GURBETÇİ KUMRU
Çocukluğumda rahmetli anneciğimin anlattığı bir efsane vardı. Anneleri pazara giden biri kız biri oğlan iki kardeş yalnız kaldıkları evlerinde oynarken yağ küpünü kırmışlar. Her taraf yağ olunca çocuklar korkup Allah’a yalvarıp “Allah’ım ne olur annemiz eve gelmeden bizi kuş yap ta dayaktan kurtulalım” demişler ve efsane buya Allah ta bunları kuş yapmış.
Boyunları siyah fularlı iki kardeş kumru olmuşlar ve evin önündeki ağacın dalına konup anneleri eve gelişini izlemişler. Anneleri geldiğinde başlamışlar ötmeye “yağ döktüm, bal döktüm, annem evde yok ben döktüm”… Evlatlarının korkudan kuş olup uçmalarını izleyen anne ise tabii kahır olmuş…
Ne zaman bir yerlerde kumru ötüşü duysam çocukluğumun bu hazin öyküsü, rahmetli annem ve öyküden aynı benim gibi etkilenen canım ablam gelir… Ha bir de Aydın’daki eski evimizde kumru ötüşleriyle sabah uyanışlarım ve öğle uykularım aklıma gelir.
Almanya’da kumruya “Türk güvercini” derler. Bu ismi almalarının da bir efsanesi var. Efsane bu ya; Avrupa’ya kumruların gelişini akıncıların gelişine bağlar. Onların zamanında yanlarında getirdiği sanılan kumruların ilk çıkış yerleri ise bugünkü Çin topraklarında bulunan Türk yurtlarıymış. Bugün ise Balkanlar, Avusturya, Macaristan gibi sadece Osmanlı’nın ayak bastığı topraklarda yaşarlarmış. Almanya’nın da sadece Güney bölgelerinde olurlarmış ve bunların da Viyana kuşatmaları sonrası esir alınan Türkleri takip ettikleri söylenir.
Son günlerde her sabah metroya giderken yolda bir evin bahçesinde hep kumru sesi duymaya başlayınca hem sevindim, hem hüzünlendim ve hem de kendi kendime “Allah’ım benim evimin bahçesinde sabahları her türlü kuş sesi var da niye kumrular yok?” dedim.
İki üç gün önce sabah gün ağarırken kumru sesiyle uyanınca Dünyalar benim oldu. Allah’ıma şükür ettim, bu bana ezan sesi gibi geldi. Bana, Aydın’daki sabah uyanmalarımı, öğle uykularımı hatırlattı…
Fakat bahçemdeki kumrunun ötüşü birazcık bildiğim kumru sesinden farklıydı, yanı aksanlıydı…
Ne diyeyim, o kumru da bizim gibi yavaş yavaş ana dilini unutmaya başlamış, buradaki diğer kuşlara ayak uydurmuş…
Olsun varsın, ne yapalım o kumru da bizim gibi gurbetçi kumruydu…
Ahmet İncel