SANAT VE SANATÇININ ÖKSÜZ KALIŞI

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bir türlü içimizden atamadığımız bir korku var Ölüm. Ama yaşadığımız sürece asla bu korkudan kurtulmuş olarak kalmak mümkün olmayacak sanırım. Keşke yaşadığımızda ölüme giden yolda, çizgide kalıcı birşeyler yapabilsek, zaten bu dünyada tüm değerler yaşadıkları zamanda değil öldüktem sonra anılır önemsenir anlam kazanır. Bu her zaman böyle değilmidir? Ama tüm toplumlarda farklı yaşanan bu değer yargıları nedense, ama benim ülkemde hala bir anlamının olmadığını defalarca yazdım sanırım.

Kulakları duymayan bir Beethoven, marangozun oğlu olan Mozart, yine bir değerli besteci Ralph vaughan Williams, Luigi Boccherini Dünyaca ünlü Pianist George Enescu (1891-1955) yine pianoya hayat veren ölümsüz eserler yaratmış Avusturyalı Robert Schumann (1810-1856) asla unutulmayan değerler değil mi? Ama bu kıymetleri şimdi nasılda önemli sayıyoruz, keşke yaşadıklarında bu kıymetleri anlayabilseydik onlara değer verseydik. Benim ülkemde ne yazık ki sanata, edebiyata, musikiye yön vermiş ama adı bile anılmayan çok önemi kymetler yok mu dersiniz? Var elbette ama zaman zaman isimlerini anmakta onlara verdiğimiz kıymeti anlamsız kılıyor bana göre. Ama bir Avusturya hala Mozart için heyecan duyuyor, bir ülkede sanatçısına değer vermeyen sanata önem vermeyen düşüncenin içinde kalındığı sürece, hiçbir zaman kendimizi Batı ile bir arada yaşamanın hayalinde bırakmayalım.

Camille Saint Suilma (1835-1921) yılları arasında yaşamış bir müzik ve fikir adamıydı. İtalyan Tomasso Albinoni (1671-1750) yıllarında yaşamış hala unutulmayan bir felsefe ve sanat kompozisyon ustası. İtalyanlar ona ”klasik müziğin imzasını atan bir usta” diyor. Alman İgor Stravinsky (1857-1959) hasta insanlara klasik müziğin dinletildiğinde ”huzur verdiğini rahatlattığını” söyledi. Bir sanat adamı ve pedagoji uzmanıydı. Bohuslav Martinu (1890-1959) yaşamış bir besteciydi viola ustasıydı hala eserleri unutulmadı.
J.S.Bach (1685-1750) yaşamış unutulmaz eserler bırakmış. Mozart ile insan beyninin sağ tarafını kullanmaya gayret etmişler, zira insan beyninin sağ tarafının duygusallığa çalıştığını biliyorlardı bu iki değerli besteci. Zira Ludwig van Beethoven de(1770-1827) insan beyninin sağ tarafını kullanmaya başarmış.

Peki bunca değerli müzik adamının yaşadığı Batı’da hala değerler kaybolmadan kalıyorsa, bizde neden hala var olan sanat ve sanatçılara gerekli önem verilmiyor. ”Böyle sanatın içine ederim diyen bir sistem anlayışı” kalıcı olduğu sürece bu etkileşimden kurtulamayacak Türkiye. Sadece müzik değil edebiyat, sanatın her dalı ve özellikle ŞİİR bir ulusu Batı’nın sanatıyla baş başa bırakan değerlerdir.Hemen yazmak istedim;

Almanya Hamburg’da bir şair tanıdım. Adı: Özer Meral. Bu değerli usta şair 73 yaşında.Hala ayakta ve insanın birbiriyle kucaklaşmasının ve sevginin paylaşımının dostluğun önemini, daha da ileriye gidersek Türk toplumunun Batı insanıyla sanat adına buluşmasının elçiliğini yapıyor bu değerli usta Şair Özer Meral. Onu dinlerken ağlamamak duygulanmamak mümkün değil. Özer Meral tarihin bir sayfasında bundan sonra yer almalı, onun içindeki Atatürk ve ulus sevgisini tüm dünya görmeli görüyorda şimdi. O bir usta üstad ve şiirin bir divası bana göre. Başka bir anlamda şiirin Mozart’ı demek daha doğru olacak. İşte sanata heyecan veren onun tarihini milad olarak alan bir değer değil mi Özer Meral? Peki biz bu güne kadar onun için ne yaptık acaba? Bunu sormalıyız kendimize ama bu değerlerin kolay yetişmediğini kim bilecek ki. Ahmet Yesevi, Ahmet Haşim, Gazali Bey, Galip Bey,Hafız Mehmet Ada,Yunus Emre, Oktay Rıfat, Yavuz Bülent Bakiler, Yahya Kemal, Halil Nihat Atsız, Can Yücel, Atilla İlhan ve daha niceleri… Şiiri bu günlere kadar tarih olarak yazmışlar ama biz kıymetlerini onlar öldükten sonra anlamaya çalışıyoruz.

Özellikle hala anlayamadığım bir gerçeğin altını çizmek istiyorum. Avrupada çok değerli sanat adamlarımız var aslında. Almanya’da bunu görememek bana üzüntü veriyor. Tiyatroya şiire sanatın her dalına ilgi duyan bir kesim var; ama yinede burada sanat istediği ilgiyi bulamıyor, salonlar bomboş ve Türk toplum derneklerindeki edebiyat akşamlarını izlediğimde kimseleri bulamıyorsunuz sanatı edebiyatı şiiri anlatacak. Peki bunun sorumluları kimler acaba? İşte okumayan araştırmayan bir toplum yaratmanın sıkıntıları burada ve şimdi yaşanan tüm sıkıntıların içinde de bu aydınlanmamışlık gizli bana göre.

Galina Ustvolskaya (1919-2006) ”Sanatçıya verilen değer o toplumun dünyanın sanatsal değerleriyle çağdaşlığın içinde olmanın önemiyle bir bütündür” diyor; ama biz hala bu gerçeğin gerisinde bıraktık toplumumuzu hiçbir dönem sanata ve sanatçıya değer vermedik. Yukarda da adını ve ne denli bir değer olduğunu ifade etmeye çalıştığım Hamburglu kıymetli ozan Şair üstad Özer Meral gibi kıymetlerimizde hala ölümü bekliyor ve sonrasında belki anılır ve yaşanır olmak adına. Ama onları Özer Meral gibi değerlerimizi mutlu edeceksek yaşıyor sayacaksak, kendi içimizde artık sanatın sanatçının ve toplumumuzun Batı’da tüm çağdaş değerlerin içinde olması adına, sanata, sanatçıya duyarlı olmanın sorumluluk taşımanın önemini unutmamalıyız. Şimdi Almanya Hamburg’da geçmişin hatalarını unutturacak, sanatın bu terkedilmişliğini edebiyatın şiirin resim ve tiyatronun tüm güzellikte paylaşmanın önemini kendi toplumu adına değil tüm yaşayan toplumlar adına, sımsıcak şiir ve sanat tadında sergileneceği bir çalışmanın önemininde burada yazmadan geçemedim.

„Hamburg Sanatseverler Derneği”`nin ilk çalışmalarının başladığını duymak sevindirici bana göre.TürkToplumu`nu bu güne kadar tüm bu değerlerden uzakta tutanlar, şimdi bu önemli çalışmanın zaman içinde ne kadar gerekli olduğunu anlayacaklardır umarım.
Prof. Dr. Levent Seçer

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.