NYT: ‘Türk-ABD İlişkilerine Damatlar mı Yön Veriyor?’

NYT: ‘Türk-ABD İlişkilerine Damatlar mı Yön Veriyor?’

ABONE OL
00:12 - 13/11/2019 00:12
NYT: ‘Türk-ABD İlişkilerine Damatlar mı Yön Veriyor?’
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyareti nedeniyle Türk-Amerikan ilişkileri bugün bazı önemli gazete ve haber ajanslarının gündemindeydi.

New York Times, gerek Türk gerekse Amerikan hükümetinde görev yapan damatların iki ülke arasındaki ilişkileri nasıl etkilediğine ilişkin bir değerlendirme yayınladı.

Gazete, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı, Maliye Bakanı Berat Albayrak, Aydın Doğan’ın damadı ve Trump’ın Türk iş ortağı Mehmet Ali Yalçındağ ile Başkan Trump’ın damadı ve üst düzey danışmanı Jared Kushner’ın oluşturduğu ”damatlar üçlüsünün” gerek birbirlerinden bağımsız gerekse birarada hareket ederek Başkan Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki yeni nesil iletişim hattını oluşturduğunu yazıyor.

New York Times’ın değerlendirmesine göre Başkan Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lehine bazı tavizler verdiği gerekçesiyle Amerikan Kongresi’nde her iki partinin de eleştiri oklarının hedefi olduğu bu son dönemde üç damadın arasındaki bağlar, iki liderin gayriresmi ve genellikle perde arkasında yürüttüğü ilişkisinin dünyanın en çalkantılı bölgelerinden birinde Amerika’nın politikalarını nasıl şekillendirdiğini göstermesi açısından önemli.

“Arka kapı diplomasisi ilişkileri rayına oturtabilir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir televizyon programında damadı ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ”arka kapı diplomasisi” olarak nitelendirdiği Jared Kushner’la arasındaki özel diyaloğunun Washington ve Ankara arasındaki sıkıntılı ilişkiyi yeniden rayına oturtacağı tahmininde bulunması da değerlendirmenin ayrıntıları arasında yer alıyor.

Türk yetkililer ve diğer kaynaklara göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400 füzeleri ve yaptırımlar gibi meselelerde hem kendi damadı Berat Albayrak hem de Trump’ın iş ortağı Mehmet Ali Yalçındağ’ı, Jared Kushner aracılığıyla Trump Yönetimi’yle ilişki kurmak amacıyla temsilci olarak görevlendirdi. Gazete, Albayrak’ın Nisan ayında Yalçındağ’ın Trump International Oteli’nde düzenlediği bir konferansa katılmak için Washington’a geldiği sırada Kushner tarafından Oval Ofis’e çağrılmasını buna örnek gösteriyor.

Erdoğan’ın bazı danışmanlarına göre her iki lider de aile bireylerini ya da iş bağlantılarını arka kapı olarak kullanmayı tercih ediyor. Bunun bir nedeni, Erdoğan ve Trump’ın hükümet kurumlarının kendilerine komplo kurabileceği şeklindeki şüphelerinden kaynaklanıyor.

Başkan George W. Bush döneminde Amerika’nın Ankara Büyükelçisi olan Eric Edelman ise bu konuda, ”Trump, bazı ülkelerle olan resmi ilişkileri aileler ya da ahbaplar arasında ilişkilere çeviriyor. Erdoğan da bu tür ilişkileri kesinlikle tercih eder çünkü kendi ahbap kapitalist rejimini yönetiyor. Ancak bu, tüm Amerikalılar’ı kaygılandırmalı,” diyor.

“İHA görüntüleri sivillerin hedef alındığını gösteriyor” iddiası

Wall Street Journal ise Amerika’ya ait İHA’ların Türkiye’nin desteklediği güçlerin Suriye’de sivilleri hedef aldığını gösteren görüntüler çektiğini yazıyor.

Dion Nissenbaum ve Gordon Lubold imzalı habere göre Amerikalı askeri yetkililer, geçtiğimiz ay Türkiye destekli silahlı Araplar’ın Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürt savaşçılara yönelik saldırısında sivilleri hedef aldığını gösteren İHA’larla çekilmiş görüntüleri izledi. Amerikalı yetkililer, saldırıların olası savaş suçu niteliği taşıyacağını komutanlarına bildirdi.

