İNSAN ÖMRÜNÜN TÜKENDİĞİ ÜLKE

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Edebiyat Sanat ve Kültürel festivallere katılmak için gittiğim bir çok ülkede, insana saygının sevginin hürmetin değerin var olduğunu gördüm yaşadım tanık oldum.Finlandiya (Helsinki’de) bir yaşlılar yurdunu ziyaret ettim, orada emekli olanaların sahipsiz ama yalnızların yaşamlarını izledim, birde kendi ülkemle kıyasladım,hala zorlukla yaşamaya çalışanları düşündüm, aldığı emekli parasının yetmediğini haykırmaya çalışan, ama kimsenin bu sese kulak vermediğini emeklisine saygısı olmayan bir siyasal iktidarın duyarsızlığına baktığımda, benim ülkemde insan hayatının ömrünün bu kadar anlamsızlaştırılmış olmasına inanamadım.

Hala çığ gibi büyüyen işsizliğin, emekli olmasına rağmen ek bir işle uğraşmaya çalışan bir öğretmeni düşündüm. 30 milyondan fazla insanın açlık ve yoksulluk sınırında olduğunu düşündüm. Yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş, zor şartlarda çalışmış ama ömrünü harcadığı değerde emeğinin karşılığını alamayan verilmeyen, sesinin bile dinlenmediği zavallı emekliye baktığımda, onların tek istediği insanca bir yaşam hakkı değil mi? Fazlasını istemiyor emekli, sadece insan olduğunu unutmamaya çalışıyor dinleyen kim. Türkiye’de emeklilerin bu kadar mağdur edilmeleri yada önemsenmemeleri neden? Elbette hükümet kendi vatandaşını yok sayamaz, ama söz verilen iyileştirmelerin artışında yaşamsal ölçülerde olması gerekmez mi? Küçücük bir ülkenin Finlandiya’nın emeklileriyle elbette 73 milyonluk bir Türkiye’yi kıyaslayamazsınız, ama şimdi değişimden söz eden bir ülkenin iktidarına yakışanda, emeklisine Bağkur, SSK, hepsinede yaşam haklarını insanca kılabilmek adına bir düzenlemenin zammın verilmesinin öneminden söz etmek suç olmaz sanırım. Demokrasilerde konuşmak eleştirmek suç sayılmamalı, bunun önemini bilmek sanırım özde bir Demokrasi anlayışına kavuşmaktır. Batı’nın izlediği bir Türkiye ve aylardır insanca yaşam haklarını elde edebilmek için sokaklarda yatan Tekel işcilerinin dramı, ama hala benim vatandaşım dediği insanına bu kış gününde yaşam hakkı vermeyen bu sesi duymayan bir Hükümet…
İnsan ömrünün tükendiği başka bir ülke var mı acaba? Avrupa`da yaşayan Türkler`in de bu yaşananlardan farklı bir şansı var mı dersiniz? Yıllardır kendi kaderine terkedilmiş bir Türk toplumu ve hala geleceğinin nereye kadar gideceğini bilmeyen, yaşamsal haklarında yapayalınız bırakılmış bir toplum olmanın endişesi. Bakıyorumda hala kendilerine Türk toplumunu temsil hakkı tanıyan kurumlar bile, sadece imtiyazlılıklarını korumak adına bir başka kalıcı çalışmanın içinde değiller, yüzlerce falanca dernek kurum var. Merak ediyorum bunlar bu güne kadar Türk toplumu adına ne yaptılar dersiniz? ADD’ ler bile işlevini kaybetmiş bana göre. Sadece adının yansıtıldığı bir görüntüden çıkarılmalı ve ehli becerikli bilgili yapısallığı bilenlerin etkinsel çalışmalar içinde olmalarının zamanının geldiğini sanıyorum. Atatürk’e yakışır, onun düşüncelerinin paylaşıldığı anlamda bir bütünselliğin verilmesinin önemli olduğunu sanıyorum. İnsan ömrünün değerinin olmadığı bir ülkede, siz hiç olmazsa bu önemli yansımayı toplumunuzla paylaşın, ömrün değerinin olmadığı yerde, aydınlanmanın çağdaşlaşmanın önemini yansıtalım.

Batı Demokrasilerinde insana verilen bir değer var. Insana verilen yaşamsal hakların öneminin yansıtılmasının bir anlamı var. İnsan ömrü tükenip giderken geride bıraktığı değerleri anlamı var. Ama bunun yansımasını nedense Türk halkı nerde olursa olsun görmüyor. Özellikle Almanya’da iki ayrı birbirine düşman toplum olarak yaşayan, sevginin paylaşımın unutulduğu bir dünyayı yaşamaya sürüklenmiş bir Türk toplumu var. Bu sevgisizlikte insan ömrünü alıp götürüyor, yaşlanan bir toplum olmak ne kadar zor olsada, buna sebep olanlarında bu vebalin altından kalkamayacaklarınıda ifade etmek isterim. Hükümetler bile her dönemde kendi insanının ömrünü tüketmiyorlar mı? Şimdi bunu AKP yapmıyormu dersiniz. Kendi toplumuna içerde ve dışarda duyarlı sorumluluk anlayışında olmamak, işte ömrün tüketilmesi demek değilmidir. Hangi ülkede var, kendi vatandaşıyla inatlaşan ve duygularını kendi düşünselliğ anlamda kullanarak bir çarkın içinde tıkayan sistem anlayışı?
İşte ömrün tükendiği, ve içinde sevginin, heyecanın, paylaşımın, değişimin, aydınlığın, olmadığı bir dünyada yaşamanın başlangıçı, yani tükenişin yaşanacağı bir dünya.

Prof. Dr. Levent Seçer

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.