MEN DAKKA DUKKA

ABONE OL
18:15 - 01/10/2020 18:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

MEN DAKKA DUKKA

Süleyman Şah; Osmanoğulları’ndan, Osmanlı İmparatorluğunu kuran Osman Gazi’nin dedesi Ertuğrul Gazi’nin babasıdır. Adıyla anılan türbesi, Türkçesi anıtmezarı Suriye’de, Halep’e bağlı Karakozak Köyü’ndedir. Anıtmezarın bulunduğu topraklar Suriye ve Türkiye arasındaki anlaşmalarla Türkiye toprağıdır.
Salt Süleyman Şah’ın değil, iki askerin mezarları da buradadır.
Şah; Kayı Boyundandır. Kendilerine yeni bir yurt ararlarken Halep yakınlarındaki Caber Kalesi’ne kadar gelirler. Fırat boyuna yerleşirler. Burada da koşullar elverişsizdir. Yeni yerler aramak üzere yeniden düşerler yollara, rivayete göre sene 1227 de. Ancak; kör olası Fırat yol vermez Şah’a. Askerleriyle birlikte yutar Şah’ı.
Şah ve iki asker Caber Kalesi eteklerinde verilirler toprağa. Osmanlı bunlara bir anıtmezar yapar ve anıtmezara Türk Türbesi adı verilir.
Osmanlı da tarih olunca anıtmezarın bulunduğu toprak Fransızlara kalır.
Fransızlar;  20 Ekim 1921 tarihinde Türkiye ile Ankara Antlaşması’nı imzalarlar. Anlaşmanın  9. maddesi ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın 3. maddesi gereğince Caber Kalesi ve anıtmezar külliyesiyle Türkiye Cumhuriyeti toprağı olarak kabul edilmiş ve Türkiye’ye burada koruma bulundurma ve bayrağını çekme hakkı tanınmıştır.
Sonra bu toprak Suriye’nin yaptırdığı bir barajın suları altında kalacağından anıtmezar oradan alınarak bugün bulunduğu yere getirilmiştir. Bu; Başer Esad’ın babası Hafız Esad’la yapılan bir anlaşmanın sonucudur.
Gün olur, devran döner. Kardeş Esad, Canavar Esed’e dönüşür birden Badem’in gözünde.
Suriye’de toz dumana karışır.
Başında PYD’nin kılıcı sallanırken bir de IŞİD canavarı dikilir Esad’ın karşısına. Tarihin en insanlık düşmanı, baş kesen, insanları canlı canlı yakan, genç kadınları esir pazarlarında satan, kuduz IŞİD teröristleri kuşatırlar anıt mezarı içindeki 40 askerimizle.
Durum son derece kötüdür. O gün, bu gün, her nedense askerimizi bu kuduzların ellerinden alma cesaretini gösteremeyen Bademler; şu ünlü “eğit/donat” anlaşmasından sonra, bir astsubayımızı kaybetmemiş olsaydık, tereyağından kıl çeker gibi diyebileceğimiz bir operasyonla Şah’ı da, iki askeri de, bizim 40 askerimizi de alıp geldiler.
IŞİD nerede mi? Ara ki bulasın! Fili yuttu bir yılan…
Biz de bunu yedik…
Alıp geldiler de, bizim buralara değil! Kimseye sormadan, kimsenin onayını almadan gene yadellere…
Söylenenlere göre sınırımıza ikiyüz metre (200 metre) uzaklıktaki Suriye topraklarına.
Bu kez toprak bizim değil, onların.
Du bakali, n’olicek?
Görelim mevlam neyler?
“Neylerse güzel eyler.” mi?
Hadi canım sen de…
Olmadı mı? Eh artık! Olsa da ……! Olmasa da!

Hasan Arslan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.