Gazeteye göre, Amerikan İHA’larının çektiği iki saldırıya ilişkin görüntüler, Amerikan Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin hazırladığı bir iç raporda yer alıyor. Amerikalı yetkililere göre rapor, Türkiye destekli güçlerin işlediği iddia edilen savaş suçlarına ilişkin dört vakayla ilgili kaygıları içeriyor.

Haberde, “Daha önce varlığı açıklanmayan askeri görüntüler, kimi Amerikalı yetkililere göre Türkiye destekli güçlerin işlediği savaş suçlarının birinci elden kanıtı niteliğinde. Kimileriyse görüntülerden bir sonuca varmanın mümkün olmadığı görüşünde,” deniliyor.

Görüntüler, gazeteye göre Trump yönetimi içindeki geniş kapsamlı bir tartışmanın odak noktası haline geldi:

“Bu tartışma, Amerika’nın müdahale etmemesi durumunda Türkiye destekli güçlerin daha fazla savaş suçu işleyebileceğine ilişkin giderek artan kaygılara nasıl yaklaşmak gerektiği etrafında dönüyor. Olası savaş suçları ve buna bağlı başka meselelerin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Trump arasında yapılacak görüşmede gündeme gelmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan savaş suçu iddialarını soruşturma sözü vermiş olsa da bazı Amerikalı yetkililer, Türkiye’nin meseleyi ne kadar ciddiye alacağı konusunda şüpheli.”

Erdoğan, 18 Ekim’de İstanbul’daki bir basın toplantısında gazetecilerin Suriye’de işlendiği iddia edilen savaş suçlarıyla ilgili sorusuna karşılık olarak, bu suçları işleyenlerin IŞİD üyelerinden farkı olmadığını ve ordunun gerekeni yapacağını söyleyerek yanıt vermişti. Habere göre bir Türk yetkili, konuya ilişkin resmi bir soruşturma açıldığından haberdar olmadığını söyledi.

Öte yandan Başkan Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, Pazar günü konuk olduğu CBS Televizyonu’nun Face the Nation programında Trump Yönetimi’nin, Türkiye’nin ciddiye alması gereken bazı kaygıları olduğunu söyledi.

Amerikan İHA’larıyla çekilen görüntüleri izleyen bazı Amerikalı askeri yetkililer, askeri raporlarla birleştirildiğinde açık savaş suçu işlendiğine ilişkin güçlü kaygıların olduğunu dile getirdi. Yetkililer, Savunma Bakanlığı Pentagon’un kuralları uyarınca bu kaygıları üslerine iletti. Bir askeri yetkiliyse, görüntülerin, ileri derecede değerlendirme gereği arz etmeyen nitelikte olduğunu söyledi.”

“Her iki tarafta da güven erozyonu var”

Reuters haber ajansı, Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili haberinde, Washington Enstitüsü Yakın Doğu Araştırmaları Türkiye Direktörü Soner Çağaptay’ın ”İki ülke arasındaki ilişkinin şu anda düzgün giden tek yanı Erdoğan-Trump arasındaki kişisel ilişki. Her iki ülkenin de hükümetlerinin birbirine olan güveni erozyona uğradı. Amerika’da Türkiye’ye karşı ciddi bir öfke var, Türkiye’de de aynı hisler Amerika için geçerli,” şeklindeki sözlerine yer veriyor.

Reuters’a göre Washington ve Ankara, geçen ay Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika’nın Kürt müttefiklerine yönelik sınır ötesi operasyon başlatması ve operasyonun Amerika’nın bölgedeki varlığını alt üst etmesi nedeniyle yeni bir kriz yaşadı. Amerika, Suriye operasyonundan aylar önce de Türkiye’nin Rus füze savunma sistemi satın almasından rahatsızlık duymuştu.

Haberde şu bilgiler yer alıyor:

“Amerika’nın yaptırım tehditlerini dikkate almayan Türkiye ise Temmuz ayında Rus S-400 füzelerinin ilk bölümünü teslim almaya başlamıştı. Washington buna misilleme olarak Türkiye’yi F-35 savaş uçağı programından çıkarmış, ancak ilave yaptırım getirmemişti.

Türkiye’nin S-400 füzelerini satın almasından büyük öfke duyan Amerikan Kongresi ise geçen ay oylayarak geçirdiği yaptırım paketi tasarısıyla Türkiye’yi Suriye’deki operasyonu nedeniyle cezalandırmayı hedefliyordu.

