Seyit Rıza Berlin’de anıldı

Seyit Rıza Berlin’de anıldı

ABONE OL
00:45 - 16/11/2021 00:45
Seyit Rıza Berlin’de anıldı
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İdam edilen Seyit Rıza ve yol arkadaşları 84. Yılında gerçekleştirilen etkinlikle anıldı.

Berlin Dersim Cemaati, Berlin Alevi Toplumu Cemevi (BAT-Cemevi) ve Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu (FGD) tarafından organize edilen ve birçok sivil, siyasi kurum ile yöre derneklerinin destek verdiği etkinlikle 15 Kasım 1937’de idam edilen Seyit Rıza, oğlu Resik Uşen, Uşene Seydi, Fındıq Ağa, Aliyé Mırzali Sıli, Hesené İvraime Qıji ve Hesen Ağa 84. yılında anıldı.

Berlin Kreuzberg İlçesi Oranienplazt’da gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü 3-7-38 Soykırım anıt çalışmaları platformu temsilcisi Kemal Karabulut’un gerçekleştirdiği anma etkinliği idam edilenlerin anısına saygı duruşu ve  Pir Seydali Çiçek ile Evangelist Kilise temsilcisi Pfarrerin Dörte Gülzow’un gülbenkleriyle başladı. Saygı duruşu ve gülbenk verilmesinin ardından Berlin Dersim Cemaati Başkanı Müslüm Karadaş söz aldı.

‘Katliam da ölenlerin sayısı devletin verdiği rakamlardan daha fazla’

Seyit Rıza’nın idam günü “Evlad-ı Kerbelayız, ayıptır, zulümdür, cinayettir” sözüne dikkat çeken Karadaş sözlerine şöyle devam etti: “Evet bu bir cinayetti, 80 yaşında olan Seyit Rıza’nın yaşını küçülterek, 16 yaşında olan oğlunun ise yaşını büyüterek idam diğer seyitlerimizle birlikte idam ettiler. Bundan daha büyük bir cinayet olamaz. Tabi durum bu cinayetlerle sınırlı kalmadı. Bu idamlardan sonra yapılan askeri hareketlerle on binlerce sivil katledildi. Devletin resmi arşivleri 13 bin civarında bir rakam veriyor ama katliamın bu sayının 2-3 misli olduğunu biliyoruz. Sevgili canlar bu coğrafyada acı katliamlar hiç eksik olmadı, bugüne kadar sürdü. Alevilere Kürtlere, Müslüman olmayan azınlıklara karşı katliamlar yapıldı. Bu katliamlarının altında yatan anlayış “tek ırk, tek dil, tek vatan, tek bayrak” ideolojisiydi. Bu siyaset altında tüm kesimler inkâr edildi. Bu politikalar da günümüzde hala devam etmektedir. Devlet hala farklı inançtan farklı etnik kimliklerden muhalif kesimleri baskı ve şiddetini devam ettirmektedir. Bu politikalara karşı tüm muhalif kimliklerin bir araya gelmesi demokrasi ve eşitlik için bir araya gelmesi gerekiyor.”

‘Soykırım anıtı çalışmaları devam ediyor’

‘1937-38 Dersim soykırım anıtı’ dikme çalışmalarının devam ettiğini hatırlatan Karadaş; “Soykırım anıtı için çalışmalarının son aşamasına gelindiğini ve anıt için yer belirleme sürecine girdik ve öneri üzerine bir karar aldık. BAT-Cemevi 2. Başkanı İsmail Erol Dede’nin önerisiyle anıtı bu etkinliği yaptığımız Oranienplatz’a konulmasını talep edeceğiz. Bu anıt buraya dikilirse tüm Dersimlilerin, katliama uğrayan tüm diğer inanç ve etnik kimliklerin başarısı olacaktır” dedi.

Dr. Özdemir: Belgeler Mustafa Kemal’in operasyonun başında olduğunu ortaya çıkardı

Karadaş’ın ardından BAT-Cemevi YK Başkanı Dr. Yüksel Özdemir söz aldı.  Bu gibi anmaların unutulmaması için bir araya gelmenin önemli olduğunu ve “tarihiniz bilmeyenlerin bugünü anlamayacağını ve geleceklerini de planlayamayacaklarını” dile getiren Özdemir şöyle sözlerine şöyle devam etti: “Resmi tarih birçok olayın üstünü örterek yaşanmış acıların üstünü örterek hatırlanmamasını sağlıyor. Bu konuda eksikliğimizi söylememiz lazım, biz Aleviler olarak kendi tarihimizle ilgili çok ciddi kaynaklar üretemedik. Dersim soykırımına dair devlet arşivleri meclis arşivleri açılmamış olsaydı bu kadar detaylı bilgilere sahip olmayacaktık. Çünkü mesela halk arasında bilinen bir olay vardı; “Atatürk bu olayların dışındaydı, hastaydı ve hiçbir dahili yoktu” oysaki meclis arşivleri açıldıktan sonra görüyoruz ki korkunç acılar yaşanmış ve işin içerisinde bizzati Mustafa Kemal’in olduğunu, Erzincan’a gidip operasyonu yönettiğini, daha sonra İdam sürecinde Elazığ uğradığını ama teğet geçip Diyarbakır’a gittiğini ve tekrar Elazığ’a idam sonrası gittiğini ortaya çıkan belgelerden araştırmalardan biliyoruz.

‘Bizi katledenlerin isimlerini havalimanlarına köprülere verdiler’

Olayın “basit bir isyan” gibi gösterilmesinin de bir aldatmaca, kandırmaca olduğunu biliyoruz. Çünkü ortada bir isyan yok ama devletin Türk-İslam sentezi altında tek tipleştirme altında bir bölgenin yok edilmesi ıslah edilmesi politikasının olduğunu görüyoruz. Biz Aleviler bunu ilk kez yaşamadık Osmanlı Yavuz dönemin de yaşadık ve bunları unutmadık, unutmayacağız. Ve bunlar çok büyük bir başarıymış gibi havalimanlarına köprülere bizi bombalayan asıp kesen insanların isimlerini veriyorlar.  Evet buraya bir anıt dikmemiz gerekiyor. Birçok anıt dikmemiz gerekiyor. Pir Sultan’ın, Hünkarın, Yunus Emre’nin Seyit Rıza’nın ve birçok canımızın anısına anıtlarını dikmemiz gerekiyor. Bunları yaşatmamız ve bizden sonraki kuşaklara aktarmamız gerekiyor. Yaşanan bu olayları da genç akademisyenlerimiz çalışmalarıyla ortaya çıkarıp genç kuşaklara aktarmakla mükelleftir. Bizlerde kurumlar olarak elimizden geldiğince bu çalışmaları ve projeleri gerçekleştirmeye çalışacağız”.

Dr. Özdemir’in ardından ise; Sosyolog Yazar Prof. Tessa Hofman Yeşiller Partisinden Canan Bayram, SPD’diden Hakan Demir ve Die Linke Partisinden Hakan Taş, Dersim soykırım anıtı platformu sözcüzü Kemal Karabulut birer konuşma yaptı. Konuşmacılar yaşanan soykırım politikalarına dikkat çekerek, bu acıları asla unutmayacaklarını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bu soykırımlarla yüzleşmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Yapılan konuşmaların ardından anma etkinliği, Müzisyen Bülent Emir yönetiminde Berlin Dersim Cemaati Kadın Korosu ile Ötekilerin Orkestrası’nın söylediği ağıt ve türkülerle son buldu.

Haber ve Fotoğraflar: BAT-Cemevi Basın ofisi / Ulaş Yunus Tosun

 

 

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.