GEÇMİŞTE BIRAKMAK

ABONE OL
18:12 - 01/10/2020 18:12
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

GEÇMİŞTE BIRAKMAK


Gerek gazetemizde, gerekse sosyal medyada en fazla yorum ve paylaşım ölüm haberlerinde oluyor. Yaş ne olursa olsun katlanmak kabullenmek oldukça zor oluyor. Sevilen bir yakınından ayrılmak ebediyen olunca çekilmez, dayanılmaz hale geliyor.

Başın sağ olsun, toprağı bol, mekânı cennet olsun teselli sözlerini takiben üzülme deniyor. Hâlbuki üzülme, yas tutma gayet normal karşılanması ruh sağlığına pozitif etki yapıyor.

Yas duygusu baskı altına alınmazsa depresyon gibi ruh hastalıklarına kapılmadan kaybedilen, sevilen yakınına gönülde bir yer ayrılıp, anılarıyla yaşatılabiliyor.

Yuvaya, okula yeni başlayan çocukların anne veya babasından ayrılması yavaş yavaş alıştırılıyor. Hiç ayrılık deneyimi olmayan, çok ağlayan çocukların ailelerine ilk günlerde derse birlikte girmesi ve gün geçtikçe zamanı yavaş yavaş kısaltarak dersten çıkmasına izin verilir. Panik yaşamaması için mutlaka çocuğu vaktinde almaları söylenir.

Defalarca tekrarlayarak, yolda bir engel çıkar anne gecikirse öğretmeninin, eğitmeninin yanında beklemesi söylenmelidir.

Ölen bir insana gönülde bir anı bırakarak, ebedi olsa da ayrılmayı kabul etmekle duygu dünyasını hürriyete kavuşturmak elzemdir. Zira yaşam devam ediyor, üzüntü aşırı olunca hasta olursa çevresinde, ailede sevdiklerine karşı haksızlık etmiş olur. Yakın dost, akraba ve arkadaşları yas döneminde sabırlı olup, acılı yüreğe zaman tanıması gerekir.

Sigmund Freud tam 100 yıl önce Yas ve Melankoli kitabını yazmıştır. Onun sayesinde insan yas tutmanın bir hastalık olmadığını, tabu yapılmadan çekilen acı hakkında konuşmayı öğrendi.

Freud, bilinçli olarak ölen insandan ayrılıp, anıları geçmişte bırakmayı öğrenmeyen insan olumlu enerjisini geride kalanlara gösterip sevemez, diyor.

Almanya’ya gelirken çocuklarını Türkiye’de bırakan ilk nesil ve ikinci nesil çocukları tramvayı çok geç yaşadı. Avrupa’daki yaş ortalamasına göre ilk nesil çok erken yaşlarda ölüyorlar. Göçün getirdiği sorunlar bu nesli çok erken yordu. Bu nedenle torunlarıyla yaşayıp mutlu bir yaşlılık dönemi maalesef çoğu geçiremedi. İkinci nesil tramvayı yazarak, söyleyerek daha şimdi 40 – 50 yıl sonra aşmaya çalışıyor.

Araştırmalar bir reçete veremeyecek durumda. Bazı insan yasını bitiremediği için yeniden bir eş bulamıyor. Üzüntüsüne veda edemeyen birisi, eskiyi bırakmadan yeni ilişkiye geçince mutlu olamıyor. 


Şahıstan şahsa durumun farklı olmasına saygı gösterip, kabullenme tek çözüm yolu oluyor. Acı çekene yardım ederken belli bir şema yok. Herkesin şahsa ve bulunduğu ortama göre anlayış göstermesi şarttır.

Askerliğinin bitmesine bir ay kala oğlunun ölüm haberini alan bir anne ve eşin ıstırabına sözle değil, yakın olmakla acıyı, yası paylaşmak gerekir. Her ölüm bir kayıptır, teröre çocuğunu kaybeden anne için de acı büyüktür. Namus davasında kendisini öldürmek isteyen oğlunun başına bir şey gelmesin, diyen annelere de sabır dilenmelidir.

Okulda bir piyeste uyuşturucu müptelâsı olan oğluna artık para veremeyen anneyi oğlu bıçaklar. Oğlanın eline anasının kanı bulaşmıştır. Yavrum elini mi yaraladın, diye haykıran annenin çığlığı kulaklarda hep çınlar.

Ölen bir insan aynı masada oturuyormuş gibi sofra hazırlayıp, ölen kişiye bir şeyler anlatan veya mezarı başında konuşan çıldırmamıştır. Bu davranışları yas süresine normal olarak, geçmişi hür bırakabilme işaretidir.

Acıyı paylaşmak isteyen sabırla dinlemeyi bilmelidir. Bilhassa ölümle ayrılıkta kötü negatif anılar unutulur, ama iyi anılar tekrar tekrar anlatılmak istenir. Zaten ölünün arkasından kötü konuşma etik kültürüne ters düşer. Çünkü o şahıs kendisini koruyamaz. Bardağın yarısı boş veya dolu görme görüş açısına göre değişir. İyi ve kötü kavramları şahıstan şahsa değişir.
Yas tutmada en büyük yardımcı duygu sevgi, en güzel meşgale sanatın bütün dallarıdır. 

Anadolu insanı ağıt toplumudur, bunu bilhassa müziğinde yaşatmaktadır.

Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey                       

Bu konuda okuduğum dergi:

Loslassen, Himmel und Erde, (ev.) Gemeindezeitung für den (Berlin-)Wilmersdorfer Süden, März 2016   

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.