Temsilciler Meclisi ise yüz yıl önce 1 milyon 500 bin Ermeni’nin ölümünü soykırım olarak niteleyen, bağlayıcı olmayan tasarıyı onayladı. Bazı Kongre üyeleri, Başkan Trump’a gönderdikleri mektupta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptığı Beyaz Saray davetini geri çekmesini talep etti.

Erdoğan şimdiye kadar yaptırımlardan kaçınmayı başarmış olsa da Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, CBS Haber’e yaptığı açıklamada, ‘Türkiye S-400’lerden kurtulmadığı sürece yaptırıma maruz kalma olasılığı yüksek olacaktır. Türkiye bu yaptırımların etkisini hissedecektir,’ şeklinde konuştu.”

Washington S-400’lerin devre dışı bırakılmasını istiyor

Reuters haberine şöyle devam ediyor:

“Amerika ve Türkiye arasındaki ilişkileri geren meseleler, Rusya ve Suriye’nin de ötesine uzanıyor. Washington, Erdoğan’ın giderek otoriterleşmesi karşısında çoğunlukla sessiz kalmayı tercih etse de Amerikan konsolosluk çalışanları hakkındaki suçlamaların düşürülmesini talep ediyor.

2016’daki başarısız darbe girişiminden sorumlu tutulan Fethullah Gülen’in iadesi ve Halkbank’ın İran’a yönelik yaptırımları ihlal ettiği suçlamaları da iki ülke arasındaki ilişkileri geren başlıca meseleler arasında.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Washington’a gelmeden önce gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘İlişkilerimizdeki sisli havaya rağmen Başkan Trump’la sorunların çözüme kavuşturulması ve ilişkilerimizin geliştirilmesi noktasında hemfikiriz. Önceki yönetim bakiyesi kimi kesimlerin bürokratik ve siyasi sabotaj girişimlerine rağmen şimdiye kadar pek çok konuda ciddi mesafe aldık,’ dedi.

İkili görüşmede Trump yönetimi’nin amacı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı S-400 füzelerini kullanma planından caydırmak ve Suriye’de kalıcı ateşkesi kabul etmesini sağlamak. İki Amerikalı yetkili, bu noktalarda anlaşmaya varılması durumunda Washington’un Türkiye’yi F-35 programına yeniden dahil etmesi ve yüz milyar dolarlık ticaret anlaşmasının imzalanması önerisinde bulunmasının gündeme gelebileceğini söyledi. Ancak Ankara’nın bu yönde anlaşmaya yanaşacağına ilişkin henüz bir sinyal yok. Üst düzey bir Türk yetkili ise Türkiye’nin S-400’leri satın almadan geri adım atma gibi bir planı olmadığını söyledi.

Başkan Trump, geçtiğimiz Aralık ayında Suriye’deki tüm Amerikan askerlerini geri çekeceği açıklamasından bu yana tutumunu yumuşatarak Suriye’nin kuzeydoğusunda bir miktar Amerikan askerinin kalmasına karar verdi. Amerika’nın bu planın parçası olarak IŞİD’le mücadelede Suriye Demokratik Güçleri’ne bağlı savaşçılarla işbirliğine devam etmesi kararı ise Türkiye’yi rahatsız ediyor.

Üst düzey Türk yetkili ayrıca, ‘Amerikan askerlerinin Suriye’deki petrol sahalarında kalmaya devam etmesi Suriye’de yapılanların ruhuna aykırı. Amerika’nın YPG’ye verdiği destek, önümüzdeki dönemde iki ülke arasındaki ilişkilere yönelik en ciddi tehdit niteliğinde. Bu meselenin altı, iki liderin görüşmesi sırasında çok ciddi şekilde çizilecektir,’ dedi.

Ankara ise anlaşmazlıklara rağmen iki lider arasında geçen hafta yapılan telefon görüşmesinin umutları yeşerttiği görüşünde. Türk yetkili, bu konuda, ‘Görüşmenin Trump’ın kişisel desteğiyle sorunların çözülmesine katkıda bulunacağına inanıyorum. Telefon görüşmesi, bu yönde ciddi bir sinyal verdi,’ şeklinde konuştu.

 

Amerika’nın Sesi tarafından geçilen tüm haberlerde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Haberler web sayfamızda otomatik olarak haber sitelerinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.