılar.

Adliye Nazırı Nazım Paşa, Milletvekilleri, Şerif Sadık Paşa, Deniz kaptanı Ali Kabuli Bey sokaklarda sürüklenerek Yıldız Sarayında Abdülhamitin önünde katlettiler.

Selanik’ten Mahmut Şevket Paşa komutasında, Mustafa Kemal’in Kurmay Başkanlığındaki Harekât Ordusu, İstanbul’a gelerek TAŞKIŞLA’ya sığınan bu yobazlara teslim olma çağrısı yaptılar.

Ateşle karşılık verilince, Taşkışla top ateşine tutulması karşısında teslim oldular.

Taşkışla tamamen yıkılarak, halkın rahatça vakit geçireceği park durumuna getirildi.

Derviş Vahdeti, yargılanarak idam edildi.

Abdülhamit, tahttan indirilerek yerine hapiste tuttuğu yeğeni Mehmet Reşat getirildi.

1928 Yılında Taksim Alanına dikilen CUMHURİYET ANITI, Taşkışla’nın yerine yapılmıştı. (** 2 ) 

Bir yüzü Kurtuluş’u, bir yüzü Mehmetçikleri, bir yüzü istibdat dönemi kadınının peçeli yüzü, arka yönünde cumhuriyet kadınının peçesiz ve gülen yüzü vardır.

İşte; Gezi Parkına hıncın ve kinin asıl nedeni budur!

Taksim Alanı Laik, Çağdaş düşüncedeki vatandaşların gösteri ve protesto alanı olmuştu.

Kurtuluş Savaşına, Laik Cumhuriyete karşı olanların, ‘’Kurtuluş Savaşını keşke Yunanlılar kazansaydı!’’ özlemindeki şeriatçıların beklentisi, Gezi Parkına Taşkışla yapılmasıydı.

1 Mayıs 1977’de Taksim’de 34 İnsanın katledilmesi tarihe KANLI PAZAR olarak geçmişti.

Yani bu kin, yine kan akıtmıştı.

AKP içindeki Cumhuriyetçi kesim dışlandıktan sonra, Yargı’da, TSK’de, Bürokrasi ’de, Medya’da Gülen ile kurdukları kumpaslarla önlerinin açıldığı inancıyla Laik Cumhuriyet yerine İhvancı İslam Devleti görevlerini Taşkışla ile test etmeye kalkıştılar.

2013’te Taksim gezi Parkına Taşkışla yapılması kararı, İstanbul 6.İdare Mahkemesi ve 2 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile reddedilmesine rağmen, 27 Mayıs 1913’te iş makinaları gezi parkındaki ağaçları kesmeye başlamaları üzerine, bazı aktivistler parka girerek çalışmaları durdurmaya çalışınca polis orantısız güç kullanmıştı.

6 Haziran 1913 tarihinde İstanbul 1. İdare Mahkemesi tarafından planlama tekrar iptal edilmesine rağmen, Erdoğan’ın: ‘’Çatlasanız da patlasanız da Taşkışla yapılacaktır!’’ Restine karşı başta İstanbul,

Ankara, İzmir’de ve Türkiye’nin neredeyse bütün illerinde toplu protestolar başladı.

Milyonlarca insan, çevreyi talan eden, yaşamına karışılmasına tepki olarak meydanlara döküldü. 

Gezi Direnişinde, bazı Provakatif hareketler denense de katılımcılar bunlara izin vermedi.

Değişik inanç ve etnik farklılıklara bakılmadan dünyada eşine rastlanmayacak şekilde barışçıl bir protesto gerçekleşmişti.

Dönemin Cumhurbaşkanı, milletvekilleri, İstanbul Valisi bile bu eyleme olumlu yaklaşmalarına rağmen başbakan ve AKP Genel Başkanı Erdoğan bu eylemi hükümeti devirme hareketi olduğunu ilan etti.

Hükümete yakın fanatikler, dikta özlemcileri ve emniyet güçleri orantısız bir şiddete başvurarak savunmasız gençleri polis kurşunu, gazı, yandaş sivillerle tek yakaladıkları gençleri linç ederek öldürdüler.

14 yaşındaki Berkin Elvan, polis tarafından başından gaz kapsülü ile vuruldu.  Aylarca komada kaldıktan sonra öldü. Erdoğan tarafından ‘’Terörist’’ olarak ilan edildi, annesini mitinglerde yuhalattı.

Erdoğan, 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Skandalı nedeniyle yol ve dava büyüğü Gülen (FETÖ) ile ortaklığını bitirince ön plana çıkan FETÖ elemanlarının bazılarını görevden almasına rağmen itirafçı asker, hâkim, iş adamı ve muhbir abileri ve ablaları ile yoluna devam etti.

Sonra, yargıdaki kilit yerlere AKP yönetiminde önemli görevlerde olan avukatları kurallara uyulmadan hâkim ve savcı görevlerine getirterek yargıyı, yasamayı ve yürütmeyi kendi yetkisine bağladı.

Gezi Direnişinden çok korkmuştu. Barışçıl, kararlı, çevreci, eşitlikçi, Laik Cumhuriyetçi milyonların kırmadan, yıkmadan asla şiddete yönelmeden oluşan bu direniş halkın haklı Direnişiydi.

Yargıyı Suudi parasına paspas eden AKP ve yargısı, FETÖ savcılarınca kanıtsız, tanıksız suçladığı Gezi Mağdurlarının defalarca beraat etmelerine rağmen AKP Genel Başkanının: ‘’Yargıya zaten gerekenleri söyledik yargı da gereğini yapacak!’’  Demesiyle:

AKP milletvekili adaylığından çakma Hâkim atanan ve eşinin Fetö Ablalığının bağışlanması karşılığı Cumhuriyet döneminin en ağır cezasını verdiler.

Ama TAŞKIŞLAYI tekrar yapamadılar….

Yıldız AKALIN

 

 

 

(* 1) John Ruskin: İngiliz yazar, şair, sanat ve toplum eleştirmenidir.

 

(* * 2) TAKSİM CUMHURİYET ANITI: Cumhuriyet döneminin ilk önemli anıtıdır. İlk kez figüratif bir anlatımla Atatürk’ü ve Cumhuriyeti tanıtır.

 

 

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.