ZEKA TESTLERİNE GÜVENİLEMEZ

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Yeni okuma yazma öğrenen bir öğrencinin birinci sınıfta en çabuk kullandığı kelime doof kelimesidir. Yeni aptal, geri zekâlı. Almanca ‘da diğerinin daha geri, daha az yetenekli olduğunu gösteren olumsuz kelime ve deyimlerin sayısı oldukça fazladır. Bunun tersine diğer insanı yüceltme, olumlu ifade kelime hazinesi daha azdır. Bu tespitimin Türkçede de benzer olduğunu gördüm.

O halde Hans Magnus Enzensberger’in dediği gibi, zekânın ne anlama geldiğini bilmeden zekâdan bahsediyoruz.
Çeşitlerini saymaya kalksak ondan sonra boş veririz. Bir firmayı yürütme idare etme testi, çeşitli fiziksel, kültürel testler. Yetmiş yıllarında zihinsel engelliler için yapılan testleri kabul etmedim. Türkiye’den test getirilmesini dayatmıştım. Zira Anadolu’nun köyünde içerde tuvaleti dahi görmeyen, ömründe küvet veya yürüyen merdiven görmeyen çocuklara kültüründen çok uzak şeyler sorulup, Sonderschule dediğimiz özel okullara gönderilen çocukların geleceği karartılmıştı. Bu anlayış alman toplumunun büyük bir kesiminde var, Almancası iyi olmayan insan geri zekâlıdır. Açıkça söylenmese de bu sessizce uzun yıllar devam etti. Birisi seslendirmeliydi.
Kendisinden başkası aptal olabilir, buna tarihten gelen ideoloji ilâve edilebilir. Alman milleti ari kalmalı, üstün zekâlı, mükemmel her yönden kendisinden başkası pozitif niteliklere sahip olamaz.
İlkçağdan ortaçağa zekânın bilimsel araştırmasına gelinceye kadar çok uzun yıllar geçti. İlk defa Leipzig’te Wilhelm Wundt 1879 yılında bir araştırma enstitüsü açtı. Zaman zaman bilimsel anlamda açıklanmasında zorluk çekildiğinden konu yapılmadığı görüldü. Ama günlük yaşamda geri zekâlı kelimesi kullanılması hiç dilden düşmedi.
Batı dediğimiz örnek aldığımız kavramı, ileri bakış olarak algılarken bazen düşünce geriliğini fark edemedik. Göçmenler için fakir ülkelerden, güneyden koyu renklilerden bir grubun geri zekâlı olduğunu ortaya koyan üstün zekâlılar tarihte hep vardı (!).
İlk önce İngiltere’de bir bilim adamı Hindistan’dan gelen göçmenlerin geri zekâlı ve çok çocuklu olduğunu ileri sürmüştü.
Daha sonra Amerika’da tutucu politik bilim adamı Charles Murray ve Havard psikoloğu Richard Herrnstein uzun bir süre devam eden testin neticesinde siyahların hem geri zekâlı olduğu, üstelik çok çocuklu olduğu için devletin verdikleri aşırı harcamalara dikkat çektiler.
Toplumda baskı yükselince yerlilerin ve siyahların desteklenmemesi için kurunun yanında yanan halk sayısı az olduğundan dolayı sosyal yardımlarda büyük bir kısıntıya gidildi. O gün bugündür Amerika Sosyal Devlet olamadı. Her vatandaşın hastalık sigortalı olması başarılamadı, önemli olan sosyal yardım alanların çoğunluğu teşkil eden siyahların mağdur edilmesiydi. İrsî olarak geri zekâlı olanlar için emek sarf etmeye, hele hele masraf etmeye hiç gerek yoktur.
Yani Almanya Kendi Kendini Bitiriyor, kitabı ile Thilo Sarrazin yepyeni bir fikirle ortaya çıkmadı. Zaten kitabında yukarıda bahsettiğim kişilerin kitabından aldığı alıntılarla argümenlerini ispat etme çabasını gösteriyor.
Humbold Üniversitesi Sosyoloji ve Bilim kadını Canan Coşkun yaptığı araştırmada birçok tezini çürütüyor. Bütün Müslümanların aptal olması mümkün olamaz. Almanya’ya ilk gelen İranlı göçmenler ülkelerinde tahsil yaparak gelen siyasî sığınmacılar olduğu için sonraki nesiller iyi tahsil yapmış, meslek sahibi olmuşlardır. Doğuşta getirdiğimiz aklı ortaya çıkarmak, geliştirmek için iyi tahsil imkânları sunmak gerekiyor. Buna para harcamak zorunludur.
İki Almanya birleştiğinden beri önce göçmenlere sunulan projelerde kısıtlama yapılmıştır. Sosyal kuruluşlar desteklenmeyerek gençler sokağa itilmiştir. Çocuk bakımı parası yuvaya gönderilmeyenlere verilmesi, Katolik inancını kuvvetlendirmek için erkek egemen politikacıların bulduğu bir yoldur.
Doğrudur, Almanya Kendi Kendini Bitiriyor. Gizli ırkçılıkla iyi yetişmiş, zeki, becerikli tüm zorluklara rağmen yüksek tahsil yapmış Müslüman Türk gençleri Almanya’yı terk ediyor.
Prof. Dr. Faruk Şen’in STAR TV’de bir söyleşide verilerine göre bunların 170.000’i 2007 yılından beri Türkiye’ye göçmüş. Tam Almanya’ya lâzım olan, yurtdışından getirmeye uğraştığı kaliteli iş gücü.
Acilen araştırılması elzem olan konu kaç Türk öğrenci başaramıyor, tahsilini yarı yolda bırakmak zorunda kalıyor? Buna katkı sağlayan, ayırımcı ırkçı alman öğretmenleri tüm öğretmenlerin yüzde kaçını teşkil ediyor. Bunların kaçı Doğu Almanya kökenlidir? Gerçekten Türk çocuklarının başarmasını isteyen Almanların sayısı yüzde kaçtır?
Düşmanlık duygusu, şiddet tehlikesi altıncı sınıfta Volkan’ı kollarından tutup üçüncü bir öğrencinin rahat tokatlamasını sağlayan sınıf arkadaşlarının beynine girmiştir.
İyi bir maliyeci, sivri zekâlı bir insan gerekiyordu ki nereden mali kısıntı yapılabileceği gösterilmeliydi.
Çoğu gençlerimiz eş dost yardımı ile geçinmeyi sosyal dairelerde çekilen çileye tercih ediyor. Biz yazarlar takipçisi olacağız, avukatlarımızın yardımına acilen gereksinme var.
 
