KASIMPAŞALI AĞABEYİN VEFASIZLIĞI

ABONE OL
18:56 - 01/10/2020 18:56
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bingöl- Diyarbakır Karayolu’nun Abalı Jandarma Karakolu’na 1 kilometre mesafede bulunan Bıhlin Deresi mevkiinde kalabalık PKK’lı grubu, silah tehdidiyle yoldan geçen yaklaşık 25 aracı durdurdu. Araç içerisinde bulunan yolcuları toplayan PKK’lılar, demokratik özerklik konusunda propaganda yaptı. Yaklaşık 25 dakika süren propagandadan sonra yolcuların kimliklerini toplayan PKK’lılar, dağlık alana kaçtı.

Sanki yukarıdaki olay Türkiye sınırları içersinde olmamış gibi duyarsız kalan hükümet, şimdi tüm dikkatine Suriye’ye verdi. Şam’a giden ve Suriye yönetimiyle 6,5 saatlik bir görüşme yapan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ”Türkiye’nin mesajlarını ilettik” dedi. Biz de inandık (!) Sanki Sayın Davutoğlu görüşmeden önce ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile telefon görüşmesi hiç yapmadı, talimatlar almadı. Sanki bu telefon görüşmesinin hemen ardından ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye Masası Şefi Fred Hof ve ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone Dışişleri’ne gelerek bizimkilerle detayları hiç görüşmedi.

Şam Büyükelçimiz Ömer Önhon’u, ”yaramazlık yapanların isimlerini tahtaya yaz” direktifi verilen ilkokuldaki sınıf başkanı gibi Hama’ya bıraktık. Allah korusun, niye kendi insanımızı tehlikeye atıyoruz? Birinci Dünya Savaşı’nın Avusturya-Macaristan Veliaht’ı Arşidük Franz Ferdinand’ın Saraybosna’da Sırp suikastçı Gavrilo Princip tarafından öldürülmesiyle başladığını unutmayalım.

Bingöl-Diyarbakır karayolunda huzur sağlanamazken, Türkiye’nin sözde girişimleri sayesinde Suriye’nin Hama kentinde tanklar geri çekildi ve geçici de olsa huzur sağlandı. Bravo Suriye’nin gelecekteki başbakanı Erdoğan’a… Daha bir kaç ay önce ”kardeşim” dediği Beşar Esad’a Amerika’nın istekleri doğrultusunda sırt çevirdi. Bu tavır ”Kasımpaşalı” raconlarına ters düştü… Oysaki sınırlarımızda son günlerde tam bir dostluk havası yaşanmaya başlamıştı. Tabii, bu başta İsrail olmak üzere birçok ülkeyi rahatsız etti. Bugün Obama ”Esad’sız Suriye daha iyi olacak” diyebiliyor, bu hakkı nereden buluyor? Biz ”Obamasız ABD ekonomik olarak daha başarılı olacak” diyebiliyor muyuz? Müdahale edebiliyor muyuz?

Son günlerdeki ”Arap baharı” rüzgârının sözde devrimlerine dikkatle analize etmeliyiz. Getirilmeye çalışılan sözüm ona demokrasi bu ülkelerden neler götürüyor hesabı yapılmalıdır. Amerika-Rusya-AB ve Çin’in Dünya dengelerini değiştirme savaşı devrim kisvesi altında pazarlanıyor. Bu savaş eski soğuk savaşı aratacak duruma geliyor…

Tunus’taki devrimi sonrası görüştüğüm Tunuslu arkadaşların anlattıkları özgürlükler adına hiç de iç acıcı değil. Suriye’deki göstericilerin kimliklerini, kimlerden emir ve parasal destek aldıklarını iyi analize etmek gerektiğine inanıyorum. Geçenlerde konuştuğum ve şimdiye dek bizi hep ”Osmanlı” olarak görüp sempati ve saygı duyan Suriyeliler de oldukça kırgın. ”Sizin için PKK ne ise, o isyancılar bizim için aynıdır” diyorlar…

Irak’ta işgal güçlerine karşı bağımsızlık mücadelesinde can veren Müslümanlar bizi etkilemezken, Suriye’nin iç sorununu kendi sorunumuz haline getirmemenin ne kadar yanlış olduğunu tarih gösterecektir. Suriye konusunda yine maşa görevi üstlenmek yerine, büyük devlet ağırbaşlılığı ile tarihimize yakışır bir görev üstelenmemiz gerekmektedir.

Ahmet İNCEL

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.