0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Antalya tarımının iklim değişikliği nedeniyle ürün gamını değiştirmesi ve örtü altı ihracatında da önümüzdeki 4-5 yılda Rusya pazarının kapanabileceği uyarısı yapılırken yeni pazar arayışına gidilmesi, süs bitkilerinin lüks tüketim olarak algılanmaması, ihracatta zirai ilaç kalıntısı sorununun mutlaka çözülmesi istendi.

CHP Antalya İl Başkanlığı tarafından ‘’Antalya Örtüaltı Tarım Çalıştayı’’ düzenlendi. Antalya’nın önemli STK temsilcileri ile ATSO Başkanı Davut Çetin, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Orta Anadolu Süsü Bitkileri ve Mamulleri İhracatçı Birliği Başkanı İsmail Yılmaz, BAİB Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Keskin’in de katıldığı çalıştayda örtü altı üretimi ve ihracat ile tarımsal örgütlenme sorunları tartışıldı.

Rusya uyarısı

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, Tarım Bakanlığı tarafından üreticiye verilen teşviklerin yanlış alanlara verildiğini belirten Çetin, bu teşviklerin ihracat değeri olan ürünlere yapılması gerektiğini söyledi.

2021 yılı 9 aylık dönemde Türkiye’de toplam 3 milyar lira teşvik verildiğini, bunun 1,3 milyar lirasının da Antalya’nın aldığını ifade eden Çetin, şunları kaydetti.

‘’Bu teşvikler örtü altı tropikal meyve ve muz üretimine verilmiş. 3-4 yıl içinde muz üretimi Türkiye’de 2-3 katına çıkacak. Ama bunu ihraç da edemiyoruz. Teşvikler ihracat değeri olan üretime verilmeli. Öte yandan, Antalya’da seraların büyük bölümü eski. Seralar yenilenmeli. Seraların yenilenmesi içi teşvik verilmeli. Küçük üretici zaten destek alamıyor. Tarım kimyasallarında gübrede ciddi ihracat yapılıyor. Ama yasaklanıyor. Şimdi bu yasaktan vazgeçildi. Tarım Bakanlığı akşam karar alıyor, sabah vazgeçiyor.’’

Antalya’nın meyve sebze üretiminde adeta günah keçisi ilan edildiğini vurgulayan Çetin, önümüzdeki süreçte Rusya’nın Türkiye’den domates ithalatı yapmayacağına dikkat çekti. Çetin, şöyle devam etti.

‘’Rusya’ya örtü altı üretimi öğrettik. Satış yaptık. Bunun yanlış olduğunu söyledik. Rusya şimdi kendi üretimini yapıyor. 1,2 milyon ton salatalık 500 bin ton domates üretiyor. Rusya 3-4 yıl içinde tamamen kendi ihtiyacını karşılayacak hale gelecek ve Türkiye’den domates almayacak. Şimdiden gelecek yıllar için çalışmalıyız. Antalya, bu yılın 9 aylık döneminde 500 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihracatı yapmış. Yaş meyvede Rusya’ya bağlıyız. Yeni pazarlar aramalıyız. Üretim planlaması yapılmalı. Üretici karanlıkta yol bulmaya çalışıyor.’’

Toptancı Halleri Yasa Taslağı konusunda da bakanlığın kafasının karışık olduğunu anlatan Çetin, ‘’Birden fazla Toptancı Haller yasa taslağı var. Her şey birbirine karışmış. Bakanlığın kafası da karışık. Organize Tarım Sanayi Bölgeleri kurulmalı. Önümüzdeki tehlike iklim değişikliği. Bir muz 380 litre su tüketiyor. Üretimi buna göre yapmalı. Bakanlık tarımın tüm ayaklarını planlamalı.  Bize yetki versinler biz planlayalım. Veri toplayamıyoruz’’ diye konuştu.

Antalya ürün desenini değiştirmeli

Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır da, Antalya’nın 1970’lerden 1990’lı yıllar arasında iki büyük başarı hikayesi yazdığını, bunun turizm ve örtü altı üretimi olduğunu anımsattı.

Antalya’nın yeniden bir başarı hikayesi yazması gerektiğini ifade eden Çandır, ‘’Türkiye’de siyaset ve futboldan sonra pandemi sürecinde tarımda konuşulmaya başlandı. Tarımsal üretimde yerel yönetimler çok önemli. Bugün domates Türkiye’nin her tarafında üretir hale geldi. Sera üretiminde yüzde 50 paya sahip olan Antalya şimdi yüzde 37’ye düştü. Antalya üretici ve çiftçisi ürün yelpazesini değiştirmesi gerekir. Antalya tarım Konseyi olarak ürün gamının değiştirilmesi için çalışıyoruz’’ dedi.

Tarımsal üretimde ölçek sorunu olduğunu dile getiren Çandır, Türkiye’ye özgü sağlıklı bir sistem oluşturulmasını istedi. Sosyal devletin ihtiyaç sahiplerine destek verdiğini anımsatan Çandır, bunun da insanları tembelliğe ittiğini kaydetti. Ali Çandır, şöyle konuştu.