Lütfen sosyal yardımla yaşayanlar sorunlarınızı bize bildirin. Benimle bu konuda konuşmak isteyen Filiz Hanım, telefonsuzu bekliyorum.
Türkiye’de köşe yazarları ülkenin sorunları ile adeta boğuluyor.
Ya bilim insanları neden cevap verip ilgilenmediler, anlamakta zorlanıyorum. Müslümanların Hristiyanlardan daha aptal olmadığını varsa bilimsel verilerle yazmalıdırlar.
Hem cahil hem çok çocuklu olmanın arkasında akıl, beceri yetenekten ziyade bilinçsiz olmak yatıyor. Beyni aydınlanmayan insan aile plânlamasını uygulayamaz, toplum için sorumluluk alamaz. O halde sosyal devlet bu çocukları yetiştirirse onlarında az ama iyi yetişmiş çocukları olur. Bunun için anaokulundan, yuvadan başlamak gerekir. Böylece toplumda gelecek korkusu yaratmaya fırsat verilmemiş olur.
Bütün çalışma ortamı yaratılmış, anne babasının elinden kitap düşmeyen bir aile ile evinde çalışacak bir masası dahi olmayan çocuktan aynı başarı beklenemez.
Sevgili öğrenciler, yüksek tahsil yapanlar araştırmanıza tarihte halkın kaç yılda aptallaştığını gösteren, ders kitaplarına girerek Hitler’i başarıya götürüleceğine inananların çizelgeleri, kışkırtmaların bugüne benzerliğini araştırmayı size bırakıyorum.
Zekânın resmini çizecek bir ressam var mıdır?
Federal Almanya Başbakanı Bayan Dr. Angela Merkel ile Springer Basını daha önce bardağı Türk ve Türkiye düşmanlığıyla zaten doldurmuşlardı. Sarrazin sadece yüzde seksen halkın sesini duyurdu. Bu nedenle yetişen ilim insanları akıllı Türklerin hepsi Almanya’yı terk ederse kim kurtaracak bu karanlık beyinleri. O halde gönüllü olarak hepimiz gitmeyeceğiz, gençler bu kadar bize emek vermiş baba vatanımızı, birinci neslin emek ve haklarını enerjiye dönüştürerek aydınlığa çıkaracaktır.
 
Hoşça Kalın, zekânıza sahip çıkın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
 
 
Araştırma yapacak üniversite öğrencilerin mutlaka kaynak olarak kullanması gereken kitaplar:
Hans Magnus Enzensberger, Im Irrgarten der Intelligenz;
Ein Idiotenführer, Edidion Surkamp
ISBN 978-3-518-12532-8
Michael Haller, Martin Niggesschmidt (Hrsg.), Der Mythos vom Niedergang der Intelligenz, von Galton zu Sarrazin: Die Denkmuster und Denkfehler der Eugenik
Springer Verlag, Heidelberg
ISBN 978-3-531-94341-1

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.