SUSSAN OLMUYOR, SUSMASAN HİÇ OLMUYOR!

ABONE OL
11:49 - 23/10/2020 11:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SUSSAN OLMUYOR, SUSMASAN HİÇ OLMUYOR!

„ İnsanlar arasında yaşamak güçtür, susmak çok güçtür de ondan. „ 

Nietzsche, „Böyle Buyurdu Zerdüşt “

Ne yazmak ne de konuşmak istiyorum bu günlerde…
Yarım asırlık yaşamımda „ Daha güzel günler göreceğiz! „  diyen sloganlardan nefret eder oldum artık. Çünkü hiç bir inandırıcılığı yok.

ha.ber.com Genel Yayın Yönetmeni M. Sefa Doganay’ da bana “ Hani nerede yazın? Bak üç ay oldu, yazmadın. “ diyor.

“ Ne yazayım Sefa? Yazıyorum da ne oldu? “ diyorum.
“ Devam!..” diyor Sefa… Peki, o zaman yazayım, oku:

Tam başlıyorum bir konuya.
Gündem değişmiş.
Türkiye anavatanım kaynıyor.
Tutuklanan tutuklanana…15 Temmuz gününden bu yana Türkiye ile yatıp kalkıyoruz.
Ülkemde olanlar beni üzüyor, yoruyor.
Ama, sadece ” seyirciyim ” buradan.
Ama, babavatan Almanya’ da  -Vaterland-  ona keza.
Dedesi koruk yer, torununun dişi kamaşır örneği; Türkiye’ de ne olursa bizim burada anında dişlerimiz kamaşıyor.
15 Temmuz’ da insanlar Türkiye’ de sokaklarda ise; Almanya’ da da konsolosluklar önünde darbe gece yarısı protesto ediliyor.
Gülenciler protesto ediliyor.
Derneklerinin hatta camları, kapıları kırılıyor.
İş yerleri, eğitim okulları ifşa ediliyor.
Alman basını Türkiye ile yatıyor Türkiye ile uyuyor.
Bizimkiler Alman basınında binlerce yorum yazıyor.
Almanlar desen onlar da binlerce yorum yazıyorlar.
Ortalık toz duman gidiyor.
Almanlar Erdoğan’ a eleştiri getirdikçe bizimkiler Erdoğan’ ı savunuyorlar.
Bir Türkiye düşmanlığı bir Türk düşmanlığı aldı başını gidiyor.
Durun!… diyemiyorsun. Şu an Türkiye demek Erdoğan demek.
Var olan nefret Erdoğan düşmanlığı ile tekrar Türk düşmanlığına dönüşüyor.

***

Derken 1; 
Köln’ de 31 Temmuz günü “ Darbeye karşı demokrasi mitingi “…

İşte orada artık Almanların ipi koptu.

Belki bazı Türkiye kökenli göçmenlerin de…

Demokrasi mitinginde idam istemleri Almanların en saldırdığı yan oldu.

. ” Defolun gidin memleketinizde yapın idam istemli demokrasi mitinglerinizi ” demeye başladılar.

İnanın, en sosyal demokrat ya da sosyalist sandığım arkadaşlarımdan bile bunu duydum.
Haklılar da çok konuda.

Evet. Demokrasi var. Herkes istediği gibi gösteri yapma hakkına sahip.

Ama, demokrasi bazen ters tepki de yapabilir.

Nerede, neyi ve ne zaman yaptığınız da önemli.

Son bir yıldır bir milyon mülteci ile ne yapacağını bilmeyen Almanya için bu son damla oldu.

Zaten ekonomik olarak orta sınıfın giderek zorlandığı en zengin ülkelerden biri olan Almanya toplumsal olarak bir buhranda.

Fakirler giderek fakirleşiyor. Kültürel olanaklardan artık orta sınıf pek yararlanamıyor.
16 milyon Alman tatil yapamıyor. Mülteciler de işin katmerlisi…

Almanya bu problemlerle artık ilgilenemiyor.

Onun yerine Türkiye haberleri çok ilgi çekiyor. Devlet televizyonlarında Türkiye, sosyal medyada Türkiye ve burada yaşayan 3. kuşak insanların nasıl olur da hala dedelerinin ülkesini destekler tartışmaları almış başını gidiyor.

İnsanlar sosyal medyada bu haberlerin altına binlerce yorumlar yazıyor.

“ Defolun ülkenize gidin. Madem sizin cumhurbaşkanınız Erdoğan, gidin ülkenizde yapın politikanızı, burada değil. “ diye yazan Almanlara karşı bizim Türkler de “ bizim babalarımız, dedelerimiz bu ülkenin kalkınmasına o kadar yardım etti. Biz burada da yaşarız ülkemize de sahip çıkarız. “ yorumlarıyla tartışmaların sonu gelmez oldu.


Derken 2;

Cumartesi 3 Eylül günü yine Köln’ de Kürtlerin mitingi…

Yine, basında haberlerin altında ” Defolun gidin, burayı mahvettiniz yabancılar! „ yorumları…

Dün yapılan mitingin ardından Alman devlet televizyonu WDR’ den  şöyle bir yorum geldi.

– AKP taraftarlarının yaptığı miting daha homojendi.

– Kürtlerin mitinginde insanlar daha radikal görünümlü idi. 

– Ancak, şimdi bir de Gülen hareketi de miting yapmak isterse ne olacak, dedi.

Sonuç; Almanya’nın da işi zor bizimle…

Ama, kendileri için de zor.

