Dönüşü olmayan bir yoldayız…

Bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Osmanlı’nın halka bıraktığı külfet ve karanlığı örterek, büyük bedeller ödeyerek Cumhuriyet’i kurdu. O gün, Anadolu toprakları emperyalistlerin postalları altında inliyordu. Yılmadan, yorulmadan, halkın iradesini esas alarak modern Türkiye’yi inşa ettiler. Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil, bir halkın küllerinden yeniden doğuşuydu.

…

Fakat bugün, 22 yıl önce temelleri atılan bir karanlığın içinde, Cumhuriyet’in kazanımları teker teker yok edilmek isteniyor. Türkiye’yi bölgesel güç olmaktan çıkaranlar, halkın iradesini yok sayanlar, aydınlarını hapishanelere gönderenler, emirlerini aldıkları dış güçlerle işbirliği içinde, halkı susturmaya çalışıyorlar.

En büyük yalanları ise “din” adı altında yapıldı. Dini, iktidarlarının devamı için araç haline getirenler, inancı bir baskı unsuru olarak kullanarak, halkı birbirine düşman etmeye çalıştı.

Ve bugün… 15 milyonluk bir kentin belediye başkanını zindana atmaya kalkışanlar, aslında sadece bir kişiyi değil, milyonların iradesini yok saymaktadır. Ancak tarih göstermiştir ki, halkın iradesini gasp edenler, er ya da geç hesap verir.

Cumhuriyet’in nefesini kesmeye çalışanlara hatırlatmak gerekir: Bu ülke, teslim alınamayacak kadar büyük bir iradeye sahiptir!

…

Atatürk’ün şu sözü, bugünü ve yarını aydınlatmaya devam edecektir:

“Efendiler! Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve biçimiyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır.”

Temel Işık / ha-ber.com