TÜRKÇE ÖĞRETMENLERİ

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yazının başlığından da anlaşılacağı gibi konumuz Türkçe öğretmenleridir. Bu öğretmenler, Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaşamlarını yurtdışında sürdüren yurttaşlarımızın çocuklarına anadillerini öğretmek ya da zaten bildikleri anadillerini geliştirmelerine yardımcı olmakla görevlendirdiği meslektaşlarımızdır.

Ben de onlardan biriyim. MEB nın 1977 yılında açtığı sınavı kazanarak Berlin’e gönderilmiştim. İki yıl kaldım o kentte. O iki yılda gençlik hapishanesi de dahil çeşitli yerlerde çocuklarımıza dilimizi ve kültürümüzü öğretmeye, tanıtmaya çalıştım.

Almanya’ya adımı bile söylemeye yetmeyecek Almanca’yla geldim. “Gönderildim.” demek daha doğru olur. Benimle gelen 19 arkadaşımın hiçbiri Almanca bilmeden gönderildiler buraya. Durumda olumlu bir değişiklik yok. Bu yıl gönderilenler de aynı durumdalar.

İki yıl sonra, işler Berlin’de MEB nın düşündüğü gibi yürümeyince beni ve 18 arkadaşımı Bavyera’nın çeşitli kentlerine nakletti bakanlık. Oraya, bizden sonra gönderilen arkadaşlarımın dil konusundaki yetersizliklerini bugün gibi anımsıyorum.

Türkiye, 35 yılı aşan bir süredir öğremenler görevlendiriyor yurtdışında. Bu öğretenler için dostlar alış verişte görsünler örneği hazırlık kursları düzenleniyor. Bu kurslarda öğretmenlere gidecekleri ülkenin eğitim sistemi hakkında bir bilgi verilmiyor. Sistemi tanımadan gelen arkadaşlarımız, doğal olarak, bekleneni veremiyorlar.

Benim zamanımda ders için kitaplar da Türkiye’den getiriliyorlardı.
Bu kitapların yurtdışında yaşayan çocuklarımızın özel durumlarının dikkate alınarak hazırlanmadığını, altını çizerek, belirtmeliyim. O zaman yerel yönetimlerin atadıkları meslektaşlarımızın derslerinde kullandıkları, burada hazırlanan kitapları kullanmamıza da izin verilmiyordu. Bu durum bugün de değişmedi. Gazetelerden edindiğimiz bilgiye göre, hala, Türkiye’de ortaöğretimde kullanılan ders kitapları gönderiliyorlar eğitim ataşeliklerine. Arkadaşlarımız yine o eşyanın doğasına aykırı araç ve gereçleri kullananıyorlar, kullanacaklar derslerinde.

Bu, MEB nın konuya ne denli önem verdiğinin ya da vermediğinin çok net bir resmi değilse nedir?

Bir saptamamı daha paylaşmak isterim sizinle. Gönderilen öğretmenlerin arasında Türkçe öğretmeni olmayanlar da var. Türkçe öğretmeni olmayan bir arkadaşların çocuklarımıza anadillerini ne derece doğru öğretecekleri de önemli bir sorun aslında.

Bunları Berlin’e gönderilen öğretmenlerin vize sorularının çözülmesine sevinen o yazıyı okuyunca yazmak zorunda saydım kendimi.

Çocuklarımızın anadillerini, ülkemizin coğrafyasını, tarihimizi – özellikle cumhuriyet tarihimizi- kültürümüzü, gelenek ve göreneklerimizi öğrenmeleri son derece önemlidir. Ancak; son derece önemli olan bu konuya hakketiği değeri vermek de MEB nın görevidir. Şimdiye değin, çoktan, öğretmen yetiştiren yüksekokullarında ülkemin bu işi yapacak bilgi ve donanımda öğretmenler yetiştirilmeliydiler.

Yurtdışında görev yapacak öğretmenlerin seçiminde ilişkilerin belirleyici olmadıkları, olmayacakları günlerin ne zaman geleceklerini kim biliyor?

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.