ÖĞRETMENLİK KOLAY MI?

ABONE OL
18:46 - 01/10/2020 18:46
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Öğretmenlik kolay mı kör karanlığın egemen olduğu topraklarda? Kolay mı bin yıllık köleliğe kalemden kılıç çekmek?

Bilgisizliğin ufka yayıldığı, Ortaçağ düşüncesinin karabasan gibi çöktüğü bir ülkede kolay mı aydınlığın ışığı olmak?

Kuralsızlığın, kural sayıldığı memlekette bilimin kurallarını anlatmak kolay mı sanıyorsunuz?

Sanatın neredeyse her türünün günah kabul edildiği bir yerde ressam, yontucu, yazar, ozan, tiyatrocu, müzisyen… olup sevap işlemek kolay mıdır?

Derin bir kör kuyunun dibinden bakarak dünyayı küçücük görenleri, yükseğe çıkararak ufka baktırmak olanaksızı başarmak değil midir?

En ölümcül sayrılıkları üfürükle otayan bir toplumu çağdaş tıbba inandırmanın bir tansık olduğunu hala anlamadınız mı?

Ahırında beslediği beş on tane inekten bir bakraç süt alamayan adamı, suni tohumlama yoluyla hayvan ırkının ıslahına ikna etmek kolay mıdır hiç?

Yaban meyveleri tek tek aşılayıp köyleri meyve toyuyla varsıllaştırmanın tadına varanınız var mı?

At arabaları ya da traktör kasalarını birleştirerek çarşaftan perdeyle köy meydanında sahne yapıp tiyatro oynamanın zevkini bileniniz var mı?

Yöre ağasının, iktidar partisi yöneticisinin, çanak yalayıcı küçük asalakların, din bezirgânlarının akıl almaz iftiralarına karşı koymanın zorluklarını bileniniz var mı? Tüm bu oyunlara, sahtekârlıklara karşı çalışma gücünü azaltmadan ışık saçan öğretmenlerimizi kaç kişi anımsar?

Sıtma, verem, suçiçeği, frengi, kolera salgınlarını önlemek için özverili sağlık ordusuyla omuz omuza veren öğretmenlerimizin yurt topraklarındaki izleri takip eden kaç kişi var günümüzde?

Gezici kitaplıkları en kuytu köylere getirtip yurttaşa ışık saçmayı heyecanlı bir uğraşa dönüştüren adsız kahramanların öykülerini hala dinleyenler var mıdır bu topraklarda?

Köy gençlerini imeceyle toplayıp yoksulun ekinini bir günde kaldırtan öğretmenlerimiz unutuldu mu dersiniz?

Sınır boylarında, kuş uçmaz kervan geçmez köylerde yedi numara gaz lambasının loş aydınlığında uygarlık nöbeti tutan öğretmenlerimiz bir masal kahramanı mıydı acaba?

Köy odalarında, güngörmüş ihtiyarlardan bilmece, türkü, deyim, atasözü, masal, öykü, ninni, söylenceler dinleyerek sarı yapraklı defterlere yazanların kimler olduğunu bileniniz var mı?

Mala, keser, testereyle kendi okulunu yapan öğretmenleri biz unutmadık, unutanınız var mı?

Okuma yazma taburlarında karatahta başındaki öğretmenleri bu memleket unutur mu hiç? Askerlik bittiğinde köyüne okuryazar olarak dönen Mehmet’in sevincini göreniniz var mı?

Bayat ve küflenmiş ekmeği kazıyıp yiyerek yaşama sıkı sıkıya sarılan birisini işittiniz mi?

Yumurtayı; sabah suda, öğleyin yağda, akşam peynirle pişirerek bir gün içinde yiyeniniz var mı?

Tarlalardan okul çağına gelmiş çocukları toplayarak sınıf oluşturan öğrenmeler ne oldu sizce?

İlkokulu bitirir bitirmez evlendirilen kız ve erkek öğrencileri için ağlayan öğretmenlerin gözyaşlarının suladığı topraklarda açan kır çiçeklerini koklayanınız var mı?

Bir damla ışık saçmak için bilmediği köylerin yolunu tutup oralarda terörist kurşunuyla can veren aydınlık emekçilerinin mezar taşlarını göreniniz var mı?

Her sabah ant içerek insanlık erdemlerini bir kuş cıvıltısıyla coşkuyla söyleyen yarının büyüklerinin sesini kısan diktatör bozuntusunu kınamayanınız var mı?

Türk eğitimine çağlar aştıran başöğretmen Atatürk, Mustafa Necati, Doktor Reşit Galip, Hasan Ali Yücel ve binlerce adsız kahramanı linç edenlere karşı söyleyecek sözünüz, sözümüz var mı? Ortaçağ karanlığına teslim olmamak için bir düşünceniz var mı?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.