TARİH YIKICISI SIRRI

ABONE OL
18:21 - 01/10/2020 18:21
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

TARİH YIKICISI SIRRI
Sırrı Sakık, Ağrı Belediye Başkanlığına seçilir seçilmez ilginç açıklamalar yaptı. Beklerdik çiçeği burnunda başkan, bilmediği tarih konularında ahkâm keseceğine ve halka yalanlar üzerine kurulu nefret aşılayacağına, yöneteceği kentin sorunlarını dile getirsin.
“Kazım Karabekir’in adının yer aldığı mahalle, cadde ve bazı sokakların ismini değiştireceğini” söylemekte Sakık.
Kazım Karabekir, Türkiye’nin sömürgecilerce işgal edilmesi karşısında silaha sarılan bir yurtsever komutan ve kahramandır. Karabekir’in bu kahramanlığı, emperyalist merkezlerden rol bekleyen piyonların anlayamayacağı bir iştir.
Kazım Karabekir; Doğu Anadolu’da kolordu komutanlığı yaptı. Kurtuluş Savaşı sırasında ise Doğu Cephesi komutanıdır. Erzurum, Erzincan, Kars ve Ağrı’yı işgalden kurtaran şerefli bir askerdir. Ağrı’yı, Ararat yaptırmayan kahramandır. Bu durumda sormak gerek: Sen kimden yanasın Sırrı Sakık? Ağrılıları işgalcilerin zulmünden kurtaran Karabekir’den mi, yoksa Türkiye’nin en yüksek dağının adını Ararat yapmak isteyenlerden yana mısın? Bu sorunun yanıtını, Ağrı halkına ver Sakık. Onlara söyle bakalım, ne yapmak istediğini?
Bu arada unutmadan söyleyeyim. Doğum yerin olan Muş’u da Rus işgalinden kurtaran Atatürk’tür Sırrı Sakık. İstersen Muş’tan da Atatürk adını kaldır. Ama sana daha kolay bir yol öneriyorum. İşgal yıllarına ait yaşananlar, Muş’ta anlatılagelir. Zahmet et de işgalcilerin Muşlulara neler yaptıklarını biraz dinleyiver. Dinle de belki Atatürk gibi, Karabekir gibi kahramanların değerini biraz olsun anlarsın. Tabi işine gelirse…
Gelelim, Sakık’ın yıkmak istediği Hava Şehitleri Şehitliğine… “Bu kentte ilk gözüme batan bu utanç abidesidir. Sordum, dediler ki, ‘Evet, bu 1930’larda Kürtleri bombalayan pilotların abidesidir.’ Kimileri övünç abidesi olarak alabilir, biz utanç abidesi olarak görüyoruz. Buralarda çok acılar yaşanmış. 1930’larda burada insanlar katledilmiş. Katliamı gerçekleştirenlerin anıtları, uçakların pervaneleri bir abide olarak burada, Ağrı halkının her gün yüzleştiği ve her gün Ağrı halkının gözünün içine batan o pervaneleri, o utanç abidelerini bu kentten kaldıracağız.” diye sürdürmekte sözleri Sırrı Sakık. Bilgisizlik üzerine ekilen nefret tohumları görülmekte konuşmanın her sözcüğünde. Amaç, yanlış bilgiye dayalı olarak feodal kültürün egemen olduğu bir yerde intikam ateşini yakmak.
Ağrı Hava Şehitleri Şehitliği, bir utanç anıtı değil; gurur anıtıdır. O şehitlikte yatan havacılar, Kürtleri bombalamadı. O uçaklar da Ağrı’ya bomba atmadı.
Uçaklarımız İran veliahdının düğününe gider. Neden mi? Türk havacılık sanayi kurulmuştur o yıllarda. Kendi uçağımızı, kendimiz üretmekteyiz. Genç Türkiye, kalkınma rekorları kırmakta dünya çapında. Türk uçakları, düğüne giderek tüm İslam âleminin onur duyacağı bir kalkınma örneğini de İran yöneticilerine tanıtmakta.
İşte, düğünden dönen uçaklardan biri, kötü hava koşulları yüzünden Ağrı’da düşer. İki havacımız şehit olur 29 Nisan 1930’da. Pilot Ast. Fethi Türker ve Makinist Sıdık Uyar’dır iki şehidimizin adı. Şehitliğin bakımsızlığı yürek yakıcıdır. Şehitlikte tanıtıcı bir kitabenin olmaması büyük eksikliktir. Kitabe olsaydı en azından Ağrı halkının çoğunluğu bu şehitliği tanımış olurdu. Bu konuda Ağrı Valiliği, Kültür Bakanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı gerekeni yapmamıştır.
Sakık’ın Kazım Karabekir’i ve Hava Şehitlerini hedef alması bilinçlidir. Amaçları, o topraklardan Türk varlığını, bağımsızlık ruhunu silmektir. Böylesi bir düşünce ile Sevr’in uygulanmasının önü açılır. Vatan topraklarının parçalanması kolaylaşır.
Vatanı vatan yapan, ulusu bir arada tutan şehitliklerimiz ve Kazım Karabekir gibi yüksek ruhlu kahramanlarımızdır. Sakık, bu sözleriyle Türk vatanını hedef almıştır. Bilgisizliğinden ya da art niyetinden kaynaklı olarak tarih yıkıcılığına soyunmuştur, tıpkı RTE’nin heykel yıkıcılığı gibi.
Kazım Karabekir ve tüm Kurtuluş Savaşı kahramanları ile şehitlerimiz ulusun yüreğinin derinliklerindedir. Onları oradan silmek kimsenin haddi değildir. Buna kimsenin gücü de yetmez buna.
Türkiye’yi yalanla, uydurma söylencelerle yıkmayı düşünmekteler. Bölücülerin bu propagandası önlenmeli; halk, gerçeğin ışığıyla aydınlanmalı.
                                                                       
Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.