NEREYE GÖTÜRÜYORSUN ÜLKEYİ

ABONE OL
18:13 - 01/10/2020 18:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

NEREYE GÖTÜRÜYORSUN ÜLKEYİ


„13 yıllık iktidarın baş sorumlusu sen değil misin? Heeey! Beştepe’nin kaçAk Saray mukimi! Sana sesleniyorum. Sende “vicdan” denen o şeyden, kırıntısı da olsa, biraz var mı? Yoksa soruyu şöyle mi sormalıydım? “Sende Allah korkusu yok mu? Vicdansız mısın sen?”
O dediklerimden, kırıntıları da olsa, birazcık varsa sende ne diyorsun bu olup bitene? Nasıl açıklıyorsun bunca akan kanı?
Bütün bu olanlar, bir bir düşen bunca kınalı kuzu, ocaklara düşen bu ateş ya da ocaklara düşürdüğün bu ateş;  sana ve gönlünde yattığını söylediğin o malum partiye yurdum insanının vermediği 400, yazıyla dörtyüz milletvekili yüzünden mi?
Tüm yaşamın boyunca bir kez olsun dik dur! Dik dur, eğilme ve eğer sende Allah korkusundan ve vicdandan eser varsa, doğruyu söyle halka!
Nerede sende o yürek?
Sende o yürek olsa yandaş bir televizyonda katıldığın canlı yayında verilince sana haber, yayını durdurur, olanı biteni açıkça söyler, cumhurun başkanına yakışanı yapardın.
Yok, sende o yürek…
Sende Allah korkusu da yok…
Vicdansa sana çooook yabancı bir sözcük…
Sen ki; şehidin tabutuna elini koyarak elinde mikrofon şehitliğe övgüler düzen adamsın. Ne gezer sende şehide ve şehidin anasına saygı?
Sen canlı yayında ahkâm keserken vezir-i azâmın da, kucağında bir şehit yavrusu, bütün olan biteni bile bile, maç seyrini sürdürüyordu yüzünden eksiltmediği o sırıtmayla.
Ne denir bu durumda? “Al birini, vur ötekine!” mi?
Ne menem bir hayalmiş bu sendeki başkanlık hayali? Uğrunda bunca ocaklar sönerken sen vira “400 milletvekili verilseydi bunlar olmazdı.” diyorsun, diyebiliyorsun. Pes vallahi! Pes!
Bir de, ikide bir, “Bizi kandırdılar bunlar.” demiyor musun? İşte o zaman senin zekâ düzeyinden de kuşku duyuyorum. Vira kandırıyorlar bunlar sizi. Kâh paralel yapı, kâh PKK…
Sen bu denli andavallı mısın?
Bu kadar anadavallı birinden cumhura başkan olur mu?
Kotaramayacağın işin başına ne demeye geçiyorsun? Aslında bunu başka türlü söylüyorlar da, neyse…
Senin yaptığın işin adı nedir biliyor musun?
BÖLDÜRME – PARÇALATMA…
Bölmüyorsun, parçalamıyorsun. Sana böldürüyorlar, parçalatıyorlar. Kullanıyorlar seni. O nedenle de sifona basarak b.k çukuruna göndermiyorlar seni.
Sen ve avenen böleceksiniz, parçalayacaksınız, onlar yönetecekler. Hesap bu. Senin eşbaşkanlık hikâyen de bundan ibaret…
İnsanları bölmeyi ve parçalamayı sürdürürsen olacakları ne aklın alır ne de hafsalan…
Senin yaptığına „vatana ihanet“ diyorlar siyaset literatüründe.
Sana ve senin gibilere „işbirlikçi“ deniyor oralarda.
„Kendi şahsî menfaatlerini müstevlîlerin siyasî emelleriyle tevhîd eden“ demek işbirlikçi.
Bu tanımı sözcüğün „cuk“ oturuyor sana ve avenene.
Senden başkan maşkan olmaz tosunum!
Varsın yalakan bir milletvekili „Seni başkan yaptıracağız, seni başkan yaptıracağız, seni başkan yaptıracağız…“ diye böğüre dursun!
Sen gene de beni dinle! Senden bir cacık olmaz…
Vakit varken topla tasını tarağını!
Yolun sonu göründü. Kaçacak bir delik aramanın zamanı geldi de geçiyor.
Benden söylemesi…

Hasan Arslan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.