0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

‘’Tuzu bile kokuttular!’’ Sözünün ’’cuk’’ oturduğu bir dönemden geçiyoruz.

19 Mayıs 1919 da başlayan Kurtuluş Savaşı 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti kurulup, Mustafa Kemal Atatürk Cumhurbaşkanı seçilince, üniformasını çıkarmış bir daha giymemişti.

TSK’deki silah arkadaşlarına da ‘’siyaset yapacak arkadaşlar, ordudan istifa edip

Üniformalarını çıkartmasını’’ istemiş, askerin siyasete müdahalesini önlemişti.  

Türk Silahlı Kuvvetleri komutanları önünde Atatürk’ün partisi CHP’ye ve o partinin genel başkanını tehdit eden, hakaret eden kişi, Büyük Taarruzda teslim alınan işgalci Yunan komutanı Trikopis değildi.(*1)

Kurtuluş Savaşının kazanılmasıyla kurulan Türkiye Cumhuriyetinin nimetlerinden yararlanarak, önce başbakan, sonra Cumhurbaşkanı olan, tarafsızlık yemini eden Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor!

Onun hakaretlerini onaylarcasına alkışlayanlarda; TSK Komutanları ve atanmış Milli Savunma Baklanı!

AKP İktidara gelmesinin karşılığı olarak, dün Yunanistan’a verilen görevi bugün ne acıdır ki AKP-MHP yönetimindeki koalisyon yerine getiriyor.(**2)

Erdoğan, Kurtuluş Savaşı’nın iki önderi Mustafa Kemal ve İsmet İnönü’ye ‘’iki ayyaş’’ derken

‘’Kurtuluş Savaşını keşke Yunanlılar kazansaydı!’’ Diye hayıflanan hainin‘ ‘’Her 10 Kasımda saat 9’u beş geçe tuvalete gidin!’’ Diyecek kadar iğrençleşmiş meczup,  Aynı Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı baş danışmanlığına atanmıştı!

Yozlaşma; bırakın sıradan kuruluşları, saygın denilen kurumların neredeyse tamamına eriştiği, TV Kanallarında bile naklen verilmekten sakınılmadığı bir süreçten geçiyoruz.

Sokakta muhalif parti yöneticileri saldırıya uğruyor, tarafsız gazeteciler öldüresiye dövülüyor, davadan dönen (!)öldürülüyor katili MHP Milletvekili evinde saklanıyor, baş tetikçi buharlaşıyor!

Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı ve MHP Genel Başkanı susuyor, konuşunca da bu saldırıları, cinayetleri sorgulayanlara hakaretten öte onları tehdit ediyorlar.

Mecliste, sorgulayan muhalif milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırarak tutuklatma yolunu açıyorlar.

Seçilmiş muhalif belediyelerin başkanlarını uyduruk bahanelerle görevden alarak, oy vermeyen halkı cezalandırma bir yana belediye başkanlarını tutukluyorlar.

CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, iktidar içindeki trolleri ile siyasetçi bağlantılarını açıklayacaktı.

‘’Başıma bir şey gelirse, bu belgeleri üç arkadaşıma da verdim!’’ Uyarısını yapıyordu!

Türkiye tarihinde Türkiye Cumhuriyetinin simgesi, kurucusu bir partinin Grup Başkanvekili, asli görevini yaptığı için öldürülme kuşkusunu yaşıyor!

Bu kuşku, saygın bir devletin getirildiği seviyeyi gösterirken, susmak insanlıktan çıkmakla eş değer bir çizgiye gelindi.

Devlet desteğiyle bir trol ordusu kuruluyor, bu şer ve ihanet sürüsü, önce muhalefete iftiralarla toplum yanıltılmak istenirken, ‘’kimin eli kimin cebinde’’ sözü yine karşımıza çıkıyor.

Damat Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın kontrolünde kurulan Pelikancılar Trol grubu;

17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk skandalında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun; dört bakanın Yüce Divanda yargılanmasını ve Ahlak Yasası teklifi nedeniyle yaptıkları sosyal medya karalamaları ve iftiraları sonucu Davutoğlu Başbakanlıktan azledilmişti. (***3)

Soylu’nun AKP’ye iltica edip, ilk bakanlığı olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına danışman olarak yanına aldığı Emin ŞEN, daha sonra Soylu’nun İçişleri bakanlığına geldiği dönemde de ihaleler alarak köşeyi dönmüştü.

