MİLLİ OLMANIN SORUMLULUĞU

ABONE OL
19:01 - 01/10/2020 19:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bir ülkede milli sorumluluğu taşıyabilmek zordur, bu her konudaki sorumluluk alanlar adına kolay değildir. Sanatın, edebiyatın, sinemanın, şiirin, politikanın ve dolayısıyla da Sporun. Uluslararası alandaki getireceği saygınlığında daha duyarlı olabilmeyi başarmak, kolay olmasa gerek. Özellikle spor bu anlamda çok önem taşıyor. Sporun her dalının ülkeler arası yarışmalarda alınacak başarılarda, getirdiği tanıtım konusunda önemini unutmamalıyız.
Burada özellikle değinmek istediğim konu, ülkemizde yapılan dünya basketbol şampiyonası. Türkiye ikinci oldu, burada alınan ikincilik derecesini elbette her Türk vatandaşı gibi alkışlarım, keşke aynı başarı devam etseydi de dünya şampiyonu olsaydık ve dünyanın en büyük basketbol devi ABD’yi burada yenebilseydik. Yenebilirmiydik bu tartışılır, bana göre bu kolay değildi, yenemezdik başaramazdık, çünkü ABD’nin büyük adının ötesinde biz zaten alacağımızı almıştık, başarıya değil, biz paraya mülke gelecek hediyelere göre, bunun hayaliyle oynadık diğer maçları. Zayıf takımları çok kolay yendik alkışlandık, asıl zor maçta kıl payı saniyeler sonrası gelen iki sayılık skorla kahraman olduk, bu maçı kazanmalıydık, peki neden? Çünkü para gelecekti, Başbakan söz verdi ”bu maçı alın çeki siz yazın” dedi, Başbakan kimin parasını kime nasıl taahhüt etti bilinmez.

30 milyondan fazla insanın açlık ve yoksulluk sınırda yaşadığı bir ülkede, siz böyle bir parayı nasıl verirsiniz Sayın Başbakan? Burada devletin verdiği parayı yazmak istemiyorum. Daha iki maç kazandıktan sonra bir oyuncunun kalkıp ”Bu takım maddi desteği hak ediyor”diye konuşması doğrumudur? Bu kadar yoğun bir tepkiye rağmen, hala bir açıklama yapamadılar yapamazlarda. Bu millet neleri zamanla unuttu, bu da diğerleri gibi unutulur gider.

Başarının her dalda taltif edilmesine karşı değilim, ayrıca sporcunun elbette çalışmalarını sürdürebilmesi adına bu desteğe ihtiyacı var, bu Batı ülkelerinde de böyledir. Ama bu kadar büyük bir paranın, sınırsızca basketbol milli takımı oyuncularına dağıtılmasını doğru bulmadım. ABD’yi yenip dünya şampiyonu olsalardı bile, ben yetkili olsaydım yine bu kadar büyük bir parayı ödül olarak vermezdim. Geçmişte Futbolda dünya üçüncüsü olan milli takım oyuncuları, kendilerine verilen jipleri beğenmeyip almadılar, şimdi kolunu kaldırıp yorulmadan yılda 800 milyar TRT’den para alan o dönemim oyuncularından Hakan Şükür efendi, isyanın başını çekmedi mi? Bir ülkenin uluslararası tanıtımında bulunmak milli bir görevdir, ne yazık ki basketbol milli takımı, bu milli görev sorumluluğunun ötesinde, para için oynadılar. Birileri de kendi çıkarlarını düşünerek, verdikleri taahhüdün çok ötesinde gelecek yatırımlarını düşünerek öne çıktılar.
Çekler tapular anahtarlar verdiler, o anda çekleri ve anahtarları almak için. Heyecandan ayakta duramayan takım kaptanına baktığımda, Türk sporu adına içim sızladı, hepsinin zaten çok parası var, kazanıyorlar alın terinin karşılığını alıyorlar. Ama bu kez bu kadar heyecan duymak, bu kadar büyük bir paraya ve lüks dairelere kavuşmak kolay olmasa gerek, bir daha bu fırsat gelmeyebilir HAKLILARDA.

Burada siyasetin nasılda spora kadar girdiğini hakim olduğunu da görmekte, beni ayrıca çok üzdü. Bizim siyaset adamlarımız çok kurnaz, nerede nasıl halkla birada olmayı çok iyi biliyorlar, özellikle dünya basketbol oyunlarının yapıldığı sırada, yapılan referandum seçimlerininde siyasette kullanılmasını iyi becerdiler. Ama ellerine milletin parasını sınırsızca teslim ettikleri basketbol milli takımı, ne yazık ki MİLLİ olmanın sorumluluğunu gösteremedi. Hak etmedikleri bir büyük para ödülünü almanın vicdanlarındaki sızısını, kendilerine milletin parasını sorumsuzca teslim edenlerle birlikte acaba duydular mı?
Bu günkü yazımda, farklı bir konuya değinmenin huzur içindeyim. Öyle sanıyorum ki birçok duyarlı insanda benim gibi düşünüyor, bunu çok iyi biliyorum.
Ben başarıyı her zaman alkışlarım, ama siz bu gün burada. Bu kadar büyük bir parayı, kendi siyasal çıkarlarınıza alet ederek gösteriler düzenleyerek verirseniz, yarın doğacak sıkıntıların altından kalkamazsınız.

Prof. Dr. Levent Seçer

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.