‘’Antalya’da üretici tarımda çalışacak insan bulamıyor. Tarımın yapısına uygun sosyal güvenlik sistemi oluşturmalıyız. Vatandaşımızı kırsalda yaşamaya teşvik etmeliyiz. Ortaklaşa rekabet etme kültürünü kaybettik. Tarımsal örgütlenme teşvik edilmeli. Ürün standardı geliştirilmeli. Tarım yapacak alan kalmadı. Orman vasfını kaybetmiş alanların envanterine ulaşamıyoruz.’’

150 milyon dolarlık süs bitkileri ihracatı

Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçı Birliği Başkanı İsmail Yılmaz ise kesme çiçek ve süs bitki mamulleri üretimi ve ihracatında yaşanan sorunları dile getirdi.

Türkiye’de 70 bin hektar alanda süs bitkileri ve kesme çiçek üretimi yapıldığını, çiçek ticaret hacminin 800 milyon doları bulduğuna dikkat çeken Yılmaz, 2021 yılını 150 milyon dolarlık ihracatla kapatacaklarını söyledi. Bu rakamın çok tatmin edici olmadığını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu.

‘’Çiçek ticaretinde Dünya’da 45 milyar dolarlık bir ticaret hacmi var. Bunun yarısı ise hemen yanı başımızdaki Avrupa pazarında. Türkiye’nin çevresinde 3-4 saatlik uçuş mesafesindeki ülkelerde 13-14 milyar dolarlık pazar var. Ama bunu değerlendiremiyoruz.’’

Süs bitkileri lüks olarak algılanmamalı

Girdi maliyetlerinin arttığında en fazla etkilenen sektörün süs bitkileri ve çiçek sektörü olduğunu anlatan İsmail Yılmaz, ihracatta çok sorun yaşandığını belirtti. Yılmaz, şöyle devam etti.

‘’Süs bitkileri tarım olarak kabul edilmiyor. Sektörümüze kimlik istiyoruz. Süs bitkileri lüks tüketim olarak biliniyor. Tarım Bakanlığı bünyesinde Süs Bitkileri Daire Başkanlığı kurulmalı. Antalya’da arazi fiyatları çok yüksek. Antalya’da arazi bulmakta zorluk yaşanıyor. Geniş üretim alanlarına ihtiyaç var. Turizm sektörüne 49 yıllık tahsisler gibi süs bitkileri sektörüne de orman vasfını yitirmiş alanlar tahsis edilmeli. KDV oranları düşürülmeli. 150 milyon dolarlık ihracatı engelleyebilecek sorunlar var. Bunun başında da sertifikasyon sorunu var. Yurtdışı alıcılar süs bitkileri yanında limon, portakal ve zeytin gibi odunsu ağaçlardan da az da olsa talep ediyor. Buna yanıt veremiyoruz. Eğer bu sorun çözülmez ise ihracat pazarlarımızı kaybederiz.

Hava kargo taşımacılığı çok pahalı hale geldi. Fiyatlar pandemi sürecinde çok arttı.’’

Yılmaz, seçim dönemlerinde siyasilerin sürekli çiçek talep ettiğini, ancak seçim sonrası (Çiçek göndermeyin, bağış yapın) şeklinde açıklamalar yaptığını bunun da sektöre zarar verdiğini söyledi.

İhracatta geri dönüş 300’ü aştı

Kent dışında olduğu için toplantıya katılmayan Batı Akdeniz İhracatçı Birliği (BAİB) Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu’nun yerine BAİB Yönetim Kurulu üyesi Ramazan Keskin katıldı.

İhracatta üretim planlaması ile rezidü konusunda sıkıntı yaşandığını belirten Keskin, ‘’AB’den sonra Rusya ve Ukrayna da zirai ilaç kalıntısı (MRL) analizleri sıklaştırılarak artırmaya başladı. AB’den sonra Doğu bloku ülkeleri de işi sıkı tutmaya başladı. İhracatta sorun, üretimdeki zirai ilaç kalıntısından kaynaklanıyor’’ dedi.

AB’den son 7 ayda 183 olan geri dönüşün bugünlerde 300’ü aştığına dikkat çeken Ramazan Keskin, Bulgaristan’da analiz laboratuvarları ile AB’de deki siyasi sorunlarında bulunduğunu kaydetti. Keskin, ‘’Ne olursa olsun biz üretimdeki kalıntı analiz sorununu mutlaka çözmemiz lazım’’ diye konuştu.

Antalya Ziraat Odaları Koordinasyon Başkanı Nazif Alp, Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vural Şahin, Antalya Pazarcılar Odası Başkanı İsmail Öz, Elmisko Yönetim Kurulu Başkanı Salih Kurubaş, S.S Kınık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Burhanettin Konu, Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Kalkınma Daire Başkanı Seda Özel ile Akdeniz Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Yılmaz da tarımsal üretimdeki sorunları dile getirdi.

Elmisko Başkanı Salih Kurubaş, SS Kınık Tarımsal Kalkınma Koop. Başkanı Burhanettin Konu,  ATSO Başkanı Davut Çetin, CHP PM Üyesi Gökhan Günaydın, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Kalkınma Daire Başkanı Seda Özel ve Akd. Üni. Ziraat Fak. Öğretim Üyesi İbrahim Yılmaz.