Bakanlık Müşaviri olmuş, :’’ Fetullah Gülen gelecek, Anıtkabir yıkılacak’’ kampanyasının paylaşımları atmış, daha sonra Süleyman Soylu öncülüğünde maaşlı 24 Saat çalışacak, Pelikancılara karşı

EBABİLCİLER Trol Grubunu kurarak, Erdoğan ve Berat Albayrak aleyhine deliller oluşturmuşlardı.(****4)

Soylu’nun istifasında Troller Bahçeli’yi de harekete geçirince, Erdoğan istifayı yürürlüğe koyamamış, bir süre sonra Berat Albayrak bilinmeyen suçlamalar sonucu bakanlıktan affedildi!

Emin Şen, bununla da kalmayıp Jandarma Genel Komutanlığı ve Türk Polis Teşkilatı adına aynı telefondan Tewetler attığı kanıtlandı.

Süleyman Soylu bir sınır karakolu ziyaretinde Necip Fazıl’ın, Atatürk’e ve İstiklal Marşına hakaret eden şiirini okumasına, Jandarma Genel Komutanı sessizce dinlemek zorunda kalmıştı.

Bütün bu olanlar Süleyman Soylu’nun yaptıklarını başka biri yapsa kıyameti koparıp o kişiyi görevden almak şöyle dursun, tutuklatacağı yerde sessiz kalması düşündürücü.

Yasama-Yürütme-Yargı; kendini bazan imam, bazan reis, bazan ekonomist, gerektiğinde hem savcı hem yargıç yerine koyan Asrın Liderine bağlandığını sanmıştık.

Süleyman Soylu, AKP’ye transfer olmadan önce Erdoğan için: ‘’Gündüz imam, gece papaz!’’ demekle kalmamış; Yetim hakkı yiyen Erdoğan’dan hesap sormazsam namerdim!’’ demişti.

Utah’ ta Rıza Zarrap, New York’ta Sezgin Baran Korkmaz, Washington’da Erdoğan ailesinin mal varlığı davaları Demokles’in Kılıcı gibi sallanırken:

Seçim bulmacası sarayı ve destekçilerinin uykularını kaçırırken bir de Süleyman Soylu’nun ve ekibinin her geçen gün Karizmayı çizmeyi geçmiş, parça parça etmesini şaşkınlıkla seyreder olduk.

Acaba; damat Beratı sildirecek, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ü saf dışı bırakacak güce sahip olması için kamuoyunun bilemediği neler olabilir ki?

Erdoğan’ın Soylu’ ya karşı sessizliği görülmüş bir tutum değil.

Bekleyip göreceğiz!

YILDIZ AKALIN 

NOTLAR:

(*1 (* 1) Teslim alındığında Mustafa Kemal’in onu teselli etmesi ve kılıcını geri verme inceliğini unutmamış olacak ki Yunanistan’a dönünce:

‘’Bizim Anadolu’da işimiz neydi?’’ Diyerek işgali eleştirmişti.

Yunan Lideri Venizelos, Atatürk’ü Nobel Barış Ödülüne aday göstermişti!

Trikopis, her 29 Ekim’de Selanik’teki Atatürk’ün doğduğu eve gidip saygı duruşu yapar.

(**2 ) Dün İngiltere-Çarlık Rusya’sı, İtalya ve Fransa’nın Osmanlıya karşı nasıl Yunanistan’ı kullandıysa, bugün ABD, öncülüğündeki emperyalizm, kendi buyruğuna girmeyen; Suriye, Irak, Mısır, Libya’yı hizaya getirmek için; AKP-MHP ortaklığındaki Türkiye’yi kullanmıştır.

Türk Askerinin başına çuval geçiren ABD komutanı Hulusi Akar’a Ödül vermişti.

(***3)Pelikanlar; Serhat Albayrak’ın kontrolünde kurulan; Cemil Barlas, Fatih Tezcan, Haşmet Babaoğlu, Hilal Kaplan Kurtuluş Taviz, Melih Altınok, Süheyl Öğüt’ten oluşturulmuştu.

Rüşvet ve yolsuzlukla suçlanan dört Bakanın Yüce Divan’da yargılanıp aklanmasını isteyince, sıranın Bilal Erdoğan’la Babasının telefon tapilerinde sıfırlamaya geleceği korkusuyla Başbakan Davutoğlu’na savaş açıp Davutoğlu’nu Başbakanlıktan alaşağı ettiler.

(****4)CHP Soylu için ‘’Suç İşleri Bakanı’’ Demişti