Merhaba Eylül…

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Ama ne Eylül..? Hessen Eyalet seçimlerinden sonra ortaya çıkan tabloda, en olabilir ve sürdürülebilir iktidarı Sol Parti ile koalisyon yapmakta gören SPD Hessen Eyalet Başkanı, genç politikacı bayan Ypsilanti, kendi partisi içersinde öylesine bir depreme neden oldu ki, altlarda meydana gelen bu depremin yarattığıTsunaminin dalgaları partinin en üst katlarını sarstı, allak bullak etti…

Bilindiği gibi Hessen seçimlerinden önce SPD, Sol Parti ile bir koalisyonu düşünmediğini açıklamıştı seçmenine… Her ne kadar ; Alman seçim sistemi ve oyların partilere dağılıma bakıldığında, özellikle CDU ve SPD gibi blok partilerinin, seçimlerden önce böylesine bağlayıcı pozisyonlar almaları doğru değilse bile, Sol Parti’nin beklenmedik yükselişine engel olabilmek ve SPD ile Sol Parti arasında duran seçmeni kendisine çekebilmek için söylenen bu söz, sunuçta sadece Hessen eyaleti ile sınırlı kalmadı…
Başlangıçta SPD’nin Hessen Eyalet Teşkilatında da bazı çatlak sesler çıkmiş ve böyle bir koalisyon engellenmişti ama bu arada, başka bir hükümet kurulamadığından dolayı, ya CDU’lu Koch’un iktidarının devamına tahammül edilecekti veya en kısa zamanda yeniden seçime gidilecekti…
Sonuçta bu ateş topu döndü, dolaştı SPD Genel Başkanı Kurt Beck’in kucağına düştü…”Seçmene söz verdik, asla Sola Parti ile koalisyon olmaz”” Berlin’de oldu da dünyanın sonu mu geldi, SPD’nin tabanı mı çatladı..?” deyiverdi… Kimileri bu çatışmayı, Sol Parti’nin sistem içersinde bir parti olmasından ve Federal Parlemento’nun yanı sıra birçok Eyalet Parlemento’sunda da temsil edilmesinden dolayı,  demokrasiye aykırı bulurken, kimileri de SPD’nin Federal Parlamento’da CDU ile koalisyonda olmasından ötürü, sola değil, sağa açılması gerektiğini savundu…
Derken, beklenmedik bir gelişme oldu ve bir süre önce eşinin hastalığını öne sürerek görevinden istifa eden, Başbakan Yardımcısı Müntefering, bir ”Gece Yarısı” operasyonu ile SPD Genel Başkanı adayı olarak aktif politikaya geri dönüverdi…Aynı gece, Dışişleri Bakanı Steinmeier’de SPD’nin Başbakan adayı olarak ilan edildi…Bunun üzerine Kurt Beck’de SPD Genel Başkanlığından istifa ettiğini açıkladı…
Kısacası; bir gecede SPD içersinde öylesine gelişmeler yaşandı ki, tabandaki birçok SPD seçmeni neyin ne olduğunu anlayamadı bile…
Federal seçimlere 13 ay kala SPD içersinde yaşanan bu olayların ve yönetim değişikliklerinin Eyalet seçimlerinde ve Genel seçimde sandığa nasıl yansıyacağı bilinmez ama görünen o ki, SPD içersinde statükocular, kendi deneyimlerini öne sürerek, gençlerin fazla öne çıkarak aktif rol oynamalarını şimdilik önlemiş durumdalar ve CDU ile koalisyon döneminde vazgeçilen ”Agenda 2010” a yavaş, yavaş geri dönüş başlıyor ama aynı zamanda, 13 ay önceden koalisyon ortaklarına karşı kılıçları da çekmiş oluyorlar…
Ayrıca; yeni kadro henüz Hessen konusunda tavrını net bir biçimde ortaya koymuş da değil…Tabii kolay da değil…Çünkü, kendisini birçok Eyalet seçimi ve sonucunda da bir Federal seçim bekleyen SPD, ana poltik çizgisini, seçmenin iyi anlayabileceği bir biçimde, yani çok net olarak ortaya koymak durumunda… Aksi takdirde seçmenin kafası takılacak tek bir soru olacak…” Biz bu haltı niye ettik, bu değişiklik kime yaradı..?”
Ne Eylül ama değil mi..? Bu ay CDU Berlin Eyaleti içersinde de benzer olaylar yaşandı ama buna ve Eylül ayı içersinde yaşanan diğer gelişmelere en kısa zamanda değinmek umudu ile…
Kalın sağlıcakla efendim…
M.Deniz Olcayto

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.