Almanya’nın Kuzeydoğu Eyaleti Mecklenburg-Vorpommern’ de Merkel’ in partisi hezimete uğradı. Aşırı sağcı radikal Afd partisi yüzde 22 oy oranı ile ikinci en büyük parti oldu. Önümüzdeki hafta Berlin eyaleti seçimleri var. Orada da iktidar partisi oy kaybına uğrayacak mı acaba, göreceğiz.

Derken 3; 
Babavatanımızın başbakanı Merkel, anavatan cumhurbaşkanına Ermeni sorunu konusunu askıya alacağını söylüyor. Yeter ki; İncirli Üssünde askerleriyle görüşebilsinler 
diye.

***

Tüm bu gelişmelerin tartışmalarından illallah diyen Merkel basın açıklaması yaparak:

“ Ben bu ülkede yaşayanların da başbakanıyım. Uzun süredir Almanya’ da yaşayan Türk asıllı vatandaşlardan ülkemize büyük oranda sadakat geliştirmelerini bekliyoruz “ diyor.  
Günaydın demek mi gerekli? Kuşkum yok ve benim başbakanım tabi ki Merkel!..

….
Bu konuyu da yazmadan edemeyeceğim:

Geçen hafta,  Kuzey Ren Vesfalye konsolosluklarından birinden elektronik ileti geldi. Sosyal basında da yer aldığı için yazmamda bir sakınca yok. Yalnız; yine de yayınevi ve derginin ismini ben burada yazmıyorum. 

Şöyle:

– Almanya liselerinde üst sınıflara ders veren sosyal bilimler öğretmenlerine derslerde işlenecek konular hakkında materyaller ve öneriler sunmak üzere……. Yayınevi tarafından periyodik olarak yılda altı defa yayımlanan…… isimli derginin internet sayfasında Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük kabul edilemez ithamlar ve tahkir edici karşılaştırmaları da içeren bir ders programı taslağının bulunduğu ve söz konusu ders materyalinin Kuzey Ren Vestfalya’daki bazı okullarda kullanıldığı öğrenilmiştir…


Ülkemize ve vatandaşlarımıza karşı nefret ve önyargı oluşturabilecek, Türk öğrencilerini pedagojik açıdan olumsuz etkileyecek ve ayrıştırmalara yol açabilecek bu tür materyallerin okullarda kullanıldığına şahit olunduğunda, Alman makamları nezdinde girişimlerde bulunabilmek için konsolosluklara bildirmemiz isteniyor.


Bundan iki ya da üç yıl önce de; tam tersi olmuştu. Türk Konsolosluklarının Türkçe Dil ve Eğitimi için hazırlamış olduğu kitaplar ile ilgili Alman basınında bir yazı çıkmıştı. Bir sürü okulda müdürler öğretmen arkadaşlarımızı bu kitabı kullanıp kullanmadığı konusunda sorguya çekmişti.

Şimdi de; tam tersi isteniyor.

Bir oradan bir buradan.

Alman eğitim sistemi kendisine karışılmasını istemez.
Hatta, okulun müdürü bile karışmaz. Müfredat programına uygun istediği konuyu dersinde alıp işleme özgürlüğüne sahiptir öğretmen.
Yayınevleri müfredata uygun olarak ders araç ve gereçleri çıkarıyorlar. Sadece, yayınevleri bu konuda sorumludur. 

Liselerde yıllardır Ermeni sorunu konu olarak işleniyor. Öğrencilere sunum olarak veriliyor. Öğrenci istediği gibi konuyu hazırlayıp sunma özgürlüğüne sahip. Bu konuda öğrenci de özgür. Öğrenci “ Ermeni soykırımı yoktur “ diye sunumunu hazırlıyorsa öğretmen tersini söylemiyor. Önemli olan nasıl araştırdığı ve sunumunu nelere dayanarak yaptığı.

Evet, Sefa…Yazdım işte…

Anavatan koruk yemeden bizim burada sirke zaten dilimizi yakıyor.
Bizim yıllarca yaptığımız uyum çalışmaları bir ayda uçtu gitti. Ya da; var olan yabancı düşmanlığı biraz daha açıktan ortaya çıktı. Burada dışlanmadan, nasıl bu insanlar yaşayabilir diye yaptığımız eğitim ve uyum çalışmaları birden geri tepti.
Doğduğu yer de burası doyduğu yer de burası 3. kuşağın. Ama, burada sağcı radikal partilerin meclise girmesi onları ilgilendirmiyor. 
Umut nerede,  bilmiyorum.

Anavatan ile babavatan arasında med cezir hallerinde Almanyalı göçmenler.
Türkiye’yi belki iki yılda üç yılda gören gençlerin bu kadar Türkiye sevdalısı olmasının ardında ise; başka nedenler yatmakta.
 Gençliği dışlanan toplumlardan sadakat isteyen Merkel’ e mi kızayım yoksa anavatan için gece gündüz burada çalışanlara mı kızayım? Bilmiyorum…
Ama, en çok neye kızıyorum biliyor musun?..
Kendi Türkçe derslerine sahip çıkmayan insanların akın akın Türkiye politikası için koşturmasını da esefle kınıyorum. Burnumuzun ucunda sorunları göremeyecek kadar da körüz.
Ha bana soruyorsan ben neyle ilgileniyorum diye… Doğrusu ben de artık farklı değilim biraz.
Benim sol yanımda anavatan için atıyor ama aklım babavatan için çalışıyor. Yani, ben hem annemi hem de babamı çok seviyorum. Yani, renkler kırmızı beyaz, sarı ve siyah karışmış.

***

Belki ortak bir yolumuz yok ama şu ya da bu biçimde ortak büyüme yolumuz vardır. Kal sağlıcakla.

Yazsan olmuyor yazmasan olmaz

Kaleme tedbir koma tek durmaz.

Nazlı Özdemir
5 Eylül 2016

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.