TÜRK EDEBİYATI NEDEN DIŞA AÇILAMIYOR?

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türk Edebiyatı`nın dışa açılması projesine adını veren kurum (TEDA) ve dolayısıyla bu projeye destek veren de Kültür ve Turizm Bakanlığı, bana göre Türk edebiyatı adına bu çalışmanın her zaman arkasındayım, ancak bu güne kadar nedense projenin yansımalarını görmedim. Türkiye 2008 yılında Almanya’da Frankfurt kitap fuarında konuk ülke olmanın önemini iyi değerlendiremedi. Sadece biz böyle anlarda genlerimizde olan ateşle gösteri yapmayı çok severiz burada da bunu yaptık sonuç fiyasko elbette.

Dönemin Kültür Bakanı Erkan Mumcu 2003 yılında, yayıncılık alanındaki tıkanmayı aşabilmek hareketlendirebilmek için bir çalışma başlattı. ”Türk dilini ve Kültürünü yayma Enstitüsü” projesini de gündeme getirmişti.Burada amaç dünyanın önde gelen yayın kuruluşlarıyla ikili ilişkilerin artırılmasını gösteriyordu. British Council,Goethe Enstitüsü, Cervantes Enstitüsü, gibi önemli kurumlarla buluşma amaçlanıyordu. Türk dilini ve kültürünü dünyaya açmak tanıtmak bu projenin asıl amacıydı, ancak üzülerek söyleyebilirim, bu son derece önemli projenin destek görmemesi düşündürücü bana göre.

Kültür Bakanlığı sanatın edebiyatın kitabın ve bunlara hayat veren yazarların önemini unutmamalı, son zamanlarda buna yönelik çalışmalar yapılsada, nedense bunun topluma yansımadığını görmek mümkün. Ancak (TEDA) yinede bazı çalışmaların meyvelerini alıyor olsada buda yeterli değil. Bu çalışmalar özellikle 2005 yılında daha çok kendini göstermişti sonucu alınamadı istenildiği ölçüde.
Bu gün dünyada yayıncılık alanında yansıyan Raporlara göre destek alan ülkeler arasında Almanya, Bugaristan, İran, Mısır, Pakistan, Bosna, Yunanistan, Fransa, İtalya, Kosova, Rusya, Suriye, İsveç, Norveç gibi ülkeler geliyor. Bu gün islamın tüm yansımalarını gösteren İran, Mısır gibi ülkelerin bile yer aldığı sıralamada Türkiye neden yok? Bu gün bu ülkelerde yüzlerce kitap çevirisi yapılıyor, bu ülkelerde bir çok ulusal yazarlar destek alıyor devletten. Ama yaşadıkları onca sıkıntıların imkansızlıkların içinde,kendi çabalarıyla yaşamaya çalışanların belkide çok daha önemli eserlere imza koydukları açık olsada öne çıkan önemli isimlerin aldıkları desteği görmemeleri bir kayıp bana göre ve haksızlık adaletsizlik desek daha doğru olacak sanırım. Bu gün (TEDA) açıklamasına göre en çok destek alan yazarların başında Orhan Pamuk geliyor, ancak bir esere isminizi verebilirsiniz ama eserin çevirisinde de dünya okurlarıyla buluşmasında emeği olanlarıda unutmamak gerek,y ani çevirmenler asıl yazar onlar bana göre, bunun içinde dünya yayıncılık kurumuda (DYK) bu gün Türkiye’de çok sayıda çevirmene şans vermiş, ama bunun yanında Pakistan, Almanya, Bosna, Rusya, Bulgaristan bu ülkelerin başında geliyor düşündürücü değil mi? Diğer çok önemli yazarları dünya ile buluşturamayan Türkiye, nedense hala aldığı Nobel ödülünün bile tartışıldığı yazar Orhan Pamuk adına bu kadar cömert davranmasını kabul edemiyorum.

Türkiye kitap okumuyor gazete okumuyor İngiltere ve Fransa’da toplumun yüzde 21’i kitap okuyor. Japonya’da yüzde 14, Amerika’da yüzde 12 düzenli kitap okuyor, Türkiye’de on binde bir kişi kitap okuyor! Vatandaşların ihtiyaç listesinde kitap okuma 435’inci sırada yer alıyor. Necip Türk Milleti günde ortalama 8 saat mistik diziler ve içi boş anlamsız bacım edebiyatı yapan programlar, iç sızlatıcı senaryoların yansıtıldığı yayınları izliyor. Bir Japon ortalama bir yılda 25, İsviçreli 10, Fransız 7, bir Türk ise 10 yılda ancak bir kitap okuyor. 7 milyonluk Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100 bin basılıyor, 73 milyonluk Türkiye’de ise 2-3 bin adet kitap basılıyor. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu’nda kitap okuma sıralamasında Türkiye: Libya, Tanzanya, Kongo ve Ermenistan gibi ülkelerin arkasında 89. sırada yer alıyor. On yılda bir kitap okuyan bir toplumun kalkınması, dünya sanatıyla kültürüyle ve edebiyatıyla buluşması mümkün mü dersiniz? Şimdi keşke Köy Enstitüleri kapanmasaydı diye düşünüyorum, çünkü Köy Enstitüleri, böyle sayılardan kurtulmak için kurulmuş ocaklardı, Mustafa Kemal Atatürk’ün topluma gösterdiği ”çağdaş uygarlık düzeyine kavuşmak” adına yapılanmış önemli bilimsel kurumlardı. Böylesi bir tabloya baktığımızda,Türkiye’nin dünya kültürünü konuk ettiği bu yılda, şu ana kadar yapılanları görememekse başka bir tıkanmışlık bana göre. Bu çok önemli fırsatı çok iyi değerlendirmeliyiz, Türk kültürünü kitaplarını eserlerini yazarlarını sanatını dünya ile buluşturmak adına, bu fırsatı özellikle sorumlu kurumların iyi görmesi gerek, daha uzun bir zaman var önümüzde ve süreyi çok iyi kullanmalıyız.

Kültür Bakanlığı’na burada çok büyük bir görev düşüyor, tüm millet olarak duyarlı davranıp bu önemli fırsata hep birlikte aynı sorumluluk anlayışı içinde bakmalıyız. Okuyan araştıran gören çağdaş bir toplum olmak, Türkiye’ye dünya edebiyatıyla buluşmanın saygınlığını getirecektir.

Prof. Dr. Levent Seçer

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.